(Özel Haber: Eren Aşnaz)
Sekiz yıl önce lösemi teşhisi konan oğlu Ali Utku’yu kaybeden ‘Mavi Çocuk Utku Umut Işıkları Derneği Başkanı Kemal Yücel, ‘kök hücre ve organ bağışı konusunda toplumsal bilincin artması ve lösemi hastası çocuklara dikkat çekmek’ amacı ile ‘Her Pedal Bir Umut Olsun, Şehitlere Saygı Bisiklet Turu` adını verdiği bisiklet turu ile Adana’dan Çanakkale’ye pedal çeviriyor. 1 Ağustos Pazar günü saat: 12.00 da Adan Atatürk Parkı’ndan Çanakkale’ye ilk pedalını çeviren Yücel, toplam 1783 km yol kat edecek. Yücel, düzenlediği bisiklet turu ile ilgili; “Kök hücre ve organ bağışı konusunda toplumsal bilincin artması ve lösemi hastası çocuklara dikkat çekmek amacı ile bisiklet turları düzenlediğim bisiklet turlarıma bu kez Adana’dan Çanakkale`ye Her Pedal Bir Umut Olsun, Şehitlere Saygı Bisiklet Turu` adını verdiğim bisiklet turuma Atatürk parkından pedal çevirmeye başladım” dedi.
Rota, orman yangınları bölgesi
Çanakkale’ye doğru ilk pedalını çevirmeden önce kendisini yolcu etmeye gelen bisiklet grupları tarafından Yücel’e anlamlı bir hediye verildi. Erzin İki Teker Bisiklet Grubundan ve Adana Bisiklet ve Doğa Sporları Derneğinden arkadaşları kendisine Adana’da yanan ormanlık alanlarının yeniden ağaçlandırma çalışmalarına destek vermek üzere fidanlar getirirken, Yücel rotasını Antalya’da orman yangınları bölgesinden geçirecek. Yücel, yardımseverler tarafından kendisine emanet edilen bebek maması, bebek bezi ve ilaçları da yangın zedelere ulaştıracak.
Adana Bayırına Şehitliğine memleket toprağı
Adana’dan Çanakkale`ye kadar pedal çevireceği bisiklet turuna özel bir anlam daha eklediğini belirten Yücel yaptığı açıklamada Çanakkale Savaşında kahramanlık destanı yazan Adanalı Şehitleri de unutmayarak, burada ki Adana Bayırı Şehitliğine Adana toprağı ve Türk bayrağı da getireceğini belirtti. Yücel açıklamasında; "Türk askeri Çanakkale`de dünya ecdadına diz çöktürürken tarihler 1915`i gösteriyordu. Çanakkale Savaşında yoğun çarpışmalarda düşman güçlerine kök söktüren Adanalılar birbirlerini tanımak ve en az zayiatı verebilmek için kollarına ve siperlerine mavi bir bant takmışlardı… Adanalılar geceleri düşman siperlerine ani saldırılar düzenliyor ve geri çekiliyorlardı.. Bu savaş taktiği neticesinde olası yaralı ve ölülerini kollarındaki bantlardan tanıyor ve kendi siperlerine götürüyorlardı. Çok büyük zayiatlar veren, geceleri birileri ile savaşan ancak gündüz olduğunda hiç kimseyi göremeyen İngiliz ve Anzak güçleri büyük bir korkuya kapıldılar ve nihayetinde konu, İngiliz moral subayı olan Hıristiyan din adamına intikal etti. Moral subayı rahip konuyu dinleyince `Eğer anlattığınız gibi ise bunlar (Adanalılar) Tanrının adamları olmalı` diyerek doğa üstü güçlerle savaştıklarını ifade etti... O gün Çanakkale savaşlarında bir şehre verilebilecek en büyük unvan verilmişti. O günden bu yana `Tanrının adamları` sözü günümüze "Adanalıyık Allah`ın Adamıyık" olarak geldi ve halende böyle devam etmekte...” dedi.