Lif Sanatı sergisi ilgi gördü

1995

 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Sanatı Bölümü Öğretim Görevlisi Eşref Bülent, öğrencilerinin yaptığı çalışmaları, ‘Lif Sanatından Korelatlar III karma öğrenci sergisi’ olarak Korfmann Kütüphanesinde sergiye açtı. Cuma günü akşam saat 17,30 sıralarında açılan sergiye vatandaşların ilgisi büyük oldu. Lif Sanatını anlatan ÇOMÜ öğretim görevlisi Bülent, serginin 21 Nisan’a kadar süreceğini söyledi. Serginin tarihsel boyutunu değerlendiren Bülent, ülkenin dokuma sanatında İran, Sasani ve Hindistan’a kadar süren geleneğe sahip olduğunu söyledi. Sergi açılışında konuşan Bülent; “Uzun zamandan beri Lif Sanatı dersine girmekteyim. Sanatsal faaliyetlerimizi, Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarımı Bölümü kapsamında yapmaktayız. Tasarım bölümünde de öğrencilerimiz, yaptıkları çalışmalarda giysi yapıyorlarsa giysi, baskı yapıyorlarsa baskı ya da dokumaya yönelik çalışmalar biçim almaktadır. Bizim, bu derste varacağımız nokta estetik hazlar noktasıdır. Tabi tümünü sanat nesnesi kapsamı içerisinde değerlendirmek mümkün olmayabilir. Bizim doğu olarak İran, Sasani ve Hindistan’a kadar giden büyük bir geleneğimiz vardır. Bu gelenek son zamanlarda el emeğine dayalı olduğu için azalmış ve gerilemiş olabilir ama biz bu geleneği kendi içimizde taşımaktayız” dedi.


“Bizdeki Anadolu kilim tekniği çok daha özlü bir tekniktir”
Ortaçağda asilzadelerin evlerindeki duvarlardan ses yankılamasını kesmek için resimli dokumanın kullanıldığını söyleyen Bülent; “Özellikle ortaçağda bir takım asilzadeler evlerinin duvarlarındaki yankılamayı kesmek için ressamların çizdiği bir takım dokuma yapıldı. Bunlara tapestry dendi. Bunlar resimsel dokumalardır, tablo gibidir. Aslında duvara asılan bir ürün olarak da geçiyor. Bu, sonradan öğrenilmiş bir tekniktir. Bizdeki Anadolu kilim tekniği çok daha özlüdür ama sembolik değerler için renkçiliğimiz de çok fazladır. Kendi içerisinde teknikleri üst noktaya geçmiştir amaç bizimki gibi resim yapmak değildi ama resim tarzında yapılmış olan saray dokumalarıdır. Yine doğuya gidersek burada İranlılar üst noktadadır. Özellikle tarih içerisinde eski Mısırlıların yaptığı çalışmalarda da vardır. Çıkartılan eserlerde keten dokuma ile keten ipliklerle yapılmış resimsel dokumalardan söz ediyoruz bunlardan” dedi.
 
“Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinde bu dokumacılık anlatılır”
Dokuma geleneğinin uzun yıllar öncesinden geldiğini aktaran Bülent; “Bu gelenek, İpek Yolu ve Baharat Yolu ile doğudan batıya doğru bir hareket olarak gelişmiştir. Özellikle tarih içerisinde koyunun evcilleştirilmesi ve coğrafi koşullar açısından Anadolu’nun kendisi Ortadoğu, büyük dokuma merkezleridir. Şuanda Suriye, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinde pek çok gezgin bu zengin dokumacılığı anlatır. Biz derslerimizde bunlardan söz ediyoruz ama amacımız birinci derecede geleneksel bir ürün yaratmak değildir. Geleneksel biri ürün yaratmak için geleneksel malzemeler gerekmektedir ve bilmeliyiz ki geleneksel ürünlerin işlemesi, çalışması çok zorlu ve uzun süreli usta çırak ilişkilerine dayanmaktadır. Biz, malzeme nedeniyle o tür bir çalışma yapamıyoruz. Bir de böyle bir ders için ayırdığımız süre de azdır. Özellikle doğu Avrupa ülkelerinde şuan bu tapestry dediğimiz çalışmalar, Rusya’nın da etkisiyle eski doğu bloklu ülkelerinde çok yaygındır. Her yıl Avrupa’da Lif Sanatı kapsamı içerisinde muhtelif yarışmalar ve sergiler düzenlenmektedir. Türkiye’de de bu konu yavaş yavaş oturmaya başladı ve gerçekten önemli Lif Sanatçılarımız da vardır. Ben, derslerimi bir kıvılcım olarak düşünüyorum. Öğrencilerimizin kendi kişisel çalışmaları olacak bundan sonra. Biz, sadece bir yol göstericiyiz. Öğrencilerimiz, kendilerini bu alanda geliştirmek istiyorlarsa mutlaka daha fazla çalışmaları gerekiyor” dedi.

“Bu sergiyi, Çanakkalelilerin de böyle bir şey yapabileceklerini göstermek için açtık”
Dokumanın Çanakkale bölgesindeki önemine değinen Bülent; “Ayrıca Çanakkale, eski bir dokuma bölgesidir. Bir çağ değişimi de oldu. Geleneksel dokumalarımızın çokça olduğu Çanakkale bölgesinde yavaş yavaş endüstriyel ürünler yaygınlaşmaya başladı. Belki ürünlerin daha ucuz olması, belki çağımızın dekor anlayışına uygun olduğun için ya da akımlara uygun olduğu için diyebiliriz. Ben, bu tür çalışmaları yaparken kendi bölgemizden de bir takım feyzler almasını ve etkiler içerisinde olmasını arzu ederim. Çanakkalelilerin, unutulmuş bazı ürünleri farklı bir şekilde yapabileceklerini bu tür ürünleri kendi evlerinde bir hobi olarak yapabileceklerini de işaret etmek için böyle bir çalışma yaptık” dedi.
 
“Korelatlar 3’ten sonra Korelatlar 4’ü çabucak açacağız”
Korelatlar sergisinin serisini anlatan 4’üncüsünü ve 5’incisinin de açılacağına vurgu yapan Bülent; “Sergimiz bugün açıldı 21 Nisana kadar sürecek. Maalesef süre daha fazla uzun olamadı. Bu yıl Troia yılı olduğu için sergi alanları çok yoğun. Biz, de ancak bu kadar süre içerisinde yer bulabildik. Dilerim gerisini tekrar getirebiliriz. Biz, sürekli üretiyoruz. Korelatlar 3’ten sonra Korelatlar 4’ü çabucak açarız. Daha uygun bir zamanda daha da uzun soluklu bir sergi olur diye düşünüyorum. Sergimizin 1’incisini Güzel Sanatlar Fakültesinin sergi salonunda açmıştık. Bu sergi, 21 gün sürmüştü. Aslında orada büyük bir alanı kapattık ve oldukça ilgi yoğundu. Bu çerçevede de Lif Sanatı’nı tüm okula duyurmuş olduk. Çünkü okuldaki bazı öğrenciler hala bilmiyordu Lif Sanatı’nın ÇOMÜ’de olduğunu, herkesin de çok hoşuna gitti. Çalışmalarımızın 2’nci sergisini de yine Korfman Kütüphanesinde yapmıştım” ifadelerini kullandı. 
(Oya Koyuncu)
Paylaş