Laçiner bir davayı daha kaybetti

 

Gezi Parkı sürecinde yaptığı bir açıklama nedeniyle Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant`ı mahkemeye veren ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner bir davayı daha kaybetti. Çanakkale Çevre Platformu üyelerinin yanı sıra dernek temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda vatandaş, Çanakkale Adliyesi`nde dün görüşülen dava öncesi Mümtaz Pirinçiler Meydanı`nda bir araya gelerek Nalbant`a destek verdi. Davanın beraatle sonuçlanmasıyla birlikte `Bu daha başlangıç, mücadeleye devam` , `Laçiner İstifa` şeklinde slogan atan katılımcılar, ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner`e tepki gösterdiler.

 

 

Çanakkale Çevre Platformu adına konuşan Filiz Ceylan Tekin; kentte yaşayan tüm duyarlı ve onurlu insanların yaşam ve doğa hakkı için bir mücadele verdiğini söyledi. Kazdağına, hem ülkede ve dünyadaki ekolojik hayata yapılan saldırılara karşı hem de kapitalist emperyalist sistemin taşeronu güçlere karşı mücadele etmeye devam edeceklerini belirten Tekin; “2013 Haziran ayında gerçekleşen Taksim Gezi Park direnişi ile, milyonlarca insan,yaşam biçimlerine müdahale edilmesine, doğanın artık sermayeye peşkeş çekilmesine, rantçı şirketlerin karlarına kar katmasına artık dur denmesi gerektiğini göstermiştir. Bizler yıllardır Çanakkale de yaşayan tüm duyarlı, onurlu insanlar, yaşam ve doğa hakkı için bir mücadele vermekteyiz. Kazdağına, ülkemizde ve dünyadaki ekolojik hayata yapılan saldırılara karşı, kapitalist emperyalist sistemin taşeronu güçlere karşı mücadele etmeye de devam edeceğiz. Böylesi önemli bir hareket bugünkü iktidar partisi olan AKP hükümetinin bütün kirliliğini ortaya çıkarmaktadır. 17 Aralık operasyonu ile ülkenin ruhsat ruhsat kimlere peşkeşe çekildiği, vadilerdeki suların, barajlarla nasıl zapt edildiği, kentsel dönüşüm projeleri ile yoksul halkların nasıl evlerinden edildiğini hep birlikte gördük. Kısacası tüm canlı hayatını ve eko sistemini yok sayan, kalkınma, ilerleme ve büyüme adına izlenen politikaların arkasındaki güçlerin, aslında kendi ceplerini, ayakkabı kutularını doldurmaktan ibaret olduğunu gösterdi. Kazdağı ve yöresinde yaşanan doğa talanı ve çevre katliamları da hepsi şu anki AKP iktidarının ve buna hizmet edenlerin eseridir. Bugün burada yanyana oluşumuzun ortak bir nedeni vardır. Hepimizin de bildiği gibi üniversiteler dünyada bilim yuvası olarak görülür. Sermayenin yararına, sermayenin çıkarlarına hizmet eden piyasalaşmış üniversite ve bilim, özgür ve özerk olamaz” dedi.

 

 

“Şuan burada görülen dava kişisel bir dava değildir” diyen Tekin; “Bu dava 2013 haziranında ülkenin her noktasında Sedat Laçiner ve temsil ettiği zihniyete karşı, alanlara çıkan hakları ve özgürlükleri için bedenini siper eden insanların davasıdır. Çanakkale de önümüzdeki günlerde, gezi olaylarında barışçıl gösterilere katılan on binlerce insan arasından seçilmiş kişilere karşı açılan soruşturma ve olası açılacak davalar da bugün görülen davanın aynısı olacaktır. 21 Ocak 2014 Salı günü 13 yaşında B.T.İ. nin görülecek davası da başta ülkemizin hukuk demokrasi ve özgürlükler tarihin de bir sınav olacaktır.” şeklinde konuştu.

 

ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner tarafından Nalbant`a açılan davanın beraatle sonuçlandığını ifade eden Tekin; “Kamuoyunun malumu olduğu üzere; yıllardır verilen çevre hakkı, yaşam hakkı mücadelesinde en üst düzeyde emek vermiş, Ziraat Mühendisleri Odası eski Başkanı ve Çanakkale Çevre Platformu dönem sözcümüze ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner tarafından dava açılmıştır. Bugün ikincisi gerçekleşen dava beraatla sonuçlanmıştır. Böylece herhangi bir suç ve hakaret işlenmediğini hukuk nezninde de onaylanmıştır. Sedat Laçiner’in amacı Çanakkale’de dikensiz gül bahçesi yaratmaktır. Aklı sıra varo yoğa dava açarak mücadele edenleri susturacağını sanıyor. Son günlerde açtığı davaların büyük bir bölümünü kaybetmeye de başlamıştır. Tehdit ve yıldırmaya dönük bu davalar artık Laçiner’in aleyhine işlemektedir. Sedat Laçiner’in yaptığı tüm hataları gözü kapalı destekleyenler de bunun bedelini ödeyeceklerdir” diye konuştu. Tekin konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Yaşam alanlarımız, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımız üzerine kurgulanan çevre mücadelesi haklı ve meşru bir mücadeledir. Bu amaçla İdare Mahkemesinde altı–gümüş madenleri aleyhine açtığımız 7 davanın tamamında yürürlüğü durdurma kararı alınmıştır.3 termik santral davasından birinde yürürlüğü durdurma kararı alınmış , diğer 2 davada da karar aşamasına gelinmiştir. Bu bir onurlu duruş mücadelesi ve tüm omurgalıların ortak mücadelesidir. Bizler var oldukça bu mücadele sonuna kadar devam edecektir.”

 

Bir çok kişiye dava açma yoluna giden ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner`in açtığı davalarda haksız çıktığına dikkat çeken Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant; “Sedat Laçiner seçildiği günden bu yana önce barışın kenti Çanakkale`nin huzurunu bozmaya çalışmış ve bunu başaramayınca da üniversitenin huzurunu bozmuş ve oradaki çalışma ortamını tümüyle yok etmiştir. Üniversitenin ortasına Türkiye`nin en büyük baz istasyonlarından birini getirip saat kulesi kılıfı altında saklayan bir zihniyettir Sedat Laçiner zihniyeti. Sedat Laçiner zihniyeti, üniversitenin Medikosu`nu kapatıp oradaki bir sürü insanın sağlık hizmeti almasını da engellemiştir. Sedat Laçiner zihniyeti, üniversitede Kazdağlarıyla ilgili araştırma yapan kurumu kapatmıştır. O yetmemiş altın tekelleriyle Alamos Gold Şirketi`nin taşeronlarıyla işbirliğine girmiş. Bir dönem `Türkiye`nin en büyük kütüphanesini açıyorum` diyerek, altın tekellerinden de kitap bağışı adı altında bağış almıştır. Bu utanılacak bir durumdur. Ayrıca `En büyük kütüphaneyi açıyorum` diyerek ortaya çıkan bir zihniyet; kitap okuyan bilim insanları, öğrenciler ve çalışanlar aleyhinde de `Neden kitap okuyorsunuz` diyerek dava açmıştır. Bu tür çelişkilerle dolu bir yönetim anlayışı sürüyor. Kim bu konularda eleştiri getirirse onun hakkında da dava açma yoluna başlamış. Ancak açtığı davalarda haksız çıkmış. Benim ile ilgili de açtığı dava beraatle sonuçlanmıştır. Laçiner, Gezi Parkı olayları nedeniyle olaylara katılanları eşkiyalıkla suçlamıştır. Buna karşı biz de `Biz eşkiyalık yapmayız ama Mustafa Kemal`e de İngilizler bir dönem eşkiya demişlerdi. O anlamda eşkiyalığı da kabul ederiz. Çapulcu da oluruz ama ben Sedat Laçiner`e dalkavuk demedim. Onun yaptığı gibi dalkavukluk yapmayız dedim. Yüce mahkeme suç unsuru bulmadığı için beraat kararı verdi. Demek ki kediye kedi demek suç değil. Biz de bundan sonra kediye kedi demeye devam edeceğiz” dedi. Yapılan konuşmaların ardından katılımcılar çeşitli sloganlar attıktan sonra basın açıklamasını sonlandırdı.