Kürtlerin göç hikayesi; Sulhname

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın (TESEV) demokratikleşme programı içerisinde yer alan kürt göçünün anlatıldığı sulhname isimli film gösterimi Erkan Yavuz deneysel sanat atölyesinde yapıldı.

771
 
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV) Demokratikleşme Programı`nın Kürt Sorunu Projesi kapsamında SuFilm tarafından hazırlanan ve 1990`larda göçe zorlanan vatandaşların maddi zararlarını gidermeyi amaçlayan “Terör ve Terörle Mücadeleden Kaynaklanan Zararların Tazminatı Yasası”nın Van ilindeki uygulanışını mercek altına alan Şehbal Şenyurt imzalı “Sulhname” isimli belgeselin gösterimi yapıldı. Belediye iş merkezi Erkan Yavuz deneysel sanat atölyesinde gösterimi yapılan belgeseli İl Kültür Turizm Müdürü Şinasi Haznedar ve çok sayıda vatandaş izledi.
 
“Devletin Kürt sorununa bakışı ele alındı”
Belgesel ile ilgili bilgiler veren TESEV Proje Yöneticisi Zeynep Başer; “2004 yılında, 1990lı yıllarda köyleri boşaltılarak göçe zorlanmış olan bir milyonun üzerindeki insanın zararlarının bir kısmının tazmini amacıyla bir yasa çıkartıldı. “5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yasa” (Tazminat Yasası), hükümetin yerinden edilmiş vatandaşlarına ilişkin geliştirdiği politikaları anlamak ve değerlendirmek için benzersiz bir fırsat sunmaktadır. Bunun da ötesinde, yasa, Türkiye’de devlet ile Kürtler arasındaki ilişkinin veya ilişkisizliğin, Avrupa Birliği sürecinde nasıl cereyan ettiğini gözler önüne seriyor. TESEV Demokratikleşme Programı ve SUFilm işbirliğiyle Van ili merkezi ve köylerinde çekilmiş olan Sulhname, bir yandan uygulamadan sorumlu komisyon üyelerinin, diğer yandan göç mağdurları ile avukatlarının Tazminat Yasası üzerinden adalete, hakikate ve elbette Kürt sorununa bakışını ele alıyor. Belgesel, yasadan yararlanan Kürtler ile devlet arasında imzalanan sulhnamelerin, toplumsal barışa ne ölçüde hizmet ettiğini sorguluyor” dedi.
“Savaşı durdurabiliriz”
Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en önemli sorunun sistematik ve yaygın insan hakları ihlallerinin hesabının sorulamaması olduğunu bildiren İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şube Başkanı Serpil Bayar, “TESEV’in demokratikleşme programı içinde yer alan kürt göçü konulu sulhname adlı film gösterimi için buradayız. Bu gösterim insan hakları derneğinin 26. yılına ironik bir biçimde denk düştü. 17 Temmuz 1986 da 98 insan hakları savunucusu tarafından kurulan derneğin kayıplar, işkence, adil yargılama gibi devlet şiddetine karşı mücadelesi ne yazık ki hala devam ediyor. Çünkü Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en önemli sorun sistematik ve yaygın insan hakları ihlallerinin hesabının sorulamamasıdır. GANDİ, Sıkılmış yumrukla el sıkışamazsınız der. Arkadaşlar biz bu gün, içinde düşünce ve çözüm olan bir hayal kuralım. Devam eden savaşa karşı bir güç olalım. Türkiye’nin batısındaki bir çok ilde eşzamanlı çoluk çocuk, genç, yaşlı, kadın, erkek, Türk, kürt, ermeni, rum Barış istiyoruz diye binlerce kalabalık sokaklarda haykırsın. Yani şiddet isteyen yumruklar el sıkışmak için artık açılsın. Biz istersek bu düşü gerçekleştirebilir bu savaşı durdurabiliriz” dedi.
Paylaş