Olumsuz futbol sergilemesine rağmen, rakiplerini birer birer sollayıp, klasmanın zirvesine yerleşen Fenerbahçe mi, yoksa nokta transferleriyle isabet kaydedip, her geçen maç aşama gösteren Galatasaray mı gülecek.? Bu soru cumartesi günü 21.00 sularında yanıtını bulacak.
İrfancan`ın Fenerbahçe`ye transferi nedeniyle iki kulüp arasında başlayan suni rahatsızlığın derbiye sıçramaması isteniyor. Ama, geçen sezon Galatasaray`ın Kadıköy`de 22 yıl aradan sonra galip gelmesi, bu maça rövanş niteliği kazandırıyor.
Ligin uzun soluklu bir maraton olmasına rağmen, Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin oynanacağı 24. haftada, zirve yarışına katılan Beşiktaş ve Trabzonspor`un gözü rakiplerinde olurken, kulakları da Ülker Stadı`ndan gelecek sonuca odaklanacak.
Seyircisiz oynanacak derbiyi futbol severler tribünlerden izleyemeyeceği gibi, cumartesi-pazar günü uygulanacak sokağa çıkma yasağı ile ilgili olarak; Gazino, Kıraathane ve Cafe`ler de müdavimlerine bu dev müsabakayı seyrettiremeyecek.
Kritik maçta, tecrübeli hoca Fatih Terim`in isteği üzerine yapılan nokta transferlerle daha da güçlenen ve üst düzeyde futbol oynamasa da sahaya bu gücünü yansıtan Galatasaray oldukça şanslı görünüyor. Kaldı ki, Cim-Bom deplasmanlarda da çok başarılı.
Lig`de 23 hafta geride kaldı. Erol Bulut, futbolcularına henüz takım kimliği kazandıramadı. Sarı-Lacivertli oyuncular rakip alana yerleşemiyor, aksine baskı altında kalıyor. Bununla birlikte, forvet oyuncularının performansları düşük, Mesut Özil hazır değil. Pelkas, İrfancan ve Gustavo sakat. Sosa rahatsız. Bunlar, Fener`in handikapları.
Neresinden bakılırsa bakılsın, bu bir derbi maçı. Hangi teknik adam, takımını fiziksel, zihinsel ve ruhsal açılardan kritik 90 dakikaya olumlu kanalize ederse, kim daha çok isteyip, direnç gösterirse, ayrıca top kimi severse, o kazanıp mutlu olacak, taraftarlarına sevinç yaşatacak.
(Cahit Göveren)
