Çanakkale Belediye Meclisi Aralık Ayı olağan toplantısını gerçekleştirdi. 1 Aralık Cuma günü yapılan toplantı Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın açış konuşması ile başladı. Toplantıda söz alan CHP’li Belediye Meclis üyesi Egemen Ergun, “Torba Yasa” olarak bilinen değişiklikler kapsamındaki Kentsel Dönüşüm Yasası konusunda değindi. Söz konusu yasada yapılan değişikler konusunda değerlendirmede bulunan Ergun, depreme dayanıklı binalarda oturmanın her vatandaşın Anayasal hakkı olduğunu dile getirdi. Ergun, “Kentsel dönüşüm deyince akla ilk önce TOKİ geliyor. Çünkü adı üzerinde toplu konut idaresi. Depreme dayanıklı binalarda oturmak her vatandaşın anayasal hakkı. Devlet öncelikle bunu sağlamalı. TOKİ’nin öncelikli amacı dar gelirli yurttaşlara nitelikli konut inşaatını karşılamak olsa bile, veriler öyle demiyor. Alt gelir grubuna yönelik üretilen konut oranı; 2003 2021 yılları dönemi incelendiğinde yüzde 14,8. İstanbul Sulukule’den örnek vererek yola çıkmak istiyorum. 2005 yılında başlayan çalışmalar, 1054 yılında Hindistan’dan geldiklerinden beri burada ikamet eden romanları yerinden etti. Yıllar 2019’u gösterdiğinde bir soylulaştırma projesi olarak karşımıza çıkan yeni kentsel dönüşüm konutların önlerindeki lüks arabalardan mahallenin gerçek sahiplerinin artık burada olmadığı anlaşılıyordu. Üstüne üstlük mahkeme Sulukule’nin gerçek sahiplerini haklı bulmuştu. Kamu yararı ve hukuka uygun olmadığına karar verilmişti mevcut uygulamanın. Daha önce öncesinde bir yürütmeyi durdurma kararı verilmiş olsaydı belki şu anda çok daha farklı şeyler konuşuyor olacaktık” dedi.
Ergun, değişikliğin ardından son halini alan Kentsel Dönüşüm Yasası’nın neler getirdiğini açıkladı. Ergun, “Şimdi gelelim yeni Kentsel Dönüşüm Yasası’nda yapılan değişikliklere. Öncelikle Sulukule örneğini vermiştim çünkü burada bir mahkeme kararı var fakat uygulamasının mümkün olmadığı bir mahkeme kararı. Yeni yasa ile yürütmenin durdurulmasına itiraz yasaklanacak. Şöyle ki; Keşif yapılması ve bilirkişi raporlarının teslim edilmesi bakımından süreler kısaltılıyor. Zorunluluk bulunması halinde ise ilk incelemenin ardından keşif ve bilirkişi incelemesi yapılabileceği öngörülüyor yürütmenin durdurulması talebine ilişkin verilen kararlara ise itiraz edilemeyeceği öngörülüyor. Tarafların isteme olsa dahi duruşma yapılması mahkemenin takdirine bırakılıyor, davaların dosyanın gelişmesinden veya ara karar keşif bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gereken hallerde bunların tamamlanmasından itibaren en geç 15 gün içinde karara bağlanması hüküm altına alınıyor. İstinaf aşamasında kararların iki ay içinde verilmesine yönelik düzenleme var” ifadelerine yer verdi.
Ergun, yasada yer alan rezerv alan tanımını ve rezerv alan uygulamasının ne getirdiğine ilişkin de bilgilendirmede bulunarak, “Yasadaki süresel değişiklikleri söyledim. Çanakkale’deki ilk örneğine gelecek olursak; 6306 sayılı kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda, yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere TOKİ Başkanlığı’nın veya idarenin talebine bağlı olarak veya re’sen bakanlıkça belirlenen alanlara rezerv yapı alanları denir. Rezerv yapı alanlarında kanunun amacı çerçevesinde fen ve sanat, norm standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek ve kanunda öngörülen amaçlar çerçevesinde kullanılmak üzere; riskli olanlar ile bu olanlar dışındaki riskli yapılarda ikamet edenlerin nakledilecek rezerv konut ve iş yerleri, gelir ve hasılat getirecek her türlü uygulama yapılabilir ve bu alanlar yeni yerleşim alanı olarak kullanılabilir. Artık yerleşim alanları da rezerve alan ilan edilebiliyor. Boş olan rezerv alan ilan edildiğinde ne yapılıyorsa artık, yerleşimi açık alanda da aynı uygulamalar yapılabilir. Bakanlık, yeni imar planları, yeni yollar yapma, bütün parsellerin yerini değiştirme, parsel kullanımlarını yasaya göre kendine almış oluyor. Uygulama şöyle işliyor; öncelikle alandaki bütün tapular hazine adına geçiyor. Hazineye geçmesinin nedeni de vatandaşın itiraz ve dava açma yollarını kapatmak. Uygulama bittiğinde Vatandaşı diyecekler ki ‘malının değeri bu kadardı biz buraya bu kadar masraf yaptık bize olan borcun bu, ödeye biliyorsan öde geri al ödeyemiyorsan bize terk etmek zorundasın.’ Öncelikle anayasamızın önemli bir maddesi var. Başlığı konut hakkı. Şöyle yazıyor; ‘Devlet şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler. Bu devlete sorumluluk yükleyen bir hak, şehirlerin özellikleri ve çevre şartlarını gözeterek bir planlama yapmak, konut ihtiyacının karşılamak devletin görevi. Anayasal haklarımızla ilgili aslında herhangi bir sıkıntı yok aslında, uygulamayla ilgili sıkıntılarımız var” dedi.
Ergun, Sümerkent Kooperatifi’nde bulunan Sümerbank Arazisinin de rezerv alan ilan edildiğini dile getirdi. Ergun, “Şimdi Çanakkale’de ne oldu? Herkesin Sümerbank arazisi olarak bildiği Sümer Kent Kooperatifi’ne ait 57 bin metrekarelik taşınmaz üzerinde bakanlık, kanunun mecliste onaylanmasının hemen ardından ‘rezerv alan’ ilan etti. Gerekli askı işlemlerinin tamamlanması için İl Çevre Şehircilik ve İklim Değişliği Müdürlüğü’ne yolladı. Önemli olan şu; bu kanunun değişikliği deprem sonrası gündeme geldi. Her kötü yaşanmışlığı bir fırsata çeviren rant sevdalısı iktidar kanundaki değişiklikleri herhangi bir sivil topluma meslek odalarına sormadan tartışmadan geçirdi. İktidarın Çanakkale halkının malına çökmek için rezerv alan ilan edilmesine ve belediye meclisi devreden çıkılarak rantçı imar planını uygulamasına sonuna kadar direneceğiz. Sizler ihanet etme sevdalısı olabilirsiniz ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak kent halkının haklarını sonuna kadar sahip çıkacağız. Samimi olarak bir kentsel dönüşüm yapmak istiyorsanız sosyal konutlarla ilgili belediyenin riskli alan taleplerine olumlu yanıt vermeniz gerekirdi. Yapmadınız. Çünkü Çanakkale halkını seçimi kaybettiğiniz için cezalandırmayı kendinizde bir hak gördünüz. Sosyal konutları yok sayıp içerisinde konut bile bulunmayan sanayi alanına, gerekli sosyal donatı alanı ve kanunun uygun gördüğü terkleri yapmadan %75’ini 2 emsal ile imara açmak, kent halkının malına çökmektir” dedi.
İktidarın, emekçileri kent merkezlerinden uzaklaştırmayı, kent merkezlerini sermayenin elit temsilcilerine açılmasını planladığını dile getiren Ergun, “Sulukule ve Fikirtepe Kentsel Dönüşüm projelerindeki gibi, ülkenin değerli gördüğü arazilerinde, kanun değişikliği ile başka bir aşamaya geçmiştir. Kentsel dönüşüm ihtiyacı rant paylaşımına alet edilerek anayasada güvence altına alınmış barınma hakkı ayaklar altına alınmıştır. Bu karar Çanakkale halkını kent rantına ortak etmekten çıkararak hakkını gasp etmiştir. Yapılan plan imar kanununa, mekansal planlar yapım yönetmeliğine, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına, Anayasaya ve en önemlisi vicdana aykırıdır. Çanakkale halkı, ne Sümerbank arazisine, ne de Dardanos Orman Kampı’na yapılmak istenen plan değişikliklerine geçit vermeyecektir. Çanakkale halkı derinme hakkını, tıpkı Kazdağları direnişinde olduğu gibi sonuna kadar kullanacaktır. Buradan Çanakkale halkını, bu haklı mücadelede, belediyemizi yalnız bırakmamaya çağırıyorum” dedi.
Ergun’un sözlerinin ardından konuşma yapan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise, “Burada bir rezerv alan ilan ederek, iki emsal ve 8 kat olarak bir plan yapmışlar. Bu noktada itirazımızı yaptık. Burası bir bütün, Trutaş da var, sanayi de var, başka alanlar da var. Bunu tek başına bozmuşlar. Biz de buna itiraz ettik. Madem bir şey yapıyorsunuz, bunu bir bütünlük içerisinde yapın, yerel yönetimin yapmış olduğu bir çözüm öneri var, onunla birlikte yapın. Ankara’da, Bakanlıkta birileri kafasına göre çizmiş, yapmışlar. Eş zamanlı olarak Dardanos Orman Kampı’ndaki itiraz kabul edildi. Yani ne demek istiyorum? Konut alanına çevirmişlerdi, ona itiraz ettik. Onu kabul ettiler. Başka bir şey yaptılar ama, park alanları ne yapılır imar yapılırken, kamuya terk edilir. Orayı bir rekreasyon alanına çevirmişler, iki kat da imar vermişler. Deniz kıyısına 0,5 emsal veriyorsun, bir de iki kat veriyorsun. Buna da itiraz edeceğiz. Doymuyorlar ranta. Kamu mallarına konmaya doymuyorlar. Artık, Çanakkale’nin üzerinden ellerini çeksinler. Biz belediye olarak bu noktada boş bırakmayacağız, elbette ki sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi. (Seçkin Sağlam-Damla Yeltekin)