Kazdağları Ekoloji Platformu bir kez daha Cengiz Holding'e ait Truva Bakır A.Ş.'nin, Halilağa Bakır Madeni’ne dur demek için bir araya geldi. Platform, paydaşları ile beraber; 5 Aralık tarihinde gerçekleşecek olan 2. bilirkişi keşfi öncesinde basın açıklamasında bulundu. Ekoloji aktivistleri bugün saat 14.30'da Çanakkale İskele Meydanı’nda ’Kazdağları için Ses Ver’ dedi.
Çanakkale’de faaliyet gösteren çok sayıda sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin eşliğinde, basın açıklamasında bulundu. Ritm Orman Grubu’nun müzikleriyle sloganlar atan ve dövizleri yere seren ekoloji aktivistleri, 5 Aralık Salı günü gerçekleşecek olan 2. davanın bilirkişi keşfi için Çan’da hazır bulunacaklarını duyurdu.
STK temsilcilerinin birer birer konuşma yaptığı basın açılamasında; Yanlış yapıyorsunuz dedikleri sürece suçlu ilan edildiklerini ifade eden Çanakkale Tabipleri Odası Başkanı Ayşe Güneş, “Bu maden projeleri ile yalnızca yöre insanının değil, gelecek kuşaklar için de elzem olan sağlığın temel koşulları ve kaynakları yok edilmek isteniyor. Huzur içinde yaşadığımız yuvamız; Bir anda iş makineleri ve toz duman içinde şantiyeye dönüştüğünde, Yaşamımızı eskisi gibi sürdürmemize imkân vermeyen bir şirket arazisine çevrildiğinde, Ekip biçtiğimiz toprak kirlendiğinde, hasatımızı sulayacak su kalmadığında, Artık tarım hayvancılık yapamaz hale geldiğimizde, Kırsal kesimde güvencesiz koşullarda yaşayan insanlara destekleyici devlet güvencesi sunulmadığında, İşsizlik korkusu ve düzenli maaş vaadiyle madenlerde çalışmaya mecbur bırakıldığımızda, Giderek bu şirketlerin kucağına daha fazla itildiğimizde Güzel bir geleceğin bizi beklediğini düşünenler fena halde yanılıyor!” dedi.
Mücadeleye devam edeceklerinin altını çizen Güneş, “İtirazımız, çabamız, isyanımız, ağıtımız, bir ağaca sıkı sıkıya sarılıp ağlamamız; işte tüm bunlar yaşanmasın diyedir. Yerel seçimler yaklaşırken, kentimizin doğal zenginliklerini ve kaynaklarını uluslararası tekeller ve yerli işbirlikçilerine peşkeş çekmeye çalışanlar 40 kere düşünmeli. Bizler var oldukça onları ifşa etmeye devam edeceğiz. Havamızı, suyumuzu, toprağımızı, doğamızı korumaya devam edeceğiz. Bu böyle biline!” şeklinde konuştu.
Kazdağları Ekoloji Platformu (KEP) adına açıklamayı okuyan Ferzan Aktaş ise, şu ifadeleri kaydetti: “Yöre halkının tüm itirazlarına ve projenin iptali için açtığımız ilk davayı kazanmamıza rağmen, Cengiz Holding, Bayramiç ve Çan ilçelerinin ortasında Hacıbekirler, Muratlar ve Halilağa köylerini haritadan silecek, 55 köyü etkileyecek, yörenin tüm su kaynaklarını tüketecek ve 600 hektar orman ve tarım arazisini yok edecek bakır madeni projesinde ısrar ediyor. 5 Aralık’ta, maden projesine karşı Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Çan Çevre Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği, Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği ve yörede yaşayan 90 yurttaş ile birlikte açtığımız 2. davanın bilirkişi keşfi gerçekleştirilecek. Davacılar ve yaşam savunucuları olarak orada olacağız. Davayı bu kez de kazanacağımıza inanıyoruz.”
Açıklamayı seslendirmeye devam eden Aktaş, “Henüz dava süreci devam ederken şirket Çevre Etki Değerlendirme Süreçlerinden kaçarak madene su sağlamak için DSİ ile yaptığı protokol kapsamında, gölet inşaatlarına ve Çan’ın can damarı olan Kocabaş Çayı’ndan su almak için kanal yapımı işlemlerine başlamış ve bu amaçla ağaç keserek ve arazi düzleyerek şantiye kurmuştur. Mahkeme kararı beklenmeden yapılan bu işlemler hukuka aykırıdır ve kabul edilemez. Ayrıca şirket yakın köylerde başka maden ruhsatları için de başvuru yapmakta yok edeceği alanı giderek genişletmek istemektedir.” dedi.
Kamuoyunda dolaşan iddialara ilişkin konuşan Aktaş, “Cengiz Holding’a ait olan Truva Bakır A.Ş.’nin kamuoyu yaratmak için daha önce yörede köylülere erzak kuponu dağıttığı, yemek organizasyonları yaptığı, köy muhtarlarını yanına almak için çeşitli geziler düzenlediği, kamunun yapması gereken altyapı işlerini yaptığı bilinmektedir. Şirket bu tür faaliyetleri ile bölgenin idam fermanı olan Halilağa Bakır Madeni Projesi için tepkileri sönümlendirmeyi, taraftar oluşturmayı amaçlamaktadır. Bayramiç Ziraat Odası’na yapılan drone bağışı da bu faaliyetlerden birisidir.” ifadelerini kullandı.
Maden projesi için açılacak olan 200 metre derinliğindeki devasa çukurun maden 20 yıl sonra kapansa bile asit gölü olarak varlığını devam ettireceğini söyleyen Aktaş, “Ağır metallerle dolu zehir, su kaynaklarına ve toprağa karışacaktır. Tüm Bayramiç tarım havzasının tepesinde açılacak ölüm çukuruna hayır diyoruz. Bayramiç ve Çan ilçeleri ve köyleri geçimini, marka olmuş ürünleriyle, tarım ve hayvancılıkla sağlıyor. Cengiz Holding’in rantı uğruna, geçim kaynağımızın, yaşam alanlarımızın, köylerimizin yok edilmesini kabul etmiyoruz. Eğer bu proje gerçekleşirse Ezine peynirini, Bayramiç beyazını, Çanakkale domatesini, Bayramiç elmasını unutmak gerekecek. Asıl kamu yararı tarımı yaşatmaktır. İklim krizini, yazın kuraklık ve kışın aşırı yağışlar ve fırtınalarla giderek daha sert bir şekilde yaşıyoruz. İklim kriziyle mücadelede en büyük savunmamız orman varlığımızdır. 1 milyona yakın ağacın katledilmek istendiği proje alanı Kazdağları ekosisteminin bir parçasıdır. Kazdağları, 72’si endemik, 1400’ün üzerinde bitki türünün ve sayısız hayvanın yuvasıdır. Avrupa ve Asya kıtaları için bu inanılmaz büyük bir biyoçeşitliliktir. Ancak ne yazık ki gözümüz gibi korumamız gereken ve kaybedersek asla geri gelmeyecek bu zenginlik, maden şirketlerini karı için kurban ediliyor.” dedi.
Aktaş; konuşmasına şu cümleler ile son verdi: “Bu kararı verenler kendi çocuklarının bile geleceğini düşünmüyor. Kazdağları halkı olarak bizler onların da çocukları için Kazdağları’mızı koruma mücadelemizden vaz geçmiyoruz. Kanadalı altın madeni şirketini 425 gün direnişle nasıl kovduysak, Cengiz Holding’i de Kazdağları’na sokmayacağız. Kazdağları Ekoloji Platformu bünyesinde yer alan tüm bileşenlerimiz, Çanakkale merkezli sendika, oda, dernek ve siyasi parti temsilcileri ile Kazdağları yöresinde böyle bir katliama izin vermeyeceğimizi hep birlikte bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz, Kazdağlar'ından Defol Cengiz!”
(Sevi Gözay Uğurlu/ Damla Yeltekin)