Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Merkezi Çevre Birimi tarafından açıklanan Kazdağları Doğa Buluşması`nın sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı: “Doğaya, doğanlara ve doğacaklara karşı kendini borçlu hisseden ve çağdaşlığın önemli göstergelerinden olan sürdürülebilir yaşamı savunan “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği”, “Çanakkale Çevre Platformu” ve “Karabiga Temiz Doğa Derneği” tarafından 26 Nisan 2014 tarihinde Çanakkale Karabiga’da “Termik Santraller ve Çevreye Etkileri” temalı panel ile 27 Nisan 2014 tarihinde “Çanakkale Evciler Köy Buluşması” kapsamında iki günlük KAZDAĞLARI DOĞA BULUŞMASI gerçekleştirilmiştir. Düzenleyen ve destekleyen kuruluşların ortak düşünceleri ve amaçlarıyla hazırlanan Sonuç Bildirgesi`ni kamuoyuna sunuyoruz.
Her iki etkinlikte, katılımlarla, sunumlarla ve demokratik hakların kullanımıyla başta ÇYDD olmak üzere tüm katılımcıların, destekleyicilerin yöre insanlarının gurur duyduğu saygın bir faaliyet olmuştur. Çanakkale ve Balıkesir illerimiz sınırları içinde yer alan Kaz Dağları’yla, bereketli ovalarıyla, endemik türleriyle, oksijeni ile ekolojik, tarihsel, kültürel, toplumsal mirasıyla Türkiye’nin kesintisiz en geniş doğal yaşam alanı olan yöre, son yıllarda metalik madencilik ve termik santraller projeleri ile enkaz dağlarına dönüştürülmek istenmektedir. ÇYDD olarak yöre insanın çığlığının Kaz Dağları’nın feryadının ortak sesi olmak ve bu mücadelede yanlarında yer alıyoruz. Tarihsel, kültürel, ekolojik ve toplumsal bir dünya mirası olan; bir mücevher, bir inci olan yörenin, termik santraller, metalik – kimyasal madencilikle ekosisteminin yok edilmesi, yöre insanı başta olmak üzere tüm canlıların sağlıklarının bozulmasına yol açacaktır. Bu faaliyetlerin bir an önce durdurulması gerekmektedir. Termik santrallerin hava kirliliğine neden olduğu, insanların sağlık sorunlarına yol açtığı, aynı zamanda bacalardan çıkan kirleticiler içinde bulunan "arsenik, kurşun, civa, kadmiyum, selenium" gibi ağır metallerin toprakta birikmesi ile toprağı öldürmesi, buradan da içme sularına karışarak zarar vermesi bilimsel olarak ta kanıtlanmıştır. Diğer yandan, termik santrallerin soğutma sularının denize verilmesi deniz yaşamını etkileyen en önemli tehlikelerdendir. Genel olarak ta bacalarından karbondioksit çıkışları ile küresel ısınmanın önemli bir etkenidir. Tüm gelişmiş ülkelerin kullanmadığı kömüre dayalı termik santrallerin dayatmalı olarak yörede kurulmak istenmesi insanlık adına utanç duyulacak bir faaliyettir, bir cinayettir. Uydurma ÇED raporları ile halkın görüşünün alınmadığı ve tüm yargı kararlarına rağmen faaliyetlerine devam eden termik santrallere izin verilmemelidir. Benzer şekilde, doğal zenginliği yok ederek, kârlılıklarını artırmak isteyen ulusal ve uluslararası şirketlerin Kaz Dağları’ndaki altın madenciliği faaliyetleri de kabul edilecek bir durum değildir. Kendi ülkelerinde kullanımı yasak olana ve dünyanın en etkili zehiri olan siyanürle altın madenciliği işletmesini kuracak olan bu emperyalist düşünce ürünü olan şirketler, antik çağlardan beri yaşam alanı olmuş, “Bin Pınarlı İda” olarak tanımlanmış olan Kaz Dağları’mızı enkaz dağlarına, ölüm çukurlarına çevireceklerdir. Üzerinde çok sayıda endemik bitki ve hayvan türlerini barındıran, Balıkesir ve Çanakkale illerinin hatta Yunan adalarının içme suyunu karşılayan Kaz Dağlarının yok edilmesine asla göz yummayacağız. Çünkü bu amaçla milyarlarca ton kayacın çıkarılması, parçalanması ve kullanılacak binlerce ton siyanürün yörede yaşayan ve geçimini tarımdan sağlayan 750.000 kişinin rızkının gasp edilmesine ve toprağımızın, suyumuzun, kültürümüzün, tarihimizin yok olmasına izin vermeyeceğiz diye haykıran yöre insanın yanında yer almak ve bunlara karşı mücadele etmek bir vatanseverliktir. Para, sömürü adına ardamarları çatlamış bu şirketlerin hem termik santral hem de siyanürlü altın işletmelerinin tüm faaliyetlerinin durdurularak, doğaya, doğanlara ve doğacaklara saygı gösterilmesi gerekmektedir. Çağdaş bir insanın içinde yaşadığı toplumun sorunlarına sahip çıkması ve çağdaş bir toplumun temiz bir çevrede yaratılması bilincinde olan ÇYDD çevre konusunda taraftır. Yaşamın her parçasında her döneminde sürdürülebilirlik ilkesini benimseyen ÇYDD ülkemizin nadide bölgelerinden olan Kaz Dağları’ndaki bu faaliyetlerin bir an önce durdurulmasını talep etmektedir. Türkiye’nin bu eşsiz bölgesine duyarlılık gösterip geçmişe, geleceğe ait sorumluluklarını kanıksayan ve bu etkinliklerimize katkı sağlayan tüm kişi, kurum ve değerli katılımcılara, birlikteliğin en güzel örneklerini veren yöre halkına, köylüsüne ve bu etkinliğimizi ulusal ve uluslararası kamuoyuna taşıyan değerli basın mensuplarına teşekkür eder, şükranlarımızı sunarız.”