"Kaynak var ama emekçiye aktarılmıyor"

723
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, beraberindeki genel merkez yöneticileri ile Çanakkale`ye geldi. Bir dizi ziyarette bulunan Yeşil ve beraberindeki heyet, hükümet tarafından açıklanan memur zamlarını ve iktidarın ekonomi politikalarını değerlendirdi. AKP iktidarının halk desteğini kaybettiğini belirten KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, iktidarın ülkedeki emeği ucuzlatarak iş ve dış sermayenin desteğini almaya çalıştığını söyledi. 
 
"Zam, cebimizdeki yangının büyüyeceğinin habercisi"
20 yıllık iktidarının sonuna geldiğini söyleyen Yeşil, AKP`nin giderayak ülkenin kalan son kaynaklarını da talan ettiğini ifade etti. Memur zamlarına yönelik yüzde 36,2`lik zammı da değerlendiren Yeşil, "2021 için geçerli olan yeniden değerleme oranı yüzde 9,11 iken 2022 yılında rekor bir artışla %36,2 yapıldı. Bu zam, cebimizdeki yangının 2022 yılında daha da büyüyeceği, temel yaşam giderlerimizi karşılayamaz hale geleceğimizin habercisidir" dedi. 
 
"Gençler barınacak yurt bulamıyor"
"Ücretlerimiz enflasyonun altında ezildi" diyen Yeşil, "Maaşlarımız ve alım gücümüzü eridikçe eriyor. Ocak 2021`de 7.37 TL olan dolar kuru bugün 13.80 TL civarında seyrediyor. Ocak ayında en düşük maaş alan kamu emekçisi 3.930 TL olan maaşıyla 533 dolar alabilirken bugün 4.154 TL maaşıyla 301 dolar anca alabiliyor! 232 dolarlık kayıp alım gücündeki erimeyi gözler önüne sermektedir. Emekçilerin başlarını sokacak bir ev satın alması artık hayal oldu. Bırakalım satın almayı kiralık ev bulmanın dahi şans olarak görüldüğü bu ortamda kira fiyatlarındaki artış her gün rekor tazeliyor. Bin bir emekle büyüttüğümüz gençler barınacak yurt bulamıyor. Ucuz işgücü kaynağı görülen kadınlara yönelik şiddet kadın kırımı boyutuna ulaştı" dedi. 
"Patronlar istediği zaman keyfi olarak işten çıkarıyor, iktidar sorgusuz sualsiz ihraç ediyor!"
Yeşil, "Sadece geçen hafta çoğu Diyarbakır EĞİTİM SEN üyesi onlarca KESK`li OHAL`in fiili devamı olan 375 sayılı KHK`nın geçici 35. Maddesine dayanılarak haksız ve hukuksuz şekilde ihraç edildiler. Bu arkadaşlarımıza suç olarak isnat edilenlerin tümü Konfederasyonumuz ve sendikalarımızın kararlarıyla hayata geçirilen eylem ve etkinliklere katılmalarına dairdir. İktidar açıkça sendikal faaliyetleri kriminalize ederek uygulanamaz hale getirmek istiyor. Konfederasyonumuzun siyasi ve ekonomik krize karşı mücadele programlarını hayata geçirdiği ve üye artışlarının olduğu dönemlerde KESK`lilere yönelik ihraç, gözaltı, tutuklama, mobbing gibi baskı yöntemlerinde artışın yaşanması tesadüf değildir. Bu son ihraçların da bu amaçla planlanarak yapıldığını düşünüyoruz. İhraç edilen arkadaşlarımızın ağırlıklı olarak geçmişte ya da şu an şube yöneticilerinden, KESK organlarında yer alanlardan seçilmiş olması düşüncemizi haklı kılmaktadır. İktidar, polis devleti uygulamalarıyla kendisi gibi düşünmeyen, politikalarına rıza göstermeyen her kesimi hedefe koyuyor, sistematik yıldırma politikasıyla biat etmeye zorluyor. 375 sayılı KHK`nın ek 35. Maddesinin hukuka, uluslararası sözleşmelere, sendikal hak ve özgürlüklere aykırılığını bir kez daha kamuoyunun dikkatine sunuyor, ihraç edilen bu arkadaşlarımızla her türlü dayanışma içinde olacağımızı ifade ediyoruz" dedi. 
 
"İşsizlerin sayısı 10 milyona yaklaştı"
"Sadece siyasi ve ekonomik kriz değil aynı zamanda hukuk ve adalet kriziyle de karşı karşıyayız" diyen Yeşil; "Adalete olan güven tarihin en dip noktalarında seyrediyor. Yandaş medya dahi bu gerçekliği artık gizleyemiyor. İktidar baskısı altındaki yargıda ağırlıklı olarak iktidarın ihtiyaçlarına göre kararlar çıkıyor, istisna düzeyinde çıkan kararlar ise hayata geçirilmiyor. Barış Akademisyenlerine ilişkin AYM`nin ve sonrasında ağır ceza mahkemelerinin beraat kararlarının OHAL komisyonu tarafından ciddiye alınmaması ve başvuruların reddedilmesi bunun somut örneklerindendir. Keyfiyet ve hukuksuzluk tüm kurumlara sirayet ederek bir yönetim biçimi haline gelmiştir. İşsizlik aldı başını gidiyor. İşsizlerin sayısı 10 milyona yaklaştı. Gençler ve kadınlarda işsizlik oranı daha fazla. İşsiz kaldığımızda ise İşsizlik Sigortası Fonundan işsizlik parası alamıyoruz. Çünkü fondaki paralar sürekli patronlara aktarılıyor. Asgari ücrette bizi kıskandığı söylenen Avrupa ülkelerinin en altındayız! Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre 2020 yılında kayıtlı işçilerin yüzde 42`si asgari ücretle çalışıyor. Yani 2020 verilerine göre 15 milyon 203 bin 423 kayıtlı çalışan işçiden 6 milyon 390 bin 19`u açlık sınırının altındaki asgari ücretle çalışıyor" dedi. 
 
"Mesele kaynak olmaması değil, iktidarın ve sermayenin tercihleridir"
Yeşil, "Bize olmayan kaynaklar, silahlanmaya savaşa gidiyor. O nedenle, barış hepimizin acil talebi. Bize olmayan kaynaklar hazine garantili KOİ projeleri aracılığıyla yandaş müteahhitlere gidiyor! Bize olmayan kaynaklar TÜGVA, TÜRGEV, ENSAR, İLİM YAYMA CEMİYETİ gibi vakıflara ve cemaatlere gidiyor. Bize bir maaş bile çok görülürken, kaynaklar birkaç maaş birden alan iktidarın bürokratlarına, eşe-dosta gidiyor! Biz fakirleşirken onlar zenginliklerine zenginlik katıyor. İktidarın sağlık emekçilerini bir bütün olarak görmeyen, ayrımcı politikalara karşı sendikamız SES`in yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak temel ücret, 3600-7200 ek göstergenin kademeli olarak düzenlenmesi, yıpranma payı ve Covid-19`un iş kazası ve meslek hastalığı sayılması talepleriyle 6 Aralık`ta gerçekleştirdiği grevi bu vesileyle selamlıyoruz. İktidarı pandemi koşullarında 2 yıldır canla başla çalışan sağlık emekçilerine yönelik politikalardan vazgeçmeye, taleplerin gereğini yerine getirmeye çağırıyoruz" dedi. 
 
"Geçinemiyoruz" mitingleri yapılacak 
Yeşil son olarak, ""Bunu sadece buradan değil meydanlarda da söylüyoruz, söyleyeceğiz. Bu çerçevede Konfederasyonumuz "Geçinemiyoruz! İnsanca Yaşam, Emekten ve Halktan Yana Bütçe İçin Omuz Omuza" şiarıyla 18 Aralık 2021 Diyarbakır ve İzmir, 19 Aralık 2021 İstanbul ve Ankara olmak üzere 4 ilde bölge mitingi yapacaktır. Bölge mitinglerimizde sadece kamu emekçilerinin değil krizden etkilenen tüm kesimlerin seslerini duyurmasını ve taleplerini dile getirmesini amaçlıyoruz. Sizler aracılığınızla kamu emekçilerine, işçilere, işsizlere, güvencesiz çalışanlara, kadınlara, emeklilere, esnaflara, gençlere, "geçinemiyoruz" diyen tüm kesimlere seslenmek istiyoruz: 18 Aralık 2021 Diyarbakır ve İzmir, 19 Aralık 2021 İstanbul ve Ankara`da yapacağımız mitinglerde hep birlikte itirazımızı ve sesimizi yükseltelim" dedi.
(Seçkin Sağlam) 
Paylaş