Çanakkale Bakkallar ve Bayiler Esnaf Odası Başkanı ve Kent Konseyi Başkanı Engin Kandemir, Türkiye Bakkallar ve Bayiler Esnaf Odası Federasyon Denetleme Kurulu’na seçildi. Gazetemiz Çanakkale OLAY’ı ziyaret eden Kandemir, gazetemiz sahibi Aynur Ganiler’in sorularını yanıtladı. Son dönemde yaşanan ekonomik sıkıntının esnafa olumsuz yönde yansıdığını belirten Kandemir, üretimin yoğun olduğu ürünlerde dahil Türkiye’nin dışa bağımlı bir hal aldığını belirtti. Özellikle fahiş fiyatlara karşı vatandaşlara tavsiyeler sunan Kandemir, tüketicilerin Valilik başta olmak üzere, belirli kurumlara dilekçe ile şikayette bulunabileceklerini söyledi. Esnafın temel tüketim giderleri olan elektrik, su, doğalgazda büyük kiraları aratmayan borçlar ödediklerini belirten Kandemir, yüksek vergilerin kaldırılması gerektiğini dile getirdi.Saat 22.00’dan sonra, alkol yasağının Çanakkale gibi turizm kentlerinde esnafa büyük darbe vurduğunu ifade eden Kandemir, yasağın kaldırılması gerektiğini belirtti. AVM’lerin kent içerisinde olmasının esnafa büyük zarar verdiğini belirten Kandemir, vatandaşları küçük esnafa destek olmaya çağırdı. Küçük esnafın yalnızca bir ticari kuruluş değil, aynı zamanda bir kültür alanları olduğunu belirten Kandemir; “Çocuğunuzu, eşyanızı, evinizin anahtarını mahallenizin esnafına, bakkalına bırakırsınız. Bu gelenek hala devam ediyor. Cebinizdeki paranız 50 kuruş 1 lira eksik diye bakkal size hiçbir şeyi vermemezlik yapmaz. Ancak, büyük alışveriş merkezlerinde asla alamazsınız. Bakkalın olduğu yerde ışık olması dahi caydırıcılık yaratıyor ve oradaki suç oranını düşürüyor. Biz, bunları yok edersek, bu sıralı zincir mağazalara dur demezsek, kendi kültürümüzü yok etmiş olacağız” dedi.
“Üretimin tüketimden daha fazla olduğu bir yerde ketçap ithal etmemiz mantıklı değil”
Birçok yetkili yüksek fiyatlarda, malların toptan fiyatına bakmadan esnafı sorumlu tuttuğunu belirten Kandemir; “Buda bizim esnafımızı gerçekten mağdur ediyor. Bunlar hoş davranışlar değil. Doların yükselmesine bağlı yada bağlı olmayan fırsatçı bir tüccar zihniyeti de var. Buna tabii ki dürüst tüccarlarımızı katmıyorum. Ancak fırsatçılar olabiliyor. Bazı mallarda aracının da aracısı oluyor. Aynı zamanda Ziraat Odası Eski Başkanıyım. Bölgemde domatesin nasıl üretildiğini biliyorum. Türkiye’de üretim tüketimin iki katından daha fazla. Türkiye’de salça fiyatlarının bu kadar yükselmesini anlayamıyorum. Bazı alışveriş merkezlerine gittiğimde Türkiye gibi bir ülke, yabacı bir ülkenin ketçabını ithal etmiş. Böyle bir domates memleketinde üretimin tüketimden daha fazla olduğu bir yerde bizim ketçap ithal etmemiz hiç mantıklı değil” dedi.
“Vatandaşlar fahiş fiyatları dilekçe ile şikayet edebilir”
Fahiş fiyatlar için denetleme mekanizmalarının arttığını dile getiren Kandemir; “Piyasalarda denetleme mekanizması mevcut. Bunun için Belediye olsun, Tarım İl Müdürlüğü olsun, farklı noktalarda Maliyenin de gittiği yerler var. Ancak fazla kar eden, haksız kazanç elde eden firmalar var. Çok büyük ismi açıklanmayan firmalar var. Bunların isimleri açıklanmadı. Eğer bunların isimleri açıklanırsa, herkes tedbir alacaktır ve ona göre hareket edecektir. Yine fiyatlarda hala yüksek meblağlar olursa vatandaşlar bunları muhakkak bildirmeliler. Son gelen genelgeyle, Sayın Valilerimize çok büyük denetleme yetkileri verdi. Burada Valiliğe yapılacak bir şikayetle, Valilik direkt olarak bu duruma müdahale edecektir diye düşünmekteyim. En basit yöntemde Valiliklere kestirme yapılacak müracaatlardır. Vatandaşlar, dilekçe ile Valiliklerde kayıt bölümlerine şikayetlerini bildirebilirler. Fahiş fiyat gördükleri her konuda Valiliğe dilekçe ile bildirebilirler. Ayrıca bizlerde Esnaf Odaları ve Esnaf Odaları Birliği olarak bu konuda bize müracaat edildiği zaman denetleme kurullarımız var. Şikayetgeldiğinde vatandaşı mağdur eden esnafsa disiplin kurulu olarak toplayıp konuyla ilgili kararlar alırız. Bu konuda biz her zaman tüketicinin yanındayız” dedi.
“Vergi oranları yüksek ürünlerde yüzde 10 indirim uygulanamıyor”
Önlem olarak alınan yüzde 10 indirim uygulamasını değerlendiren Kandemir; “Pazarlarda birden fazla etiket olması ile ilgili ise Ankara’da bir toplantı gerçekleştirdik ve yeni bir etiketleme yönetimi yapılmasına karar verdik. Bu günlerde etiketlerimizi bastırıyoruz. Esnaflarımıza dağıtacağız. Buna en çok tuhafiye, lokantacı ve bakkal esnaflarının ihtiyacı var. Kanunlarımıza uygun olarak etiketlerimizi dağıtacağız. Aynı zamanda yüzde 10 indirim uygulaması yine firmalarımız tarafından devam ediyor. Ancakbunu her üründe yapmıyoruz. Kar marjı çok daha yüksek olan ürünlerde yüzde 10 indirim uygulaması çok sıkıntı yaratmıyor. Ancak vergi oranları yüksek ürünlerde bu uygulanamıyor. Mesela dondurmada kar payı yüzde 18’lere kadar düştü. Şimdi, buna yüzde 10 indirim verilirse, esnafın hiçbir işine yaramaz. Yüzde 10 uygulaması mecburi olan bir uygulama değil. Çağrı üzerine esnaftan bir fedakarlık bekleniyor. Otomatik olarak esnaf bunu indiriyor. Her firma bununla ilgili reklamını yapıyor. Esnafta elektrik o kadar pahalı ki, ödemekte zorlanıyorlar. Özellikle lokantacılarda için bu çok önemli. Elektik paraları bazı işletmelerde kira parasından bile daha fazla oluyor. Biliyorsunuz, Lapseki’de soğuk sıcak su parası tartışması yaşanmıştı. Oradaki esnafımız eleştirilmişti. Bende o zaman konuya ilgili demeçler vermiştim. Bir söz vardır. Her külfetin bir nimeti, her nimetin bir külfeti vardır. Orada bir 50 kuruş fark almış olabilir. Ancak, dikkatli düşündüğümüzde esnaf orada zarar ediyor” dedi.
“Alkol yasağı turistik kentlerde olmamalı”
Denetleme Kuruluna seçilen Kandemir, alkol yasağının turizm kenti olan illerde büyük mağduriyet yarattığını ifade ederek; “Türkiye Bakkallar Bayiler Federasyonu Denetleme Kurul Başkanı seçildim. Türkiye’deki bütün bayilerin Genel Başkanı Bendevi Palandökendir, kendisine teşekkür derim. Bizi buraya getiren öncelikle esnafımızdır. Onlar bizim için çok değerli aynı zamanda Esnaf Odaları Birliği Disiplin Kurulu Başkanlığı yapıyorum. Esnafımıza karşı sorumluyuz. Ben, daha öncede özellikle Çanakkale gibi yerlerde saat 22’den sonraki alkol yasağının çok büyük bir haksızlık olduğunu dile getirdim. Bundan sadece bahsetmekle kalmadık. Trakya Bölgesinden ne kadar Başkan varsa toplandık ve bununla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne dava açtık. 22’de sonraki yasak turizmin olmadığı bölgelerde, alkolün az tüketildiği yerler olabilir ancak Çanakkale gibi turizm kentlerinde bu şekilde yasak konulmasını her türlü yanlış buluyorum. Tamamen yanlış bir yasa. Benim esnafım çoluğuna çocuğuna yemeğini götüremiyorsa, benim esnafım borç içerisinde bankaların baskısı altında inim inim inliyorsa, ekonominin bozuk olduğu yerde mutluluğu bulmamız kolay değildir. Çünkü huzur olmaz. O yüzden bu iş yerlerimizin vebali altında kalamayız” dedi.
“Çocuğunuzu, eşyanızı, evinizin anahtarını mahallenizin esnafına bakkalına bırakırsınız”
Son olarak mahallelerdeki esnaf kültürünün yaşaması ve yaşatılması gerektiğini belirten Kandemir; “Türkiye’de bir darboğaz var. Bu aşılmaya çalışılıyor bu dönemde herkesin fedakarlık yapması lazım. Bu fedakarlık bütünsel anlamda paylaşarak yapılırsa, bunu aşmamız daha kolay olacak. Bazı ürünler için lüks tüketim deniliyor. Belirli bir kitle üzerinde devamlı kullanılan tüketim ürünlerine sürekli zam yaparsak, vergi koyarsak bizim işimiz daha da zorlaşır. Eskiden firmalar ciddi kampanyalar yapıyordu. Çünkü bu firmalar o kadar yüksek vergiler ödemiyordu. Şu anda ise vergiler arttığı için kar payları azaldı. Yine,kantinci arkadaşlarımızın çok büyük sıkıntıları var. Kar paylarını azaltıyorlar. Kantin esnafımız aynı zamanda okullardaki çocuklarımızı koruyup kollamakta. Ancak çocuklar her zaman dışarıdalar. Bu konuda daha disiplinli olunması lazım. Esnafın haktan istediği, halkında esnaftan istediği şeyler var. Çocuğunuzu, eşyanızı, evinizin anahtarını mahallenizin esnafına bakkalına bırakırsınız. Ve gelenek hala devam ediyor. Cebinizdeki paranız 50 kuruş, 1 lira eksik diye bakkal size hiçbir şeyi vermemezlik yapmaz. Ancak bunu büyük alışveriş merkezlerinde asla yapamazsınız. Bakkalın olduğu yerde ışık olması dahi caydırıcılık yaratıyor ve oradaki suç oranını düşürüyor. Biz, bunları yok edersek, bu sıralı zincir mağazalara dur demezsek, kendi kültürümüzü yok etmiş olacağız. Kendi güvenliğimizi sarsmaya başlayacağız. Yarın öbür gün oradaki o bekçiyi bulamazsınız. Şu anda Çanakkale’de 564 bakkalımız var. Ben, Bakkallar Odası Başkanı olduğum zaman odada hiç paramız yoktu. O dönem esnafımızın hepsine fidan dağıttık. Bizim çevreye bile fikir olarak katkımız var. Ancak büyük alışveriş merkezleri ne yapıyorlar? Çevre kirliliğine sebebiyet veriyor. Her binayı kağıtlarla dolduruyorlar. Madem bu büyük AVM’ler bu şehirde para kazanıyorlar, vergilerini Çanakkale’de ödüyorlar mı? Ödemiyorlar. Halkın lehine yapmış oldukları bir çalışmaları var mı? Yok. Bunlar hep alacak ve hiç vermeyecek. Kente hiçbir katkı sağlamayacak. Ben burada sadece küçük esnaf olsun,AVM’ler kapatılsın demiyorum. Çok büyük AVM’ler olabilir. Tüketicinin istediği yerden istediği malı almaya hakkı vardır. Ancak bunları şehrin merkezine değil, şehirden uzak, araçlarla gidebilecek yerlere yaparsak, o zaman esnafımızda daha yoğun çalışır. Sıralı zincir mağazalar kent merkezinde olursa, benim esnafım yeri geliyor iş yerini kapatmak zorunda kalıyor. Bu mağazalarda dönen para bizim yerel esnafımızda olduğu gibi Çanakkale’de dönmüyor. Paramıza sahip çıkalım, kentimize sahip çıkalım, esnafımıza sahip çıkalım. Biz, esnaf olarak şehrimizin insanını çok seviyoruz” dedi.
(Eren Aşnaz)