havadurum

Kadına Özel

“Mutsuzum, depresyondayım, evliliğim iyi gitmiyor”... Göz altı torbalarından kurtulun... Yaklaşan Etkinlikler...

1039
 
“Mutsuzum, depresyondayım, evliliğim iyi gitmiyor”
 
Türkiye`de şiddet olgusunun normalleştirilmeye çalışıldığını, kadının etkisiz, evde oturan, çok çocuk yapma ödevi olan ve çocuk bakan bir forma dönüştürüldüğünü kaydeden Albayrak bunun kadınlarda özgüven problemi yarattığını ve yasalar önünde de yüz yıl öncesinde hak mahrumiyetleri yaşadığı dönemlere geri döndürülmek istendiğini söyledi.
 
Bir psikolog ve siyasetçi olarak yaptığı çarpıcı tespitler ile Çanakkale`de kadının toplum içindeki yerinden örgütlenmesine ve aile içindeki rolüne değinen Albayrak kadının her koşulda ekonomik bağımsızlığı kazanmasının şart olduğunu belirtti.
 
Terapim Danışmanlık Merkezi`nde sorularımızı yanıtlayan Psikolog Nurşen Albayrak`ın tavsiyeleri her zaman başucu kitapçığı olacak değerde...
 
Olay- Son yıllarda kadına yönelik şiddet arttı mı? Bu konuda terapi desteği alan kadın oranında artış var mı?
Albayrak: Son dönemlerde Çanakkale`de şiddet gördüğü için terapiye gelen kadın sayısında yüzde 50 oranında artış var. Şiddet de arttı, boşanma da. Çoğu kadın şiddet gördüğünün bile farkında değil. Psikologa gelen çoğu kadın: “Mutsuzum, depresyondayım, evliliğim iyi gitmiyor” gibi şikayetlerle geliyor. Çoğu kadın şiddet görüyor ve şiddet olgusu normalleştirilmeye çalışılıyor. Kadınlarda son zamanlarda özgüven kaybı oluştuğunu gözlemliyorum. Kadın şiddeti zorunlu bir kabulleniş devresine girdi. Kadın dediğin evde oturur, çocuk yapar ve çocuk bakar anlayışı yerleştirilmeye çalışılıyor. Şiddete artış vardır ve böyle giderse daha da artacaktır. Türkiye`de kadın-erkek eşitliğinden geçildi, kadın neredeyse insan olarak görülmemeye başladı. Miras konusunda, hak huluk arayışında, şahitlik alanında kadınlar haklarında tıpkı yüz yıl öncesine geri döndürülmeye çalışılıyor. Bir erkeğe dört kadın konusu bile gündeme geldi. Kadında erkek emreder, biz yaparız anlayışı yerleşmeye başladı.
 
Olay- Kadın tüm bu olanların farkında mı?
Albayrak: İçimi en çok acıtan konu bu. Kadınların çoğu bunun ya farkında değil, ya da farkında olduğu halde kabullenmeyi seçiyor ve ses çıkarmıyor. En üzücü olanı da bu, çünkü sessiz kesimin içinde eğitimli ve üniversite mezunu kadınlar da var.
 
Olay- İstatistiklere göre Türkiye`de yaşayan iki kadından biri şiddet görüyormuş. Kadınlar bununla nasıl başa çıkıyor?
Albayrak: İki kadından biri değil, her kadın aslında hayatının bir döneminde şiddete uğruyor. Toplumda ayıp korkusu, günah korkusu, dışlanma korkusu, eşine hayır diyememe korkusu ve alttan alma durumu var.
 
Olay- Çok güzel ifade ettiniz, çünkü kadın olarak bize hep idare et, alttan al, ses çıkarma deniyor bu doğru mu, değil mi?
Albayrak: Kadın eğer kendini hırpalamamak adına alttan alıyorsa bu değişik bir durum. Ama durumu idare etmek aslında bir anlamda öğrenilmiş çaresizliktir.
 
Olay- Türk toplumunda çalışan kadın da erkekle aynı işi yaptığı, mücade verdiği ve aynı eforu sarf ettiği halde daha az maaşa, daha az statüye ve yetkiye razı oluyor. Bu adaletsizliğin nedeni sadece kadın olması mı?
Albayrak: Kadın niye yarıştan çekiliyor buna bakmak lazım. Kadın nitelikli de olsa, eğitimli de olsa bu işi erkek daha iyi kotarır deniyor. İşin emeğini kadın verse, cefasını kadın çekse de, erkek son noktayı koyar gibi gözüküyor. Bu da cinsiyetle ilgili. Kadın fazla iddialı olursa cinsel kimliğinin alaya alınacağı korkusu yaşıyor, bakışlara ve tacizlere maruz kalma korkusu yaşıyor. O zaman da kadın erkek o, o yapsın diyor ve yarıştan kopuyor. Ama direnen ve kabullenmeyen kadınlar da var.
 
Olay-Çanakkale`de 700 kadına koruma kararı çıkarılmış. Çanakkale gibi Barış`ın Kenti diye adlandırılan bir kentte bu sayıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Albayrak: Bunda aslında dediğiniz gibi Çanakkale`nin barışın kenti olmasının rolü var. Çanakkale`de daha çok okuyan, daha çok araştıran kadın var. Bu oranın yüksek olması aksine farkındalığın yüksek olduğunu ortaya çıkarıyor. Çanakkale`de en ücra köşede yaşayan kadın bile bugün ses çıkarıyor. Ama aynı durum Anadolu`da böyle değil, orada baskı daha yoğun. Bir ilde koruma kararı yoksa, o ilde herşey yolunda değildir. Aksine şikayet yoksa sorun da büyüktür. Kişiler baskı altında olduğundan başvuru yapmaktan korkuyorlardır.
 
Olay- Son yıllarda Çanakkale`de kadın örgütleri arasında bir birlik, beraberlik görüntüsü var. Kadın örgütlenmesi sizce bu şekilde mi olmalı, yoksa bu örgütlenme mücadeleyi bir rutine mi taşır?
Albayrak: Ben de Kent Konseyi Kadın Meclisi`nde kadın örgütlerinin bir arada mücadele vermesi gerektiği konusunda çok savaş verdim. Doğru olan budur. Bölünen güç, her zaman zayıflar. Ama gelinen noktayı şu an için çok da yeterli bulmuyorum. Artık kadınlar örgütlenmenin gerekliliğine inandı. Önceden 8 Mart`da bile bir dernek orada, bir dernek burada etkinlik düzenliyordu. Bu yıl ilk kez birlik halinde yürüyüş yapılacak olması önemli. Önemli olan dernekler arasındaki diyalog değil, önemli olan ulaşılamayan kadına ulaşmak ve evden çıkmayan, ihtiyacı olan kadını dışarı çıkartmak ve örgütlenme sürecine katıp, farklı bir şey yapmak. Yoksa bizler birbirimizi her zaman görüyoruz ve bir araya geliyoruz.
 
Olay- Bir çok kadın Çanakkale`de emekli olunca köşesine çekiliyor. Kadın örgütlerine ya da farklı dernek etkinliklerine katılmıyor, ya da bireysel yaşıyor. Sorduğunuz zaman da kadın örgütlerindeki kişilerle ben yapamam, onların arasında ben yer alamam diyor. Dernekler halka uzak mı, bu mesafenin nedeni ne?
Albayrak: Halktan kopuğuz bu doğru. Bizim en büyük eksiğimiz bu. AKP kadın örgütlenmesi konusunda CHP`ye göre daha başarılı, çünkü onlar acıyı bile kullanıyor. İnsan zor zamanında yanında birilerini görmek ister. O yüzden CHP olarak da, genel STK`lar olarak da gerektiğinde eleştiri de yapabilimeliyiz. Bizim kendi aramızda birbirini tamamlayan, pozitif kişilere, ekibe ihtiyacımız var. Bu kişiler sağ, sol demeden içinde Atatürk sevgisi olan her kesime ulaşmalı olmayana da yine ulaşıp neden böyle olduğunu sormalı. Kendi kabuğumuzu kırmanın zamanı geldi. Hem aktif, hem de uyum içinde çalışmalıyız.
 
Olay- Son yapılan anket çalışmasına göre AKP`nin puan kaybettiği belirtiliyor. Çanakkale açısından sizce durum nedir?
Albayrak: Anketi inceledim, sonuçlar gayet mantıklı. AKP terör ve açılım gibi konulardan puan kaybediyor. Herşey güllük gülistanlık tablolarla gösterilse de, uluslararası yapılan çalışmalar bunun böyle olmadığını gösteriyor. Dünyanın en pahalı ülkelerinden biri olduk. Kendi kendine yeten bir tarım ülkesiyken, samanı bile ithal eder duruma geldik. AKP`nin sonunu hazırlayan konu ise ülkede Atatürk sevgisini bitirmeye çalışması oldu. Yeni kuracakları sistemde bunu yapmaya çalıştılar, ama sanıldığının aksine millette Atatürk sevgisi çok yüksek çıktı. Geçenlerde terapiye gelen bir hastam bana AKPli olduğunu, ama aynı zamanda Atatürk`ü de çok sevdiğini ve kafasının karışık olduğunu söyledi. Bu ülkede Mustafa Kemal Atatürk hepimizin baba figürüdür. Bugün okuma yazma bilemeyen köylü bir kadın da Atatürk`ün kahramanlıklarından haberdardır ve bizi düşmandan kurtardı, bize topraklarımızda yaşama olanağı sağladı der ve o şekilde anar. O yüzden AKP`nin izlediği politika yüzünden AKP`li kadınların kafaları karışık. AKP izlediği anti Atatürkçü yaklaşımı sayesinde hayatının hatasını yaptı.
 
Olay- Kadınlar erkeklerden şikayetçi ama, bir noktada da aile içinde erkekleri yetiştiren onlar, o zaman ne yapmaları gerek?
Albayrak: Kadınlar çocuklarını yetiştirirken oğulları ve kızları arasında cinsiyet ayrımı yapmamalı. Çocuğa sorumluluklar verilmeli. Tabağını getir, sofranın hazırlanmasına yardımcı ol, oyuncaklarını ve elbiselerini katla diyebiliriz. Çocuk bundan aynı zamanda keyif de alacaktır. Oğlunuzu yetiştirirken sen yapma herşeyi ben senin yerine yaparım demeyin. Ama kadın bunu yaparken model olan baba, bir köşeye oturup suyu bile ayağına isterse kadının sorumluluk aşılama çabası boşa gider. O yüzden erkek de kadına yardımcı olmalı. Erkek özünde kendisiyle eşit gördüğü bir kadınla mutlu olur.
 
Olay- Boşanma oranları arttı diyoruz, şiddet gören kadına ne tavsiye edersiniz ve herşeye rağmen sineye çeken ve gizleyerek yuvasını korumaya çalışan doğru mu yapıyor. Bu durumun çocuğa yansıması nasıl olur? Mücadele eden, dominant, hakkını, hukukunu arayan bir çok kadın neden yalnız?
Albayrak: Hemen boşanmayı desteklemiyorum. İnsanların kafası karışık olabilir, biraz zaman tanımalı ve herşeyden önce yuvayı kurtarmak için çabalamalı. Bazen de ikinci şans verilmeli. Boşanmaların sayıca artmasının nedeni tüketim toplumu olmak. Herşeyi tükettiğimiz gibi duygularımızı da zaman içinde tüketiyoruz. Evliliklerde en önemli şey sevgidir. Mantık evliliğine kesinlikle karşıyım. Evlilikte sevgi ve aşk yoksa, o evlilik yürümez. Eşten dayak yiyen kadın bunu sineye çekmemeli ve ilk tokatta evi terk etmeli. Şiddet dışında sorunlar varsa evliliğe ara verilebilir. Kadın da, erkek de elbette yuvalarının devamlılığını korumak adına çaba göstermeli. Yuvayı kurtarmak için, orta yol bulmaya çalışılmalı. Ama sevgi yoksa, duygu yoksa kadına çocuk için ömür boyu bu kişiyle birlikte ol demek ve kadını hayatının sonuna kadar o evliliği yürütmeye zorlamak kadına karşı yapılan haksızlıktır. Kadının ayakta durması ve kararlar alması için ekonomik bağımsızlığını mutlaka kazanmış olması gerekir. Türkiye`de kadınların yaptığı en büyük hata evlenince sosyal hayattan, arkadaş ortamından, işten kopmaları ve kendilerini eve kapatmalarıdır. Özellikle de genç yaşta, iyi tahsil yapmış kadınların iş dünyasından kopması acıdır. Eğitimli ve üretken kadın evde oturmamalıdır.
 
Olay- Boşanma aşamasında ve sonrasında çocuğa ne söylenmeli?
Albayrak: Boşanma sonrasında kadın ayakta durmalı ve anne, baba çocuğuna sahip çıkmalı. Boşanma çekişmeli değil, anlaşmalı olmalı ve eğer çocuk varsa kadın ve erkek arkadaşlığını devam ettirmeli. Çocuğa biz birbirimizi seviyorduk, ama kişiliklerimiz uygun değilmiş. Biz ikimiz de seni seviyoruz ve sevmeye devam edeceğiz denmeli. Doğrusu budur.
 
Olay-Bize zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Albayrak: Ben teşekkür ederim, işlerinizde başarılar dilerim.
 
 
Göz altı torbalarından kurtulun
Düzensiz uyku, yorgunluk, aşırı stres, genetik nedenler, yetersiz beslenme, yaşın ilerlemesi gibi nedenler sonucunda meydana gelen göz altı torbalarından evdeki malzemeler yardımıyla kurtulun.
Kozmetik ürünlere tonla para harcamadan evdeki malzemelerle güzelliğinize gölge düşüren torbalardan kurtulmanız hem basit, hem de masrafsız.
 
Soğuk sütü pamuğa dökerek göz altlarınıza 15-20 dakika press yapabilir, ya da soğumuş sallama çay poşetleri ile morlukları hafifletip, yorgun görünümden kurtulabilirsiniz.
 
15-20 tane nane yaprağını ince ince doğrayıp ve hafif ıslatıp macun kıvamına getirerek göz altlarınızda 15 dakika bekletebilir ya da salata yaptıktan sonra veya sadece göz altınız için salatanın kabuğunu veya kendisini göz altlarınızda 15-20 dakika bekletebilirsiniz.
 
 
Yaklaşan Etkinlikler (Gayda İstanbul 1)
Haydi Kadınlar Öküz`e... 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Fetvane Sokak Öküz Kültür`de 10 Mart pazar günü saat 22:00`de Gayda Konseri var. Geceye özel Nusret Bey şarapları 7,5 TL. Balkanlar Trakya ve İstanbul kültüründen izler taşıyan şarkılarıyla tanınan grup olan Gayda İstanbul konserlerinde elektro gitar, bas gitar ve davulun dışında geleneksel balkan ve çingene enstrümanları da kullanıyor.
 
Haftanın şiiri
 
Gözlerine bakarken
 
Gözlerine bakarken
Güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
Bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde kayboluyorum...
Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
Durup dinlenmeden değişen ebedî madde gibi gözlerin :
Sırrını her gün bir parça veren
Fakat hiç bir zaman
Büsbütün teslim olmayacak olan...
 
Nazım Hikmet Ran
Paylaş