Kadına Özel

Sabah 9 mesaisi hiç bana uymaz... Türkiye’de kadına saygı yok... Osmanlı takılarına ilgi...

1389
Sabah 9 mesaisi hiç bana uymaz...
 
“Sabah 9 mesaisi hiç bana uymaz, özgür olmalıyım, patron, müdür kaprisi çekemem, kazancım da yüksek olmalı” diyen bir çok insana cazip gelen, başarı öykülerini masal gibi dinleyen ve kazanılan paraları inandırıcı bulmayan bir çok kişiye Çanakkale’de yabancı bir ürünün marka danışmanlığını yaparak kariyerinde ve gelirinde üst sınırlara ulaşan Eylem Saygılı somut bir örnek…
 
 
Son yılların gözde mesleklerinden biri olan ürün danışmanlığı alanında aktif çalışan ve kısa sürede büyük başarı kazanan Eylem Saygılı sevmediği bir işte çalışırken tanıştığı doğrudan satış firması sayesinde kazancını sabitleyince ayaklarının geri geri gittiği işinden hemen istifa etmiş.
“İnsan inanmadığı ve sevmediği işi yapamaz” diyen Saygılı şimdi mutlu. İki kişiden birinin işsiz olduğu Çanakkale’de iş alanı yaratılmasına ve halkaya dahil olmaya karar verenlere de kapılarının açık olduğunu belirten Saygılı: “İstedikten sonra başarı uzak değil” diyor.
 
Olay: Kendinizi tanıtır mısınız?
Eylem Saygılı: Sağlık ve güzellik ürünleri danışmanı olarak çalışıyorum.
 
Olay: LR ile tanışmanız nasıl oldu? Kaç yıldır ürün danışmanlığı yapıyorsunuz? İşinizin zor yanları neler? Bunun yanında size sağladığı artılar neler?
Eylem Saygılı: Bundan 1 yıl önce cildimle ilgili yaşadığım sıkıntılar vardı. Bir arkadaşımın vasıtasıyla takım liderimiz Seher Hanım’la tanıştım. Onun tavsiyesi ile başladım, bana ürünleri düzenli kullanırsam cildimin düzeleceğini söyledi, açıkçası pek inanmadım. O güne kadar o kadar çok şey denemiştim ki, ama denedim ve ikna oldum. İki, üç ay sonra gerçekten işe yaradığını gördüm. İşimle tanışma hikayem bu şekilde başladı. Sonra çevremdekilere de tavsiye etmeye başladım. İnandığım bir şeyi önermem çok daha etkiliydi. Üstelik de çevremdekiler de bendeki değişikliği görerek soruyorlardı. Sonra eğitim seminerlerine katılmaya karar verdim ve bu şekilde işe başladım. İşimizin en zor yanı dünya markası olan bir ürün bile olsa duyulmamışsa tanıtmanız zor oluyor. Çanakkale’de de bu işe bu anlamda ilk başlayanlardan biri olarak sıkıntı yaşadım. Ama gelinen süreçte artık gittiğimiz bir çok yerde evet biliyoruz dediklerinde de çok mutlu oluyorum. Bu iş benim hem çevremin gelişmesini sağladı, hem kendime olan güvenim arttı, hem de maddi kazanç sağladım.
 
Olay: Son yıllarda çok popüler olan doğrudan satış tekniği hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Eylem Saygılı: Doğrudan satış satılmak istenen ürün veya hizmete tüketicilerin kapısına kadar bizzat giderek, iletişim kurma tekniği ile düşük maliyetle o ürünü ulaştırmak. Günümüzde doğrudan satış tekniğini kullanan şirketler de var, benim gibi bu sistem sayesinde gelir ve kazanç elde edenler de.
 
Olay: Evden satış ya da doğrudan satış yöntemi ile ilgili ön yargılar var mı? Bu önyargıları nasıl yeniyorsunuz?
Eylem Saygılı: Ön yargı çok fazla. İnsanlar genellikle bu tür yöntemlere pek sıcak bakmıyor. Eğer sattığınız ürüne siz inanıyor ve güveniyorsanız, karşınızdaki insan ikna oluyor. İnanmadığınız ve sevmediğiniz hiç bir şeyi satamaz, hiç bir işi yapamazsınız. Bir şeyi önerirken kişinin ona ihtiyacı olduğunu hissettirirseniz ve size inanırsa ön yargılarını yenebilirsiniz.
 
Olay: Hiç pes etmeden, özveri ve disiplinle çalışıyorsunuz. Zaman zaman ümitsizliğe kapıldığınız olmuyor mu? Motivasyonunuzu nasıl koruyorsunuz?
Eylem Saygılı: Zaman zaman benim de ümitsizliğe kapıldığım oluyor. Ama işimi sevdiğim ve markama güvendiğim ve marka ile ilgili olumsuz sonuç yaşamadığım için hemen ümitsiz havayı dağıtıyorum. Hayat zaten böyle. Her gün aynı modunuzu korumanız mümkün değil. Ama yapı olarak yılmam ve çalışmaktan kaçmam. Çalışınca emeğinizin karşılığını mutlaka görürsünüz.
 
Olay: Çanakkale’de yeni ve hiç duyulmamış bir markayı tanıttınız. Bu bir risk değil miydi? Zorlandınız mı? Şu anda Çanakkale’de doğrudan satış konusunda nasıl bir potansiyel var?
Eylem Saygılı: Hayatta risk alamazsınız başarılı olamazsınız. Başarmak için risk almanız gerekir. Çanakkale benim gözlemlediğim kadar doğrudan satış konusunda gayet başarılı.
 
Olay: Çanakkale iki kişiden birinin işsiz olduğu bir il. Durum böyle iken distribütörlere ulaşmakta zorlanıyor musunuz?
Eylem Saygılı: Doğrudan satışın en büyük amaçlarından biri de işsiz insanlara iş imkanı sunmak. En büyük avantajı da işinizi siz planlıyorsunuz, işinizin patronusunuz. Özgürsünüz. Bir çok insan değişik meslek grubunda çalışmasına ve başarılı olmasına rağmen ek kazanç olarak da bu işi tercih ediyor.
 
Olay: Bize zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Eylem Saygılı: Ben teşekkür ederim, çalışmalarınızda başarılar dilerim.
 
Türkiye’de kadına saygı yok
Sokaktaki kadınların çoğu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü sadece duyduğunu, ama ne anlama geldiğini bilmediğini söyledi.
 
Gece gündüz demeden çalışan ve ev ekonomisine katkı sağlayan emekçi kadınların çoğu Türkiye’de kadınların hak ettiği saygıyı görmediğini düşünüyor.
 
 
Cahide Koşar / Esnaf: Kızılcaören Köyü’nden Cuma Pazarı`na geliyorum. Dağlardan topladığım hindibağ, turpotu, kuzukulağı, şefketibostanı pazarda satıyorum. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olduğunu duydum. Ama ne olduğunu bilmiyorum.
 
 
Münevver Koşar / Esnaf: Ben gelinim ve torunumla Kızılcaören Köyü’nden geliyorum. Tarhana ve topladığımız otları satıyoruz. 8 Mart’ı bilmiyorum.
 
 
Ebru Kıvanç / Balıkçı: Yıllardır Cuma Pazarı’nda balıkçılık yapıyorum. Ülkemizde kadının hak ettiği yerde olduğuna inanmıyorum. Kadına saygı yok, istediğimiz kadına daha çok saygı gösterilmesi.
 
 
Hanife Yıldırım / Simitçi: Yıllardır simit satıyorum ve kazancımı sağlıyorum. Türkiye’de yaşanan şiddet olaylarından sonra hak ettiğimiz yerde olduğumuzu nasıl söyleyebiliriz ki?
 
 
Şenay Savran / Çaycı: Türkiye’de kadın hala ikinci sınıf muamelesi görüyor. Toplumda hak ettiği değeri kesinlikle görmüyor.
 
 
Şaziment Mutlu:
Pazarda 20 seneden beri el işçiliği yaptığım ürünlerimi ve el emeklerimi satıyorum. Geçimimi bu şekilde sağlıyorum. 8 Mart ile ilgili çok bilgim yok, ama duydum.
 
 
Sibel Bozkurt / Emekçi Kadınlar Platformu Başkanı: Kadın Türkiye’de hak etti yerde değil. Ama Çanakkale’de son zamanlarda kadın örgütleri arasındaki dayanışmayı ve ortak akılla hareket etme çabasını takdir ediyorum. Bu birlikte hareket etme kültürü kadınlara daha çok güç veriyor. Kadınlar son yıllarda daha aktif ve haklarını savunma konusunda daha iddialı. Örgütlerin birbirine yaklaşması kadın örgütlenmesi hareketini de güçlü kılıyor.
 
 
Osmanlı takılarına ilgi...
Yalı Caddesi’nde Antik Silver Bijuteri’de hizmet veren Bedia Kıray 2013 takı modası hakkında bilgi verdi. Zincir kolyeler, Osmanlı grubu takılar ve gümüşte hastaşların moda olduğunu belirten Kıray aynı zamanda 2013 ilkbahar ve yaz takı modasında birbirinden renkli bileklik tasarımları, etnik, şeffaf ve metal bilezikler ve halka şeklinde püsküllü veya geometrik uzun küpelerin de dikkat çektiğini söyledi.
 
Yaklaşan etkinlikler
Tapestry ve Keçe Sergisi
*04-12 Mart tarihleri arasında Çanakkale Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde Yrd.Doç.Dr. Tahsin Öztürk’ün “Telden Tele” isimli Tapestry ve Keçe Sergisi yapılacaktır.
 
Temel Müzik Eğitimi
*Çilek Cafe’de 03.03.2003 tarihinde 3-6 yaş grubu çocuklar için orf çalgılarıyla temel müzik eğitimi verilecektir
 
Tiyatro
Cengiz Küçükayvaz Tiyatrosu tarafından gösterime sunulan “Paran mı var derdin var” adlı oyun 2 Mart 2013 Cumartesi Günü Saat: 19.30’da 90. Yıl Kültür Merkezi’nde gösterime girecektir.
Bilet Satış Noktaları: Napoli Pizza, Öküz Kültür Cafe, Çağkent Dershanesi, Troia Kitap Evi
Bilet Fiyatları 10 TL.
 
Sakın Kaçırmayın...
Paylaş