Yapılan açıklamada, Tekinoktay, her iki başkanın yönetimlerini hem mali hem de idari açıdan ibra etmediğini vurguladı. Bu durumu bir yazı ile Beşiktaş kulübüne ileten Tekinoktay, gerekçelerini madde madde sıraladı.
Tekinoktay’ın bu kararı, Beşiktaş camiasında tartışmalara neden olurken, yaklaşan kongre öncesinde kulübün mali durumu ve yönetim anlayışı hakkında önemli bir gündem oluşturdu. Beşiktaşlı taraftarlar, bu gelişmeyi yakından takip ediyor.
Hürser Tekinoktay’ın açıklamaları, kulüp içindeki mali ve idari sorunların ele alınması gerektiğini bir kez daha gündeme getirirken, Beşiktaş’ın geleceği için atılacak adımlar merakla bekleniyor.
Tekinoktay’ın yazısı şöyle;
Kulübümüzün 01.06.2023 – 03.12.2023 ve 03.12.2023 – 31.05.2024 Tarihleri arasında görev yapan; Ahmet Nur Çebi ve Hasan Arat’ı ve ayrıca yönetim kurullarını ve denetleme kurulunu idari ve mali bakımlardan aşağıdaki nedenlere binaen ayrı ayrı ibra etmediğimi tebliğ ederim…
Mücbir Sebepler;
Ahmet Nur Çebi: Çebi’nin kamuoyunda adı Fulya Davası diye bilinen ve kendi beyanıyla BJK Derneğinin ve BJK Futbol AŞ’nin 95 milyon dolar üzeri bir zarara uğratıldığını tüm spor kamuoyu önünde beyan etmesine rağmen; Sorumlu olduğu dönemde genel kuruldan 95 milyon dolar üzeri haklarımız için sorumlular ile uzlaşma yapmak için bir yetki almamasına rağmen şaibeli bir tahkim kurup BJK Dernek ve BJK Futbol AŞ’nin maddi zarara uğramasına yol açmıştır.
Ve daha da önemlisi Hasan Arat’ın göreve gelmesinden sonra bahsi olan 95 milyon dolar üzeri zararın sorumlu taraflarından biri olan Yıldırım Demirören ve yönetimiyle GİZLİ BİR PROTOKOL yapıldığı ve bu protokol ile ikinci bir pazarlık yapılarak BJK Derneğinin haklarından vaz geçtiği öğrenilmiştir.
Ancak yapılan protokolde Yıldırım Demirören’in kendi kendine hesap mutabakatı yapıp BJK Derneğinin borçlandırdığı 100 milyon TL tutarındaki alacağından vazgeçmesi bahsi olan sadece Fulya Projesi kapsamındaki 95 milyon dolar zararı karşılamadığı gibi BJK Futbol AŞ’yi mahkemece de tespit edildiği gibi Del Bosque ve Ferrari tazminatlarını kapsayan 15 milyon euroluk bir bedelin Futbol AŞ’ye de virman yapılıp yapılmadığı da söz konusudur.
Ayrıca Fulya Projesi kapsamında Şan Ökten tesislerinin müteahhit tarafından yıkılıp yeniden modernize edileceği taahhüdü varken bu kamuflaj tahkim ile BJK uğruna şehit olan ve isminin verildiği Şan Ökten tesislerinden de feragat edildiği anlaşılmaktadır.
Şayet bu gizli protokol ile BJK Futbol AŞ’nin tazminat haklarından da feragat edilmiş ise bu BJK Futbol AŞ şirketine de büyük zarar verecektir.
Nihayetinde BJK Derneğimizin ve büyük hissedarı olduğumuz BJK Futbol A.Ş.’nin başta Del Bosque ile ilgili tazminat ödeme konusu olmak üzere zarara uğratıldığı ve dönemin yöneticilerine rücu edilecek bu zarar tespiti yapılabilecekken Derneğin ve Şirketimizin zarara uğramasını kabullenip kişilerin menfaatini gözeterek gizli protokol ve tahkimler yolunu icat etmelerinden dolayı İBRA edilmesi Beşiktaş’a karşı yapılacak en büyük sorumsuzluk olacaktır.
(Bilindiği üzere 2. Başkan Hüseyin Yücel’in açıklamasıyla sabit olan Polonya Cumhurbaşkanının transferinde devreye girmesine rağmen sadece 2 oyuncunun kendi ülkelerinde aldığı net maaşların 5 ila 10 misli fazla maaş sözleşmesinin yanı sıra, sadece bu iki oyuncunun muhtemelen vergiler ve imza paraları hariç ödeme yükümlülüklerinin 40 milyon Euro’ları geçmesi vb. gibi.)
Sonuç olarak Ahmet Nur Çebi ve Hasan Arat daha bir yıl önce 100 milyon Euro üzerinde bonservis değeri olan bir takımı adeta tasfiye ederek ortaklaşa sebep oldukları maddi zararların sorumlularıdır.
Menajerlerin zengin olup kulüplerin sürekli cari açık verdiği bu ortamda hem mensubu olduğum camianın geleceği hem Türk Sporunun geleceği için hem çocuklarımızın ve hem de kulübümüzün geleceği için sessiz kalınamayacak gerekçelerdir.
Bu nedenlerle Ahmet Nur Çebi ve Hasan Arat yönetimiyle birlikte bu iki dönemin denetleme kurulunu da idari ve mali yönden İBRA etmediğimi bildiririm. Tüm bunlarla birlikte yapılacak genel kurulda başta Fulya konusu olmak üzere genel kurul üyelerine Futbol AŞ ve Kulübün Hukuki haklarıyla ilgili eksik ve yanıltıcı bilgi verilmesi halinde bu bilgiyi verenler hakkında görevlerini suiistimalden şikâyetçi olacağımı da bildiririm.
(YUSUF SONKURT)