"Her bölgenin kendi dinamiklerini oluşturması lazım"

995
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB)Başkan yardımcılığı görevinden istifa eden Ali Bilir, TÜRSAB 25`inci dönem başkan adaylığı için il il gezmeye devam ediyor. Bilir, Truva Otel`de Çanakkaleli seyahat acenteleri, turizmciler ve basın mensuplarıyla bir araya geldi. Acente sahiplerinden sektörün Çanakkale sorunlarını dinleyerek fikir alışverişinde bulunan Bilir, "Tatil ihtiyacı, ruh halimizi iyileştirmek için ortaya çıkar. Türkiye`de 25-30 milyon insan hiç gezmemiş. Oturduğu yerden şehir merkezine gitmeyen insanlar var. Turizmde gezmek, bir devlet politikası olması lazım" dedi. Başkanlığa seçilmesi halinde her bölgenin kendi dinamiklerini oluşturması için çalışacağını kaydeden Bilir, "TÜRSAB, üyesinin aidatlarıyla yeni kuruluş ücretleriyle geçinen bir kuruluş haline gelmiş. Bu olamaz. TÜRSAB`ın içinde bugüne kadar olmayan bir sistem getirmek istiyoruz. Bizim dönemimizde örneğin Çanakkale`deki turizmciler, seyahat acenteleri kendi ilindeki turizm otoritesi olacak. Bu bölgedeki gelirin yarısı, bu bölgede kalacak. Bu bölge nasıl kullanmak istese öyle kullanacak. Çanakkale`ye tanıtım filmi mi yapmak, yurt dışında tur operatörleri influencer gelmesi, Çanakkale`deki arkadaşlarımızın yurt dışında fuarlara götürmek... Bu gibi işler yapılacaksa buna Çanakkale karar verecek. Burası dinamik olacak." ifadelerine yer verdi.
"Turizmde gezmek, bir devlet politikası olması lazım" 
Bilir turizmin sadece ekonomiyle ilişkili olmadığını ifade ederek, "Turizm yurt dışından insanların ülkemize gelmesi, ülkemizdeki insanların yurt dışına gitmesi, yurtiçinde şehirden şehir kültür gezilerinin yapılması değil. Turizm kültürlerin birleşimi. İnsanlara kardeşliği, barışı sağlayan bir tarafı var. Turizme sadece ekonomik girdi olarak bakmamak gerekiyor. Şehir ve ülkelerdeki idareciler turizmden bahsederken, turizmin ekonomi değerlerinden bahsediyor. Kesin doğru olan bir durum. Tatili, seyahat ihtiyacımız oluyor. Turizm bir ihtiyaçtır. Tatil ihtiyacı, ruh halimizi iyileştirmek için ortaya çıkar. Türkiye`de 25-30 milyon insan hiç gezmemiş. Anadolu`da bunu görüyoruz. Oturduğu yerden şehir merkezine gitmeyen insanlar var. Bunları ortaya çıkmamız lazım. Turizmde gezmek, bir devlet politikası olması lazım. Tur programlarımıza, `Turizm, sizlerin ruh halini iyileştiren bir araçtır` dememiz lazım" sözlerine yer verdi.
"Bürokrasiden kurtulmamız bizim elimizde"
TÜRSAB Başkan adayı Bilir dünyanın dijital dönüşümüne dikkat çekerek, "Devletin hantal yapısı diyerek eleştirdiğimiz birçok konuda dahi internetten işlerimizi yapabilir hale geldik. Hala acente otobüslerinde plastik plakalar kullanıyoruz. Hep evrak gerginliği. Bu evraklar yüzünden kültür gezisi yapmayan acentelerimiz var. Örneğin bir acente tur yaptığı sırada, evraklarını almayı unuttuğu için 6 bin lira ceza kesilmiş. Bu bürokrasiden kurtulmamız bizim elimizde. Araç sözleşmesi, plaka ücreti gibi birçok şey dijital sistemde olursa her şey kolay olacak" dedi.
"Kendi içimizdeki bürokrasiyi aşamadık"
Bilir seyahat acentelerinin telefon ve internetin olduğu her yerde işlerini devam ettirebildiklerini kaydederek, "Ofisi hiç açılmasa da insanlar sizin telefonunuza geliyor. Turizm, bir beyaz eşya, kıyafet mağazaları gibi değil. Kapınıza biri geldiyse ya referansla gelmiştir ya da sizden hizmet almıştır. Kişisel iletişimle çalışıyoruz. Çağ buna döndü. Yasamız; ofisiniz olacak diyor. Bizim için geçerli olmaması gerekiyor. Benim 3-4 meslektaşım aynı ofiste çalışabilmeli. Yönetim kurulu olarak bildirdik. Bakanlıktan bize yazı geldi, kabul edildi. Ama TÜRSAB`ın kendi içinde bunu çözemedik. `3-4 acentemiz `Aynı ofisi paylaşabilir` dedik ama kendi içimizdeki bürokrasiyi aşamadık. Hukuk müşavirleri diyor ki; `Her ofisin ayrı kapısı olması lazım`. Ama paylaşımlı ofis olursa bunun ne anlamı var? Bunun gerekçesi olarak bir acenteye icra gelirse, diğerlerinin eşyalarını da götürmesi olarak gösteriyorlar. Ama bu acenteler bunu kabul etmiş. Böyle bir durumda belgeler de iptal olmuyor. Kendi içimizde çözülemeyen, bu sistemi kendimiz yarattık. Bu yönetim kuruluyla alabileceğimiz bir karar. Butik hizmet veren kendi gruplarıyla yurt içi ve yurt dışına giden meslektaşlarımız var. Ofisini kapatıp 1 ay mesela Küba`ya gidiyor" diye belirtti.
"Eşitlik ilkesi gereği aidat desteği olmak zorunda"
Bilir üye aidatlarının bazı bölgelerdeki seyahat acentelerini zorladığına dikkat çekerek, "Doğuya gittiğimiz zaman sadece uçak biletleriyle geçinen 3-4 bin acentemiz var. Kirasını, eklektiğini böyle ödüyor. Evine ekmek götürüyor. Bütün bölgelerde aidatımız yüksek. Kimi bölge rahat veriyor kimi bölge zorlanıyor. Eşitlik ilkesi gereği aidat desteği olmak zorunda. Yasamız gereği giriş ücretinin yüzde 5`ini almamız gerekiyor. Mesela, aidat desteği için acente tanıtım amaçlı TÜRSAB`a fatura kesebilir. O acenteye destek verilir. Şube olan acentelerimiz merkezle aynı aidat veriyor. Şube olan acentelerimiz 2 sene pandemiden dolayı iş yapamadı. Şubesini dondurmak istedi. Dondurmak yasak, dondurursan belge iptal olur. Merkeze almaya da izin verilmiyor. İşi gücü olan insan şubesini neden merkeze alsın? Bir süreliğine dondursun şubesini. Böyle şanslar tanıyın" sözlerine yer verdi.
 
"Her bölgenin kendi içinde dinamik olması lazım"
Bilir başkanlığa seçilmesi halinde yönetim kuruluyla birlikte yapacağı işlere dair ise, "TÜRSAB, üyesinin aidatlarıyla yeni kuruluş ücretleriyle geçinen bir kuruluş haline gelmiş. Bu olamaz. Her bölgenin kendi içinde dinamik olması lazım. TÜRSAB`ın içinde bugüne kadar olmayan bir sistem getirmek istiyoruz. Bizim dönemimizde örneğin Çanakkale`deki turizmciler, seyahat acenteleri kendi ilindeki turizm otoritesi olacak. Bu bölgedeki gelirin yarısı, bu bölgede kalacak. Bu bölge nasıl kullanmak istese öyle kullanacak. Çanakkale`ye tanıtım filmi mi yapmak, yurt dışında tur operatörleri influencer gelmesi, Çanakkale`deki arkadaşlarımızın yurt dışında fuarlara götürmek... bu gibi işler yapılacaksa buna Çanakkale karar verecek. Burası dinamik olacak. Yerelde vali turizmle ilgili bir toplantı yaptığı zaman, Çanakkale`deki seyahat acenteleri o anda masa oturup karar verebilen statüde olacak. Her yer kendi dinamiklerini oluşturacak. Her il kendi idaresini, yönetimi olacak. Bizim ana bakanlığımız Kültür ve Turizm Bakanlığı. Bunun dışındaki tüm bakanlıklar için ayrı heyetlerimiz olacak. 12 bin kişilik mesleğimiz bin kişilik bir ekiple yöneteceğiz" dedi.
(Damla Yeltekin)
Paylaş