"Hayır" diyenler serbest bırakılsın…

445

 18 Mart törenleri öncesi `önleyici gözaltı` talimatıyla gözaltında tutulan 40`a yakın kişinin serbest bırakılması için Mümtaz Pirinççiler Meydanı`nda eylem gerçekleşti. ÇOMÜ öğrencileri gözaltındaki arkadaşlarının serbest bırakılması için alanda basın açıklaması gerçekleştirerek; "Arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi. Açıklama öncesinde ve sırasında "Baskılar bizi yıldıramaz", "Yaşasın devrimci dayanışma" sloganları atıldı. Alanda yapılan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı; "Bizler, bu ülkede demokrasiyi sarsılmaz bir biçimde savunmuş, gelmiş geçmiş her darbeye karşı olmuş, bu darbelerin de en fazla mağduru haline getirilmiş emek, meslek örgütleri, demokrasi güçleri, siyasi partileri, demokratik kitle örgütleriyiz. 7 Haziran seçimlerinden beri yine darbe üstüne darbelerle yüz yüzeyiz. 15 Temmuz darbe girişimini lütfe çeviren AKP, OHAL-KHK uygulamaları ile temel hak ve özgürlükleri rafa kaldırdı, ülke neredeyse yarı açık cezaevine dönüştürüldü, üniversiteler saldırıya uğradı, yüz binin üstünde kamu emekçisi işinden atıldı, binlerce dava açıldı, aydınlar, gazeteciler tutuklandı. Yandaş/havuz medyası dışında neredeyse bütün medya susturuldu. Kamuya ait olan ne varsa el konuldu varlık fonuna devredildi. Öğrencilerin eğitim hakkı ve geleceğimiz gasp edildi. Tüm bu yönelimlerin ana nedeninin referanduma götürülecek anayasa değişikliğinin hayata geçirilmesi olduğu bugün tartışma götürmez biçimde netleşmiştir. Adım adım bugünlerin alt yapısı örülmüştür. Şimdi bu anayasa paketi ve referandum dayatmasıyla karşı karşıyayız ama bizler diyoruz ki, Anayasalar toplumun değişmez taleplerine, ülkenin birikmiş ve yakıcı sorunlarına cevap ürettikleri mümkün olan en geniş rıza ve mutabakata dayandırdıkları ölçüde ‘Toplumsal sözleşme’ karakteri taşıyabilirler. Bugün karşı karşıya kaldığımız durum ise tam bir toplumsal ayrıştırma halidir. Mevcut değişiklik paketi toplumun hiçbir kesiminin taleplerini içermeyen, tam tersine bir tek adam sultası yaratma ve cumhuriyet tarihinde ilk kez usul ve esas yönünden bir Anayasasızlaşma, bir diktatörlük dayatmasıdır. Bu dayatmaya razı olmayalım, hep birlikte ülkemizin geleceği için ‘Hayır’ diyelim. Herkes kazansın" denildi. 

 
"Arkadaşlarımızın derhal bırakılmasını istiyoruz"
Açıklamanın devamında ise; "Türkiye’de içinden geçtiğimiz süreçte neresinden bakarsak bakalım asgari düzeyde bile Anayasa yapım ortamı ve koşulları yoktur. Demokratik bir tartışma ortamının bulunmadığı, her türlü muhalefetin ağır bir baskı altına alındığı, ifade ve toplanma özgürlüğünün yok edildiği, sendikal hakların, örgütlenme özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı ve yandaş olmayan medyanın büyük ölçüde susturulduğu bir iklimde anayasa yapım koşullarından söz edilemez. Bu teklif, halkın serbest ve özgür bir tartışma ortamında kanaat ve tercihte bulunma hakkının gasp edilmesidir. Anayasa değişiklik paketi, temel hak ve özgürlüklerimizin KHK’lar ile ortadan kaldırılmasının önünü açma, kim olursak olalım, hangi partiye oy verirsek verelim, süreklileştirilecek bir OHAL ve KHK’lar rejimini onaylatma paketidir. Ülkenin birçok yerinde hayır çalışması yürütenlere karşı yapılan engelleme, baskı ve gözaltılar Çanakkale’de de kendini 13 Mart sabahı gösterdi. 13 Mart pazartesinden bu yana 40 yakın kişi gözaltına alınıp Çanakkale’nin merkez ve ilçe emniyetlerine götürüldü. Avukatlarla görüşme yasağı yasal olmayan bir biçimde 5 gün olarak uygulanmaya çalışıldı, bu zorbalık ancak avukatların ısrarlı zorlamalarıyla düzeltilebildi. Bugün arkadaşlarımızın 7 günlük gözaltı süresi dolmasına rağmen serbest bırakılmalıdır. Savcılıktan net bir bilgi alamıyoruz. Arkadaşları ve aileleri olarak buradan bir kez daha kaygılarımızı dile getiriyor. Hiç bir şekilde hukuki alt yapısı olmayan bu operasyonları kabul etmiyor, arkadaşlarımızın derhal bırakılmasını istiyoruz. Şimdi işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, bütün ötekiler olarak önümüzde bir fırsat var. Referandum son yüz yıllık tarihimizde yapılan sayısı anayasal değişikliğin çok ötesinde, ülkemizi ve geleceğimizi çağdışına itecek bir rejim değişikliğinin onaylanıp onaylanmaması olarak geçecek. Toplum olarak bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Bunun için geleceğimiz hakkında kararı biz veririz, ‘Hayır’ diyoruz. Herkesi ‘Hayır’da birleşmeye çağırıyoruz. ‘Hayır’ de herkes kazansın” ifadeleri yer aldı.     (Atakan Alkış)
Paylaş