Kadıköy’de oynanan ve ev sahibi takımın 3-1’lik galibiyetiyle sonuçlanan Fenerbahçe – Beşiktaş maçına dönmemiz gerekecek. Derbiyi, belki daha çok isteyen takım kazandı. Ancak, bu müsabakaya maalesef Cüneyt Çakır damga vurdu. Nasıl mı ? Doğruyu ifade etmeliyim ki, Beşiktaş’ın Üç penaltısı verilmedi. Fenerbahçe ceza alanı içinde yapılan şiddetli şarj, formadan çekme ve ciddi faullü oyunların karşılığı 3 penaltıydı. Beşiktaşlı futbolcuların penaltılarda hakeme reaksiyon göstermeyip, suskun kalmalarını da anlamak mümkün değil. Dünya’nın 2-3 hakeminden biri olan, uluslar arası düzeyde defalarca kritik maçlar yöneten Cüneyt Çakır’ın bu enstantaneleri neden, nasıl değerlendirmediğini çözmek çok zor. VAR’da görev yapan Mete Kalkavan’ı da, Cüneyt Çakır’ı uyarmadığı için kınamalıyız. Evet, Beşiktaş’ın hakkı yenmiştir. Bunu, kabul etmemiz gerekiyor. Söz derbiden açılmışken, biraz da takımların sergiledikleri futbola bakalım. Fenerbahçe her müsabakada olduğu gibi yine müthiş bir kazanma hırsı ile oynadı. Buna rağmen, tarafların topla oynama yüzdeleri birbirine eşitti. Şurası kesin ki, devşirme mevkilerle kadro oluşturmak zorunda kalan Sarı-Lacivertli takımın kalecisinden başlayarak orta sahasına kadar tüm oyuncuları vasat, yetenekleri sınırlı, o nedenle de büyük takım imajıyla ters görüntü veriyorlar. Beşiktaş da farklı bir görüntü çizmiyor. Öyle anlaşılıyor ki, Burak Yılmaz ya istediği topları alamıyor ya da golcülük nosyonunu kaybetmek üzere. Ocak transferinde, eğer ekonomileri yetmiyor ise sezon sonu itibarıyla Siyah-Beyazlı kadronun revizyona tabi tutulması kaçınılmaz. Burada bir parantez açarak, Erman Toroğlu’na atıfta bulunmak gerekiyor. Tam bir futbol çığırtkanı. Kin ve nefretle besleniyor. Emre Belözoğlu ile Ersun Yanal arasında yaşanan diyalogdan sana ne. Git sen kabzımallığını yap. Yıllardan buyana değişik televizyon kanallarında ekranları kirlettiğin yeter. Sen, utanma duygusunu da yitirmişsin. Ama, kabahat sende değil, seni o beyazcama çıkaranda. Yazık, çok yazık .....