Atatürk’ün Cumhurbaşkanı olarak Gelibolu’ya gelişinin 89’uncu yıldönümü Gelibolu Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen program ile kutlandı. Gelibolu 2’inci Kolordu Karargahı önünde saat 11.00`de düzenlenen törene Gelibolu Kaymakam Vekili Bekir Sıtkı Dağ, 2.Kolordu Komutanlığını temsilen 18’inci Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Yaşar Arslanhan, Gelibolu Belediye Başkanı Mustafa Özacar, askeri erkan, daire müdürleri ve ilçedeki siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.
“O’nun eşsiz hatırası hala bu topraklarda”
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nn ardından ve Kaymakam Vekili Sıtkı Dağ, Belediye Başkanı Özacar ile Tuğgeneral Arslanhan tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu yapılması ile başlayan tören, Belediye Başkanı Özacar’ın konuşması ile devam etti. Konuşmasına Atatürk’ün Gelibolu’ya Cumhurbaşkanı olarak gelişinin 89’uncu yıldönümünü kutlayarak başlayan Özacar; O’nun aziz ruhu ve eşsiz hatırası hala bu topraklarda Gelibolu’dadır. O gün Gelibolu’nun bürokratları, okuma yazma durumlarıyla Atatürk’ün hayranlığını kazanmıştır. Gelibolu Belediyesi’nde, kendisinin şerefine halkla birlikte çay ziyafeti verilmiştir. Gelibolu belediyemiz Atatürk’ü ağırlamanın onurunu yaşamıştır. Atatürk o gün çiftçilerimizle görüşmüş ve Çiftçi Atıf Beyden memleketinin ziraatı hakkında bilgiler almıştır. Fakat asıl geliş sebepleri yeni harfleri öğretmektir. Bir komutan olarak bu topraklara gelen önderimiz, sonrasında da başöğretmen sıfatıyla Gelibolu’yu şereflendirmiştir. Bir eğitim ve kültür devrimi yolculuğunda, Gelibolu’nun önemli bir durak olması bizler için her zaman eşsiz bir şereftir. İsminin manasındaki güzel topraklar, şüphesiz ancak vatan savunmasıyla, eğitimle, aydınlıkla güzel kalabilir” dedi.
“Aynı heyecanla selamlıyoruz”
Konuşmasında tarihten kesitler sunan Özacar; “Büyük önderimizin manevi şahsiyetini, ilk geldiği gün gibi bugünde heyecanla selamlıyoruz. Eşsiz anısı, yıllar önce ayak bastığı bu topraklar üzerinde canlılığını ve diriliğini hala korumaktadır. Biz onda, harf devriminin ötesinde, cehaletin kötülüğünü, medeniyetin parlaklığını gördük. Onun için ve yine onun gibi diyoruz ki ‘Bir millet irfan ordusuna sahip olmadıkça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuna bağlıdır. Kurtuluş savaşı sırasında muallimler kongresi toplayan, büyük bir kültür ve eğitim devrimine imza atan, ‘Cumhurbaşkanı olmasaydım, Milli Eğitim Bakanı olmak isterdim’ diyen bir önderin izindeyiz. Bugün bunun gereği; daha fazla okumak ve daha iyi bir eğitimin peşinden koşmaktır. Gelibolu’ya gelişlerinden bugüne uzanan mesaj bana göre budur” dedi.
“En büyük ihtiyaç eğitim”
Atatürk’ün Gelibolu’da cephede mücadelesiyle karanlığı yırttığını vurgulayan Özacar, son olarak; “Atatürk’ün gelişlerinin hatırasına bugün yapmamız gerekenler vardır. Evvela daha fazla okumalıyız. Kitapla meşguliyetimiz, bir büyük aşkla olmalıdır. Biz Gelibolu’yuz. Bu topraktan nice kitap ehli insanlar, aydınlar, düşünürler çıkarmışız. Onun için bize yakışan okumaktır. Gençlerimizin eğitimlerine daha fazla önem vermeliyiz. Bilimsel, akılcı, sorgulayan, düşünen, üreten bir eğitim artık bir lüks değil zaruret olmuştur. Biz Gelibolu’yuz. Bağrımızdan bir Piri Reis çıktıysa bu şekilde olduğu için çıkmıştır. Hacı Bektaş Veli’nin dediği gibi ‘Kadınları Okutunuz.’ Kızlarını okutmayan bir toplum, oğullarını manevi öksüzlüğe terk eder. Biz Gelibolu’yuz. Bağrından Cumhuriyetin ilk kadın öğretmenini çıkarmış bir ilçeyiz. Bize yakışan en okumuş, en aydın, en bilgili çocukların bu topraklardan çıkmasıdır. Ve daha nice örnekler bizi yıllar önce bir liderle öğretilen harflere, o harflerle yazılan en güzel ve aydınlatıcı kelimelere ve cümlelere, o cümleleri birleştiren en faydalı kitaplara daha ilgili yapmalıdır. Bu durumda Gelibolu gerçekten daha güzel ve daha örnek bir şehir olacaktır. Dikkat ettiğinizde göreceksiniz medeniyet eğitimle ve okumakla mümkündür. Tarihimiz boyunca ne zaman büyümüşsek o dönemlerde eğitime önem veren bir zihniyet olmuştur. Selçuklular döneminde Nizamülmülk, Osmanlı zamanında Fatih ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde Atatürk bunun örnekleridir. Böyle yaptığımız takdirde Atatürk’ü sadece anmış değil anlamış da oluruz” şeklinde konuştu.
(Atilla Akın)