Fotoğrafçı Özener, fotoğraflarla 'Dağ'ı anlattı
Çanakkale İnsan Hakları Derneği’nin ‘Dünya Barış Günü’ kapsamında düzenlediği bir etkinlik olan Arkeolog-Fotoğrafçı Aykan Özener’in ‘Dağ’ isimli fotoğraf sergisi 9 Eylül’de açıldı. Özener, vatandaşların büyük ilgi gösterdiği sergiyi gazetemiz Çanakkale OLAY’a değerlendirdi. Ayrıca sergi, 21 Eylül tarihine kadar Yalıhan’da vatandaşların ziyaretine açık kalacak. Sergi hakkında bilgi veren Özener; “1871 yılında doğan ‘Tatanga Mani’ ya da Yürüyen Boğa adlı, yaşamı boyunca doğayı anlamaya çalışan Stoney Kızılderili’si, yaşlılığında Kanada hükümeti tarafından Kızılderili halkının temsilcisi olarak bir dünya turuna çıkarılır. 87 yaşında, Londra’da yaptığı bir konuşmada, Kızılderililerin Yüce Ruh’la ve onun yarattığı doğa ile olan ilişkisini şu şekilde dile getirir, ‘Biliyorsunuz, dağlar her zaman taş binalardan daha güzeldir. Şehirde yaşamak, yapay bir varoluştur. Orada birçok insan, ayaklarının altında gerçek toprağı hiç hissedemiyor, saksıdakiler dışında bitkilerin büyüyüşünü göremiyor ya da caddelerin ışıklarından geceleyin yıldızlarla süslenen büyüleyici gökyüzünü görebilecek kadar uzaklaşamıyor. İnsanlar Yüce Ruh’un yarattığı sahnelerden uzakta yaşadığında, onun kanunlarını da kolayca unutuyorlar’. Bu sözleri eden bilge kişinin doğduğu topraklardan kalkıp bugünlerde mitolojiye konu olmuş İda Dağı’na altın aramak için gelen Beyaz Adam gerekli dersi almamış gözüküyor” dedi.
Gazetemiz Çanakkale OLAY’a sergiyi değerlendiren Özener; “İHD, bana Dünya Barış Günü kapsamında sergi açma davetinde bulundu. Ben de bu teklifi sevinerek kabul ettim. Fakat ‘sergiyi nasıl açacağız?’ diye düşündüğümde gündemde olan Kazdağları üzerine çalışma yapmak istedim. Ben, daha önce Kazdağları ile ilgili birçok fotoğraf çekmiştim ve öyküsü olan bir seçki yapmaya karar verdim. Sergide 20 fotoğrafla Kazdağları’nı anlatmaya çalıştık. Bunu yapmak benim için zor oldu. Kazdağları’nda Kanadalı bir şirket çalışıyor. 1870’li yılların sonuna doğru Kanada Kızılderili’sinin söylediği sözler ilgimi çekti ve elimdeki fotoğraflarla sergiyi bunun üzerine kurmak istedim. O yazıyı da serginin girişine astım ki, sergiye gelen ilk o yazıyla karşılaşsın diye. Benim burada amacım elimizde müthiş bir doğa var, çok güzel ekolojik yaşamın döndüğü bir dağ var ve bu dağın güzelliklerini insanların görüp biraz düşünmesini sağlamaktı. ‘Beyaz Adam’, kendi topraklarında yapamadığı doğa katliamını Türkiye’de, İda’da yaptı. Bugün biz burada yaşadığımız topraklar üzerinde hep Kazdağları’nın etrafında ve eteklerinde dolaştık. Hem etnografik, hem köy yaşamları üzerinden, hem de doğa üzerinden görmediğimiz şeyler gördük, fotoğrafını çektik. Onun için elimdeki 20 fotoğrafı sergide kullandım. Bir de özellikle son 10 yılda vahşi kapitalizm o kadar arttı, o kadar aldı başını gidiyor ki, mevcut hükümetin olduğu dönemde de birçok usulsüzlük gördük. Son dönemde de maden yasalarını nasıl çıkarttıklarını gördük. Zengin olan istediği yerde, istediği kazıyı yapıyor. Olay sadece ekonomik değil. 1870’li yıllarda Kızılderili yerlinin söylediği olay, bugün bizim topraklarımızda oluyor. Belki burada Kızılderililerin soyunu tüketmek gibi bir durum yok ama doğanın soyu tükeniyor. Bugün Kazdağları’nda açılan alan insanları neden etkiledi? Oraya gittikleri için etkiledi. İnsanlar artık ‘Benim tek başıma yapabileceğim bir şey yok’ diyerek umursamıyor. O yüzden her yerde eylem var ve artık kanıksadık. Özellikle sosyal medyada insanların paylaştığı, ülkenin diğer bölgelerinde yaşanan katliamları görüyoruz. Durum böyle olunca eylemler de arttı. İnsanların da bunu kanıksadıkları ve dağ konseptine uygun olduğunu düşündüğüm için, Kazdağları’ndaki eylemi ve diğerlerini izlediğim için durma eylemini sergileyenleri seçtim. Eylem kısmındaki konsepti de eylemler üzerinden seçtim” ifadelerini kullandı.
(Baykal Sağlam)