Euro 2012’nin açılımı
Hiçbir takım göze hoş gelen ve estetik yanı olan futbol oynayamıyor. Ama, fizik gücünün öne çıktığı tüm maçlarda ağlar havalandırılıyor...
Futbolda Avrupa’nın üst düzey 16 ülke takımı Polonya – Ukrayna ortak yapımı olan dev şampiyonada kapışıyor. Futbol olgusu; sistem, taktik, strateji ve sonuca gitme açılarından farklı bir boyut kazanıyor...
Türkiye profesyonel ligleri ile birlikte Çanakkale’de yerel futbol sezonu sona erdi. Şimdi, gözler Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine çevrildi. Ülke takımları kritik maçlarda, onur mücadelesi vermeye başladı. Ekipler çeyrek finallere yükselebilmek için fiziksel, zihinsel ve ruhsal açılardan kıyasıya mücadele veriyor. Zorluk seviyesi yüksek olan maçlara sahne olan Euro 2012 adeta bir futbolcu pazarı. Takımların Teknik Direktörleri ve sahada formasını ıslatan futbolcular bu pazardan paylarına düşecek dilimi almak için yarışıyorlar. Dev turnuvada teknik anlamda sorumluluk üstlenen tüm hocalar takımlarını stratejik açıdan fazla risk almadan oynatıyorlar. Şöyle ki;
* Takımlarda toplu savunma, toplu hücum anlayışı hakim (Total Futbol),
* Oyuncular arasında yakınlaşma ve yardımlaşma esas alınıyor,
* Futbolcular rakip kaleye mesafe tanımaksızın bol şut atıyor,
* Tam saha pres anlayışı ile çok sayıda kanat akını geliştiriliyor,
* Duruma göre; daha çok saha, zaman zaman da adam markajı uygulanıyor,
* Çeyrek finale yükselmek için, “Yenemiyorsan, yenilme” ilkesi geçerli,
* Topu kazanmanın bir beceri, olumlu kullanmanın ise yetenek isteyen bir performans olduğu görülüyor. Oyunun iki yönü de büyük önem taşıyor,
* Oyun alanı diklemesine olduğu gibi boylamasına da kullanılarak, geniş açılar yaratılıyor, Ancak, yıldız oyuncu azlığı, kaliteyi etkiliyor,
* Takımlar temkinli başlayan maçlarda güçlerine göre; eksik yönlerini görüp, haddini bilerek oynuyor,
* Bireysel ve pozisyon yanılgıları asgari düzeyde tutularak, rakibin hata yapması bekleniyor,
* Hemen hemen tüm takımlar telaşlı oynama ile hızlı ve tempolu oyunu birbirine karıştırmadan mücadele veriyor,
* Az sayı üretilen maçlarda, ilk golü yiyen takım mecburen risk alarak, rakibin üstüne çullanıyor. Bu kez karşılıklı goller art arda geliyor,
* Maç kazanmanın inanç, sabır ve hırstan geçtiğini bilen takımlar, 90 dakikaya yaydıkları kondisyonları ile direnç gösterip, başarılı olmak istiyor.
• Cahit GÖVEREN