Emekli öğretmenler kupkuru ağaç gibi...

Dünyanın en eski ve kutsal mesleklerinden biri sayılan öğretmenlik mesleğine yıllarını adamış emekli öğretmen 82 yaşındaki Cemil Güder günümüzde eğitimin temel taşı ve vazgeçilmez unsuru olan öğretmenlerin mesleki saygınlığını yitirdiğini ve öğretmenliğin atıl duruma getirildiğini belirtti.

674
Emekli öğretmen Cemil Güder öğretmenlerin ekonomik sorunlar başta olmak üzere, kaynak ve materyal eksikliği, atama sorunları gibi çok sayıda sorunla mücadele ettiğini söylerken, halen doğuda görev yapan öğretmenlerin ise can güvenliğinin dahi bulunmadığının altını çizdi. Sendikaların öğretmene uzak ve mesafeli olduğunu düşünen Güder: “Öğretmen bugün yalnız kalmıştır. Yanında kimsesi yoktur. Emekli öğretmenler ise kupkuru ağaç gibidir” dedi. Öğretmenevlerinde öğretmenlerin bütün gün oyun oynadığını ve boş zaman geçirdiğini belirten Güder: “Öğretmenevlerinde kütüphane bile yok. Öğretmene ar-ge imkanı yaratılmıyor. Öğretmenin olduğu yerde kitap olmaz mı? Yok işte. Öğretmenler okumasın ki, bilinçsiz olsun diye özellikle yapılıyor. Öğretmenevleri de son yıllarda özgünlüğünü yitirdi ve dejenere oldu” dedi.
 
•  Kendinizi tanıtır mısınız?
Cemil Güder, 82 yaşımdayım. Emekli öğretmenim. Aslen Çanakkale Erenköylüyüm. Köy Enstütüsü çıkışlıyım, 26 sene 4 ay çalıştım. Çanakkale Merkez’e bağlı Akçapınar ( Pınaroba) Köyü’nde 16 yıl ilkokul öğretmenliği yaptım. Mesleğimin çoğu idarecilik ile geçti. Ardından Eceabat Alçıtepe Köyü’nde 9 sene çalıştım.
 
• Mesleğe ilk başladığınız yıllarda sistem nasıldı?
1952 yılında ilk mezun olduğum yıllarda Türk eğitim sisteminde 48 diye bir program vardı. Bu program Türkiye’nin ruhuna uygun, nitelikli öğrenci yetiştirmeye müsait bir sistemdi. 1960 ihtilalinde bu program kaldırıldı, yerine 68 programı geldi.
 
• Bu 48 programında nasıl bir eğitim anlayışı vardı, biraz açar mısınız?
48 programında tarih, coğrafya ve yurttaşlık dersleri vardı. Öğrenciler daha bilinçliydi. El becerisine sahipti. 60 ihtilalinden sonra tarih ve coğrafya dersi sosyal bilimler adı altında toplandı, tabiat dersleri fen bilgisi grubu altında toplandı. Yurttaşlık dersi kaldırıldı. O günden sonra artık kimse ne yapacağını bilemedi. Anarşi ve bilinçsizlik ülkeye hakim oldu.
 
•  O zamanlar öğretmenlik mesleğine bakış açısı nasıldı, ekonomik anlamda öğretmenlik hangi noktadaydı? Sizce şimdi nasıl?
Tartışmasız öğretmenlik toplumdaki en saygın meslek kollarından biriydi. Öğretmenlerin maaş durumları çok iyiydi. Halk parası olmadığı zaman öğretmenden borç isterdi, şimdi öğretmen halktan istiyor. Öğretmenlik bugün ölmüştür. Öğretmen mağdur ve muhtaç duruma düşürülmüştür. Geçim sıkıntısı çekmektedir. Meslek saygınlığını yitirmiştir. Öğretmenliğin ruhuna Fatiha okunduğu gibi, eğitim ve öğretimin de bugün ruhuna Fatiha olmuştur. Bilim yerine dinsel tabanlı eğitim yaygınlaştırılmaya başlamıştır.
 
• O zaman köy okulları ve şartlar nasıldı?
1952 senesinde Akçapınar Köyü’ne öğretmen olarak atandığımda köyde doğru dürüst okul bile yoktu. Köy evlerinin dahi çoğu topraktı. İmkansızlıklar ve yetersizlikler had safhadaydı. Ama o şartlarda var olan birlik ve beraberlik bugün yok. Köyde bakkal yoktu. Anne ve babalar ve ben çocukların ihtiyaçlarını merkezden alır sırtlanırdık. Köye ulaştırırdık.
 
• Mezun olan öğrencileriniz bugün sizi arıyorlar mı, görüştüğünüz var mı?
Öğrencilerimle hala görüşürüm. Hepsi bilgili, iş güç sahibi olmuşlar. İyi yerlere gelmişler. Gurur duyuyorum. İşini kuran var, ticaret yapan var, iş adamı var.
 
• Gelecekten umutlu musunuz?
Çok zor bir soru. Bu gidişatla bu ülkenin kurtulması mümkün değil. Mutlaka bu memleketin ve bu vatanın kültürüne uygun sistemler geliştirilmeli. Bunun için bilim insanlarının ve eğitimcilerin görüşleri alınmalı ve onlara danışılmalı.
 
• Emekli öğretmenler olarak zamanınızı nasıl geçiriyorsunuz? Emekli öğretmenler tecrübelerini ve bilgilerini genç öğretmenlerle paylaşma olanağı bulabiliyor mu? Çanakkale’deki öğretmenevi nasıl? Nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Emekli öğretmenler kupkuru ağaç gibi. Kimseye de yardımcı olamıyoruz, bizim görüşümüzü alan da yok, sistem laçkalaşmış. Öğretmenlik atıl hale gelmiş. Öğretmenin fikrini alan yok, danışan yok, dinleyen yok. Gençler bizden bir şey beklemiyor. Öğretmenevi’nde öğretmenler bütün gün oyun oynuyor, kütüphane bile yok. Araştırma imkanı yok. Öğretmenin olduğu yerde kitap olmaz mı, yok işte. Öğretmenler okumasın ki, bilnçsiz olsun diye özellikle yapılıyor. Öğretmenevleri de son yıllarda özelliğini ve özgünlüğünü yitirdi. Halka açık sıradan bir yer haline geldi, dejenere oldu. Bilgisayarlar olmalı, araştırma yapılabilmeli. Emekli öğretmenlerin bilgisayara oturması bile yasak. Kurslar açılsa, bilgisayar kullanmayı bilmeyen öğretmenlere kurslar verilse ne güzel olur.
 
• Yıllarını bu mesleğe vermiş bir eğitimci olarak öğretmenlerin sorunlarını nasıl görüyorsunuz?
Öğretmenlerin çok sayıda sorunu var. Maddi sorunları var, atama bekleyen çok sayıda işsiz öğretmen var. Materyal ve kaynak sorunları var. Doğuda görev yapan öğretmenlerin can güvenliği yok. Öğretmen düşmanlığı devam ediyor. Eskiye göre sayıca arttı bile. Öğretmene ve okul yöneticilerine veliler tarafından şiddet uygulanıyor. Türkiye’de sendikalar var, ama öğretmene uzak, o yakınlığı vermiyorlar. Öğretmen bugün yalnız kalmıştır. Yanında kimsesi yoktur.
 
• Yeni ve genç öğretmenlere tavsiyeleriniz neler?
Teknolojiden yararlansınlar, kendilerini okuyarak ve dünyadaki yenilikleri takip ederek geliştirsinler. Örgütlensinler.
 
• Bize zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Ben teşekkür ederim, işlerinizde başarılar dilerim.
Paylaş