Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünden 2007'de mezun olan Engin, 12 yıl önce dijital sanatlarla tanıştı. Bilim kurguya, özellikle de "Yıldız Savaşları" film serisine ilgi duyan 41 yaşındaki Engin, "Ankara ve İstanbul'da Kıyamet Manzaraları" başlıklı çalışmasıyla özellikle sosyal medyada da tanındı.
Engin, Osman Hamdi Bey'in 1906 ve 1907 yıllarında iki farklı
versiyonunu çizdiği "Kaplumbağa Terbiyecisi" tablosunu ve Aşık
Veysel'in bir fotoğrafını hayalindeki 2100 yılına göre yeniden
tasvir etti.
Türk mitolojisi, Türk büyükleri, Çanakkale Savaşı, Kurtuluş
Savaşı, Atatürk ve Türkiye'nin Barış Manço gibi önemli
sanatçılarına da eserlerinde yer veren Engin'in bazı çalışmaları
bu yıl 29 Ekim'deki Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamaları
kapsamında Galata Kulesi'ne de yansıtıldı.
Engin bu kez Cumhuriyet'in 200. yılındaki kentlerin durumunu ise
uçan arabalar, yapay zeka, robotlar ve nanoteknoloji ürünleriyle
tasvir etti.
Çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Engin, "Örümcek Adam"
filmine ilişkin dijital çizimin yer aldığı videoyu izledikten
sonra dijital sanatlara yöneldiğini anlattı.
O dönem, şu anda kullanılan çizim tabletlerine sahip olmadığını
belirten Engin, çizimlerini uzun süre bilgisayar faresiyle
yaptığını, sonrasında ise dijital resme yatkın olduğunu fark
ettiğini aktardı.
Eserlerinde Türkiye'nin zengin kültürel mirasını geleceğe bilim
kurgu aracılığıyla taşıyarak farklı bir bakış açısı sunmak
istediğini vurgulayan Engin, geleceği tasvir etme arzusuna
ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Geçmiş oldu ve bitti. Ama gelecek en gizemli olan şey. Şu anki
cep telefonlarını kimse tahmin edemiyordu ama artık biliyorsunuz
ki hayatımızın içinde. Uçan arabalar belki şu anda yok ama bir
gün olacak. Gelecek merak uyandırıcı bir şey. Ben de geçmiş
yerine geleceğe karşı herkes gibi bir merakım var. İleride,
bundan 100 sene sonra ne olacağını resmetmek beni
heyecanlandırıyor."
Kültür ve Turizm Bakanlığınca, Cumhuriyet'in 100. yılı
dolayısıyla bazı eserlerinin Galata Kulesi'ne yansıtılmasına
ilişkin Engin, "Bu tabii ki benim için çok büyük bir onurdu.
Cumhuriyet'imizin 100. yılı için olması da çok önemliydi."
değerlendirmesinde bulundu.
Engin, Aşık Veysel'i konu aldığı eseriyle ilgiliyse "Eğer Aşık
Veysel 100 sene sonra doğsaydı gözlerine kavuşabilecekti. O zaman
teknoloji bunu başaracaktı. Ben de onu görüyormuş gibi, o zaman
içerisinde yapmak istedim." diye konuştu.
Son dönemde eserlerine yoğun ilgi gösterildiğini dile getiren
Engin, "Eserlerimi doğu ve batı ekolü diye kıyaslamak
istemiyorum. Eserlere bakıldığında 'Bir orta yol, bir birleşme
söz konusu' gibi dönüşler oluyor bana. Kullandığım şeylerle
alakalı, onlar da sitelerinde çok paylaşıyor. İki koleksiyoner
var Amerika'dan, benim çalışmalarımı takip eden ve güzel tepkiler
alıyorum. Özellikle kendi kültürümüzün zenginliğini onlara
göstermek ayrı bir şey." dedi.
Son dönemde büyük bir iş kolu haline gelen dijital resme ilgi
duyanlar için güzel sanatlar eğitimi almanın önemli olduğunu
ifade eden Engin, bilgisayar programı bilgisi olan dijital
ressamların oyun şirketlerinde çalışabileceklerini kaydetti.(AA)