Depresyon hastalığı artıyor...

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bakım, Türkiye`de depresyon hastalığının yükselen bir trend sergilediğini bildirdi.

463
Bakım, yaptığı yazılı açıklamada, İbn-i Sina ya da Hipokrat döneminde depresyonun bir şekilde daha farklı kelimelerle tanımlandığını ifade etti. Depresyonun her zaman her toplumda olabileceğine işaret eden Bakım; “Ama sıklığı değişiyor tabii. Etkilenen kişi sayısı da farklılaşıyor. Bunlar önemli ama asıl önemli olan bunun tedavi edilebilir hastalık olduğunu bilip, tedavi edebilecek kişiye gitmek” dedi.
 
Bakım, Türkiye`de yaşanan depresyon vakalarıyla ilgili şu görüşlerini paylaştı: “Depresyon giderek artıyor tabii. Çünkü sosyal destek azalmasının etkileri, kişinin daha çok tek başına kalması ve kendine zaman ayıramamasıyla ilişkili olarak kişi kendini yetersiz görüyor. Kişi kendini yetersiz gördükten sonra çevresine karşı olumsuz bakış açısı söz konusu oluyor. Daha sonra da geleceğe yönelik olumsuz bir bakışı oluyor. Bu olumsuz bakışlar giderek artıkça kişinin hayatına bakışındaki renkler beyazdan daha çok koyu renklere, siyaha, beje ya da griye dönüşüyor. O da diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de hayatı olumsuz bir şekilde etkiliyor. Ülkemizde ne yazık ki depresyon yükselen bir trend sergilemekte.”
 
Depresyon hastalığının tedavisi hakkında da bilgi veren Bakım, şunları kaydetti: “Tedavide farklı yaklaşımlar var. Bu farklı yaklaşımların hepsinin bir arada uygulanması gerekiyor. Depresyonda ilaç tedavisinin en az bir yıl kadar doktor kontrolünde sürdürülmesi ve aniden kesilmemesi gerekiyor. Depresyon ilaçlarının, antidepresan ilaçlarının alışkanlık, bağımlılık yapmadığının bilinmesi gerekiyor. Bir diğer yaklaşım ise psikoterapidir. Daha önce söylediğimiz gibi kişinin kendine, çevreye ve geleceğe yönelik olumsuz bakış açısına yönelik ya da geçmişten gelen bir takım olumsuz düşünce şemaları dediğimiz yaklaşımlarını değiştirmeye yönelik terapiler yapılması gerekiyor. Bunlara cevap vermediği ve intihar riski olduğu durumlarda halk arasında elektro şok tedavisi denilen elektrokonvulsif terapi (EKT) yapılması gerekiyor. Bazı durumlarda ise elektro şok yapılamıyorsa, bir takım başka yöntemler uygulanabilir. Ama depresyon, hastaların yüzde 70`inde iyileştirilebilen bir bozukluktur. Kişilerin yüzde 20-25 kadarında tedaviye cevapsızlık oluşuyor.”
Paylaş