Çanakkale`de ziyaretlerde bulunan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP İl Binasında açıklama yaptı. Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay ve CHP İl Yönetim Kurulu`nun katıldığı açıklamada Sarıbal, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, tarımsal ve gıda krizine dair görüşlerini paylaştı. Ülkenin yoksulluğun ve işsizliğin en yüksek olduğu bir dönemde geçtiğini belirten Sarıbal, iktidarın ise ülkenin gerçek gündemini konuşmak yerine suni gündemler yarattığını belirtti. Ülkede yaşanan sorunları sıralayan Sarıbal, "Sorunun temel kaynağı iktidarın içerde ve dışarıda artık yönetme iradesini kaybetmesi, ülkenin 84 milyonunun kaynağını bir avuç tefeciye, bir avuç müteahhitte ve bir avuç İngiltere`nin para yiyicilerine aktarması ile ilgilidir" dedi. Tarımsal üretim krizinin çok hızlı bir şekilde yaklaştığını belirten Sarıbal, ülkelerin buna önlem alırken Türkiye`nin ise herhangi bir adım atmadığını ifade etti. Çiftinin Cumhuriyet tarihinin en kötü zamanını yaşadığını vurgulayan Sarıbal; "Çifti, Cumhuriyet tarihinin en kötü zamanını yaşıyor. Borç 155 milyar çiftçinin bunu ödeyebilesi mümkün değil sadece takla attırılıyor. Son bir yılda 2 milyon çiftçinin borcu 25-26 milyar arttı, henüz kasım ve aralık ayı bunların içerisinde değil" dedi.
"Dolar 18 liradan 12 liraya düştüğünde kim kazandı"
Sarıbal açıklamasında; "Yoksulluğun, işsizliğin en yüksek olduğu tarihsel bir dönemden geçmekteyiz. İktidar hala toplumun gerçek gündemini konuşmak yerine, toplumu başka gündemlerle oyalamaya, öbür tarafta üçkağıt ekonomisinin gerekliliklerini yerine getirmeye devam etmekte. Bir gecede 18 liradan 12 liraya düşen doları bir başarı öyküsü gibi söyleyen iktidar, 6-7 liradan 12 liraya çıkarttığı dolardan, 6 ayda yüzde 50 gibi bir devalüasyona neden olduğundan hiç bahsetmemekte. Dolar 18 liradan 12 liraya düştüğünde kim kazandı. Ne zamandan beri Merkez Bankası bir gurup sermayenin çıkarını korumaya çalışmaktadır. Yaşanan sürecin yoksulluğa bir gideri var mı? İlaç, yem fiyatları mı düştü? Halkımız bu topraklarda ne yazık ki sakatat bile alamayacak durumda" dedi.
"Sorunların temel kaynağı iktidarın güveni kaybetmesidir"
İktidarın gerçek gündemi konuşmak yerine başka gündemler yaratmaya çalıştığını belirten Sarıbal; "İktidar krizin gerçeğini bir kenara bırakıp, İstanbul Büyükşehir Belediyesine saldırmakla gününü geçirmeye çalışıyor. Bütün derdi toplumu gerçek gündeminden koparmak ve yapay bir gündem oluşturmak. Toplum yaşadığı sorunlarla yüz yüze kalmış durumda. İnsanlar ilaç bulamıyor. Emar için 3-4 ay sıra bekliyor. İnsanlar marketlerde adetle ürün almak zorunda kalıyorlar. Ülkede ciddi sorunlar var. Bu sorunların temel kaynağı iktidarın güveni kaybetmesidir. Bu sorunun temel kaynağı iktidarın içerde ve dışarıda artık yönetme iradesini kaybetmesidir. Sorunun temel kaynağı liyakat yerine yandaşlar üzerinden hareket etmesidir. İktidarın bu ülkenin 84 milyonunun kaynağını bir avuç tefeciye, bir avuç müteahhitte ve bir avuç İngiltere`nin para yiyicilerine aktarması ile ilgilidir" dedi.
"Derhal ve erken seçim Türkiye`nin şu anda tek politik çözümüdür"
Acil bir seçime ihtiyaç olduğunu ifade eden Sarıbal; "Ülkede demokrasinin inşası için halkın ülkesine, devletine yeniden güven sağlayabilmesi için derhal ve acil seçime ihtiyaç vardır. Sorun ekonomik ve iktisadidir. Halk bir taraftan sorunlarla boğuşurken, bir taraftan muhasebeci oldu. 7 yaşındaki çocuk telefonundan dolar ne kadar olmuş diye bakmakta. Derhal ve erken seçim Türkiye`nin şu anda tek politik çözümüdür" dedi.
"Yarın zenginlerinde aç kalacağı bir gıda krizi olacak"
Dünyanın en önemli konusunun tarım ve gıda olduğunu ve dünyanın bütün ülkelerinin bunu çok net bir şekilde ortaya koyarak tarıma yeni kaynaklar ayırdıklarını belirten Sarıbal; "Biz ise hiç ders almadık. Derhal seferberlik yapılmasını istedik, buğday tohumu dağıtılmasını istedik, analiz yaparak teşvik olarak bedava verilmesini istedik çünkü Türkiye şu anda bir gıda krizi yaşıyor ve bu gıda krizi parası olanın gıdaya ulaştığı bir dönem. Ancak yarın zenginlerinde aç kalacağı bir gıda krizi olacak. Türkiye şu anda iki krizi birden yaşamakta ancak asıl olan Türkiye bu modelle bir üretim krizine doğru gitmektedir. Mazot geçen seneden bu seneye yüzde 50`den fazla zam aldı. Çiftçi 3 Milyar litreden fazla mazot kullanmakta. Şu anki fiyatlarla çiftçinin cebinden 34 milyar para çıkacak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin çiftçisine ayırdığı bütçe ise 25.8 Milyar. Yani çiftçinin mazota verdiği para devletin bütçeden verdiği paradan 8-9 milyar daha fazla" dedi.
"Bu maliyetlerle çiftçinin üretim yapma şansı hiç yok"
Sarıbal son olarak; "Yem fiyatları 100 milyar. Çiftçi bugün 1 litre süt sattığında 1,5 kilo yem alması lazım. Ancak en fazla 900 gram alabilmekte. Her 1 litre sütte yaklaşık olarak 2,5 lira ile 3 lira arasında zarar etmekte. Bu yüzden bir buçuk yıldır süt hayvanları kesime gitmekte. Et üreticisi 1 kg et kestirdiğinde 25-26 kg yem alması lazım, oysa bugün 13 kg yem almakta. Yani besici 1 kg kırmızı et üretmek için yaklaşık 45 lira zara etmekte. Çiftçi, süt üreticisi, besi üreticisi zararda. Buğday üreticisi gübre fiyatından dolayı zaten ekmedi. Bu maliyetlerle çiftçinin üretim yapma şansı hiç yok. Derhal ek bir bütçe ayrılıp, süt üreticisi için bir litre sütte en az 1,5, üretimi sürdürebilmesi için 1,3 kg yem alacak bir destekleme politikasına l ihtiyaç var. Besi hayvanında da 1 kg karkas et sattığında en az 20 kg yem alabilecek bir mekanizmanın derhal kurulması ve bunun üzerine destekleme yapılması lazım. Çifti, Cumhuriyet tarihinin en kötü zamanını yaşıyor. Borç 155 milyar çiftçinin bunu ödeyebilesi mümkün değil sadece takla attırılıyor. Son bir yılda 2 milyon çiftçinin borcu 25-26 milyar arttı ve henüz kasım ve aralık ayı bunların içerisinde değil" dedi.
(Eren Aşnaz)