Çevre Örgütlerinden ortak bildirge; "Birlik zemini oluşturmak için çaba harcayacağız"

791

 11 Ekoloji örgütünün çağrısında, ülkenin çevre sorunlarının ve mücadele yöntemlerininim tartışıldığı ‘Ekoloji Örgütleri Bergama Buluşması’ 42 farklı örgütten 200`e yakın kişinin katılımı ile gerçekleştirildi. Çanakkale’den katılım gösteren İda Dayanışma Derneği ve Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından toplantı sonuç bildirgesi yayınlandı. Yayınlanan bildirgede ile ilgili yapılan açıklamada; “Forum biçiminde gerçekleştirilen bu oturumlarda, ülkede artık süreklilik kazandırılmış OHAL uygulaması aracılığıyla tek insan ve tek parti diktatörlüğüne götürülmek istenen baskı rejiminin, diğer toplumsal hareketler ve kesimler üzerinde olduğu gibi, ekoloji mücadeleleri üzerinde de önemli bir baskı oluşturduğu dile getirilmiştir. İktidarın; enerji, madencilik, su, orman, tarım, hayvancılık, kültür ve tabiat varlıkları alanlarında izlediği politikaların, doğa ve yaşam üzerinde geri dönüşümü olanaksız zararlara yol açtığı, tüm yaşam alanlarının sermayenin talanına açılması için gereken her türlü yasal dayanağın iktidar eliyle sağlandığı tespitleri yapılmıştır. Tüm bu doğa, yaşam, kent ve kültür talanına karşı direnen, yaşam alanlarını, doğal ve kültürel varlıklarını korumaya çalışan ekoloji örgütlerinin mücadele olanaklarının da, yine siyasi iktidarın politikaları ve yasal-fiili baskıları nedeniyle tıkandığı ifade edilmiştir. Ekoloji mücadelesinin, Türkiye’nin mevcut siyasi koşullarındaki en aktif ve lokal anlamda örgütlü olan toplumsal muhalefet hareketlerinden olduğu ve siyasi iktidarın yıkıcı politikalarını sıkıştırmada ve teşhir etmede potansiyelinin çok yüksek olduğu ifade edilmiştir. Bu yüzden, içinde yer alan bireylerin siyasi iktidar tarafından hedef gösterilmekte olduğu, proje süreçlerinde dahil bulunan şahıslar tarafından da tehditlere ve saldırılara maruz bırakıldığı belirtilmiştir. Ekoloji aktivistlerinin içinde bulunduğu hayati tehlike, artık mücadelenin en önemli gündemlerinden biri olarak değerlendirilmiş, bu konuda da bu tehdidi görünür kılacak ve engelleyecek hareketliliklere gerek duyulduğu ifade edilmiştir” denildi.

 
“Yargısal denetime başvurma çok pahalı bir hale getirildiği”
Bildirgede, çevre mücadelesinin hukuki ayağı ile ilgili; “Ciddi bir tıkanma içinde bulunulduğu, yanlış, yetersiz veya gecikmeli uygulamaların, yargısal süreçlerde her geçen gün daha belirgin bir ‘hukuksuzluk’ sürecine sebep olduğu. Yargı bağımsızlığından söz etmenin olanaksızlaştığı. Açılan çevre davalarında, uygulamaya konmasa da geçmişte olumlu sonuçlar alınabilmekteyken, artık önemli oranda ekoloji mücadelelerinin aleyhine kararların çıktığı. Bin bir emek ve masrafla sürdürülen hukuk mücadeleleri sonucunda kazanılan davaların bir şekilde ‘yargının arkasından dolanılması’ nedeniyle uygulanmadığı ya da aleyhe döndürüldüğü. Yargısal denetime başvurmanın çok pahalı bir hale getirildiği, yargılama ücretleri, bilirkişi keşfi ve diğer masrafların çok büyük ekonomik boyutlara ulaştığı ve ekoloji mücadelelerinin bu yüksek miktarlı yargı giderlerini karşılamakta zorlandığı. Bilirkişi süreçlerinin artık bilimsel ölçütlerin ötesinde adeta şirketlerin ve idarenin lehine rapor hazırlama sürecine dönüştüğü. ÇED süreçlerinin neredeyse tamamen işlevsizleştirildiği ve ÇED raporlarının çevresel etkileri ortaya koymaktan uzak olduğu tespitleri yapılmıştır. Bu sorunların aşılmasına yönelik olarak; doğal ve kültürel varlıkların talanının önünü açan yasa, yönetmelik ve genelgelerin iptali, dava süreçlerinin ekoloji örgütleri için altından kalkılır hale getirilmesi, hukuki süreçlerin çeşitli yönlerden etkinleştirilmesi için bilgi derlenmesi gibi başlıklarda kampanya ve eylemliliklerin gerekliliği ortaya konmuştur” denildi.
 
“İkinci bir buluşmaya ihtiyaç var”
Toplantı sonucunda mücadele ve eylem birliğinin sağlanmasına yönelik kararların alındığı belirtilerek; “Buluşmaya katılan ekoloji örgütlerinin ortak mücadelesi, dayanışması ve mücadelelerin ihtiyaç duyduğu güç, eylem ve irade birliğinin sağlanması için ortak bir örgütlenmeye,  kendi gündemini yaratarak siyasi iktidarın gündemine esir olmayan, talep üreten ve taleplerini, mücadelesinin her türlü unsuruyla zorlayan bir birlik zeminine ağa ihtiyaç vardır. Bu birlik zemininin oluşabilmesi için çaba harcamaya devam edilmelidir. Bergama Buluşması’nda başlatılan ve mesafe alınan tartışmaların tüketilmesi ve ortak hareketi doğuracak olan birlik zemini ağının, örgütlenme biçimi, adı, temel ilkeleri, program ve tüzüğünün tartışılarak karara bağlanması ve nihayet tanımlanarak ilan edilmesi için, 2018 Ocak – Şubat döneminde ikinci bir buluşmaya ihtiyaç vardır. Bu doğrultuda, bu buluşmayı örgütlemek için, içinde Bergama Buluşması’nın çağrıcı örgütlerinin de bulunduğu, ülkenin tüm bölgelerini kapsayacak şekilde ve 15 örgütten temsilcilerin oluşturulduğu bir çalışma grubu kurulması gereklidir. Ayrıca, 2’inci toplantının daha verimli geçmesi için bu toplantıda tartışılacak temel metinlerin, oluşturulacak birlik zemini genel ilkelerinin ortaya konması için çalışma grubu tarafından  bir tartışma belgesi hazırlanması yararlı olacaktır. Bergama Buluşması’nda bulunamamış ama İkinci buluşmaya katılmak isteyen tüm çevre ve ekoloji örgütlerine katılımcı örgüt olmaları konusunda teklif götürülmesine ihtiyaç vardır. Bunun gerçekleştirilebilmesi için ilk toplantıya katılan tüm örgütlerin kendi yerellerinde daha da büyük bir gayret göstermesi, ikinci buluşmanın kapsayıcılığı açısından hayatidir” ifadelerine yer verildi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş