Çanakkale domatesinin geleceği tartışıldı...

Çanakkale Ziraat Odası ve ÇOMÜ Ziraat Fakültesi İşbirliğinde hazırlanan Güney Marmara kalkınma Ajansı tarafından desteklenen projede Çanakkale domatesinin geleceği masaya yatırıldı. Eğitim programında konuşan Vali Güngör Azim Tuna, Çanakkale’de markalaşmaya yönelik çalışmalara ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi.

1021
 
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi ile Çanakkale Ziraat Odası işbirliğiyle hazırlanan, Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) tarafından desteklenen ``Çanakkale Domatesi Markalaşması ve Coğrafi İşaret Tescil Projesi`` kapsamındaki eğitimler Ziraat Fakültesi anfisinde başladı. Açılış törenine Vali Güngör Azim Tuna, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, Ziraat Odası Başkanı İlhan Ulus, Güney Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mustafa Gündoğan,  Ziraat Fakültesi dekanı Prof. Dr. Feyzi Uğur, öğretim üyeleri, muhtarlar ve üreticiler ve çok sayıda davetli katıldı. Projenin toplam bütçesinin 55 bin 247 lira olduğu, bunun 43 bin 368 lirasının hibe şeklinde alınacağını bildirildi.
 
 
Laçiner; “Ziraat’e gereken önemi vermiyoruz”
Törende konuşma yapan ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, Çanakkale ismine tüm Türkiye’nin büyük saygısı olduğunu ifade ederek; “Çanakkale isminin arkasına ne koyarsanız marka olur” dedi. Laçiner şunları söyledi; “Çanakkale dediğimiz zaman herkes saygı duyuyor. Çanakkale`yi sıfat olarak neyin önüne koyarsanız o marka olur. Çanakkale domatesi, Çanakkale salatalığı, Çanakkale çiçeği, Çanakkale insanı, ne derseniz deyin. Yeter ki önüne Çanakkale getirip, içini dolduralım. Bu kadar net. Ama tabii domates, Ezine peyniri, tüysüz şeftali gibi bazı değerler de var ki bunlar ticarileştirilmeyi bekliyor. O konuda da ciddi problemlerimiz olduğu kanaatindeyim. Umarız ki bu proje başarılı olur ve Çanakkale domatesine bir kimlik kazandırılır. Sinerji oluşturmamız gerekiyor. Kurumların bu konuda bir araya gelmesi başlı başına bizim açımızdan başarıdır. Gelişmeyi geriden uygulayan bir milletiz. Neden geri kaldığımız sorulduğu zaman herkes üç aşağı beş yukarı 19 yy sanayi devrimini atladık sonra biz sanayi devrimin başaramadık deriz. Oysaki batıda yaşan devrimler sadece sanayileşme ile sınırlı değil. Aslına bakarsanız tarım arazilerinde traktörün kullanılması başlı başına bir devrimdir. Biz ziraata gereken önemi vermiyoruz yoksa ziraat’ta işsizlik olur mu?”
 
 
Tuna; “Elimizdeki değeri, değerlendiremiyoruz”
Vali Güngör Azim Tuna ise Çanakkale’nin isim olarak, imaj olarak çok değerli olduğunu belirterek bunun altını doldurmamız gerekiyor dedi. Tuna şunları söyledi; “Bizim hazır elimizde malzeme var. Çanakkale ismi çok önemli. Elimizde çok değer var ama biz değerlendiremiyoruz. Gökçeada, Bozcaada’nın oluşmuş imajı var ama altını dolduramıyoruz. Buraya gelenler bakıyor maalesef hayal kırıklığına uğruyorlar. İmaj oluşturmak için büyük masraf yapılıyor ama bizde imaj hazır altını doldurmalıyız. Çanakkale domatesi organizasyonu çok önemli. Uygulamaya dönük sonuçlarını görmemizde çok önemli. İyi tarım ve organik tarım uygulamaları da var. GMKA geçen yıldan beri Balıkesir ve Çanakkale de projeleri destekliyor. Tarım beklenen noktaya gelmedi. Bu yolda döşenen bir taş da olsa bunun yapılması önemli. İlimiz için turizmle birlikte tarımdan da çok şeyler bekliyoruz. Tarıma dayalı sanayi gelişiyor. inşallah meyvelerini alacağız. Bu tarz markalaşmaya yönelik çalışmalara ağırlık vermeliyiz.`
 
Uğur; “Tarımdaki istihdam oranı %25`dir”
Ziraat Fakültesi dekanı Prof. Dr. Feyzi Uğur da yaptığı konuşmada, Domatesin dünyada ve ülkemizde sofralarda en çok tüketilen gıdalardan biri olduğunu belirterek; “Domates bitkisel ürünler içerisinde ayrı bir değere sahip. Çanakkale’nin yıllık domates üretimi 500.000 ton. Türkiye’nin yıllık domates üretimi 10 milyon tondur” dedi. Uğur şunları söyledi; “Tarım insanların temel ihtiyaçları olan gıda ve giyim ihtiyaçlarını karşılamada potansiyel bir sektör olduğu için tarihin her döneminde vazgeçilmez olmuştur. Tarımın çoğu ülkedeki pek çok insan için bir hayat biçimi olması, istihdama yaptığı katkı ve iç ve dış ticaretteki belli düzeylerdeki katkısı da burada söylenmesi gereken tarımın önemli değerlerindendir. Tarımdaki istihdam oranı yaklaşık %25`dir. Tarımın GSYİH` daki payı yaklaşık %ıo. Dolayısıyla tarım ülkemiz için önemlidir. Çanakkale ilindeki bazı değerlere bakıldığında, tarımdaki istihdamın Türkiye ortalamasına göre daha yüksek olduğu, tarımın GSYİH daki payının da %20 olduğunu görüyoruz.  Çanakkale`nin bazı ürünlerin üretimindeki Türkiye içindeki sıralaması, şeftali de birinci, Elma da üçüncü, Keçi sütünde üçüncü, Domateste beşinci, Zeytin yağında ilk altı da yer alıyor. Yukarıda bahsedilen ürünler insanlarımız için değerli ve sofralarımızda yer alan ürünler. Yukarıda sözü geçen ürünler fakültemizin çalıştığı ve araştırma bulgularını gerek bilim camiası ve gerekse üreticilerle paylaştığı ürünlerdir. Domates dünyada ve ülkemizde sofralarımızda en çok tüketilen gıdalardan birisi, ve bitkisel ürünler içerisinde ayrı bir değere sahip. Çanakkale’nin yıllık domates üretimi 500.000 ton. Türkiye’nin yıllık domates üretimi 10 milyon tondur. Bu projede üreticiler bitki hastalığı, toprak ve bitki besleme, sulama ve yetiştirme tekniği konusunda gerek okulumuzda ve gerekse tarlada eğitileceklerdir. İlave olarak ilimizin farklı bölgelerinden toplanan örnekler laboratuarlarda analiz edilecek ve gereli tanımlamalar yapılacaktır. Ardından tescil için Türk Patent Enstitüsüne başvurulacaktır. Bayramiç Bölgesinde yetiştirilen Tüysüz Beyaz Şeftali, Bayramiç Ziraat Odası ve Fakültemiz Bahçe Bitkileri Bölümünün çalışmaları ile Bayramiç Beyazı olarak tescillenmiştir. Bu proje ile, markalaşma, kimlik oluşumu ve pazarlamada artı değer oluşumu hedeflenmiştir.”
 
 
“Verimde artış yaşanacak”
Proje ile ilgili bilgiler veren Ziraat Odası Başkanı İlhan Ulus, Projenin toplam bütçesinin 55 bin 247 lira olduğunu belirterek “43 bin 368 lirası hibe olarak alınacak” dedi. Ulus şunları söyledi;  “Çanakkale de belirlenen 693 domates üreticisine ürünlerini daha kaliteli yetiştirebilmeleri amacıyla toprak hazırlığından, sulamaya, gübrelemeden ilaçlamaya, ürünün ekiminden hasadına kadar yapılan tüm uygulamalarla ilgili uzamanlar tarafından eğitim verilecek.`Eğitimler sonunda bilinçlendirilen üreticiler hem verimde artış hem de domateste standardizasyonu yakalamış olacaktır.”
Paylaş