Böyle Derbi mi olur?

451

 

Derbi’nin adı vardı, tadı yoktu. Hakem Çakır da onlara uydu. Yenilmekten korkanların derbisini yönetmedi, adeta idare etti. Tüm oyuncuları yabancı olan Galatasaray’ın söyleyemediği Milli Marş’a Fener’in yerlileri ile birlikte Max Kruse’e de eşlik etti. Cim-Bom’un Fener galibiyeti özlemi başka sonbahara kaldı. Keyifsiz müsabakada yine de sezonun seyirci ve hasılat rekoru kırıldı. Fatih Terim’in cezası nedeniyle kulübede olmadığından mı bilinmez ama, uzun yıllardan buyana Galatasaray – Fenerbahçe Derbisi’nde kavga – dövüş ya da sataşma olmadan tamamlanan maç Fair-Play adına olumlu bitti. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un müsabaka günü Sarı-lacivertli taraftarları otobüslerle konvoy halinde Türk Telekom Stadı’na uğurlaması ve bu kafilenin arasında Ali Koç’un Oğlu’nun da bulunması Türk Futbol Tarihinde bir ilkin yaşanmasına neden oldu. Futbol olgusunun kıyasıya rekabeti kadar evrenselliği bir kez daha gözler önüne serildi. İsmi büyük, oynanan oyunu küçük olan maçın ardından Galatasaray ve Fenerbahçe cephelerinden tek bir olumsuz açıklamanın yapılmaması, rekabet ve çekişmenin centilmence olabileceği gerçeğini ortaya koydu. 34 haftalık maratonun henüz 6’ncı haftası geride kaldı. Lig uzun bir maraton. Ancak, Derbi’nin Türk Telekom’da oynanması ve Trabzonspor maçının da geride kalması, Fenerbahçe için küçük bir fikstür avantajı olabilir. Buna karşın, Galatasaray’ın ilk 6 haftada 1 yenilgi ve 3 beraberlik alması hayra alamet değil. Sarı-Kırmızılı takım hem yaşlı hem de Falcao’ya gol pozisyonu üretemiyor. İhalenin faturası Fatih Terim’e kalacak gibi. Netice itibarıyla, futbol kamuoyunu tatmin etmeyen bir Derbi geride kalırken, bu hengameden karlı çıkan Fenerbahçe oldu.

Paylaş