Omurilik stenozu bel ve dolgularda ağrı, uyuşma, güç kaybı ve ileri vakalarda yürüme güçlüğü gibi belirtilerle ortaya çıkan aktaran Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Op. İdris Avcı, “Fizik tedavi, sistemler ve epidural cerrahi gibi konservatifin bütünlüğünü koruduğu veya hareket kısıtlılığı iyileşmeyen ödemeler için cerrahi olarak düşünülür.” dedi. Ameliyat sonrası tam iyileşmenin 3 ila 6 ay arasında değişebileceğini vurgulayan Avcı, düzenli egzersiz ve sağlıklı yaşam dağılımı ile ülkede tekrarlama riskinin en az indirilebileceğini vurguladı.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Op. İdris Avcı, omurga darlığını açıklayarak, belirtileri, cerrahi tedavi seçeneklerini, iyileşme sürecini ve otomatik olarak tekrarlama olasılığına ilişkin bilgi verdi.
Spinal stenoz, omurga kanalının gelişmesinin sonucu omuriliğe ve sinir köklerine baskı uygulamakan bir durum olduğunu dile getiren Op. İdris Avcı, “Omurga hastalığının ilgilendiği en yaygın hastalıklardan biri olan spinal stenoz, özellikle yaşlı bireylerde görülenler ve yaşamsal önemli ölçüde mevcut.” dedi.
En sık görülen spinal stenoz tipinin lomber spinal stenoz olduğunu ve bel bölgesini böldüğünü aktaran Avcı, “Diğer bir yaygın tip ise boyun bölgesinde servikal spinal stenozdur. Stenozun değişimi ve değişiminin yerine ve sinir yapılarının ne derece etkilendiğine bağlı olarak değişiklik gösterilebilir.” şeklinde konuştu.
Spinal stenoz belirtilerine değinen Op. Dr. İdris Avcı, bu belirtileri şöyle açıklıyor: "Lomber spinal stenozda, hastaların özellikleri veya ayakta durduklarında belden dolgunluklara yayılan ağrılar hissedebilirler. Bu ağrı, oturma konumunda azalır. Sinir sıkışması nedeniyle dolgularda uyuşma, manipülasyon ve güç kaybı gibi durumlar ortaya çıkar. İleri vakalarda yürüme güçlüğü yaşayabilirler. Servikal omurga darlığında, boyun bölgesindeki ağrıya ek olarak kollarda uyuşma ve güçsüzlük görülebilir. İleride görülen omurilik belirtisi belirtileri olarak yürüme dengesizliği ve ince motor hareketlerinde zorlanma da ortaya çıkabilir.”
Ortaya'da gösterilen belirtiler günlük yaşam aktivitelerini zorlaştırarak hastaların yaşamlarını önemli ölçüde genişleteceğine dikkat edecek Op. İdris Avcı, “Özellikle hareket kısıtlılığı yaşayan bireyler, erken tedavi ile hücreleri hafifletebilir ve fonksiyonel bileşenlerini geri kazanabilirler.” dedi.
Spinal stenoz tedavisi yönteminin müdahalesinin, diğer yöntemlerin yetersiz tedavisinde öneri geldiğini vurgulayan Avcı, “Fizik tedavisi, ilaçlar ve epidural manipülasyonlar gibi konservatif tedavinin korunması veya hareket bozukluğunun giderilmeyen ilaçlar için cerrahi düşünülür. Cerrahi tedavi yöntemleri, omuriliğe ve sinirlere olan baskıyı azaltmayı tamamlamayı.” açıklamasını yaptı.
Spinal stenoz cerrahisinde uygulanan geniş çapta genişlemeyi sağlayan Op. Dr. İdris Avcı, şöyle devam etti: “Laminektomi olarak da alternatif dekompresyon cerrahisi, spinal stenoz tedavisi en yaygın uygulanan cerrahi cerrahiden biridir. Omurilik kanalını genişletmek için omur kemiklerinin arka kısmında bulunan 'lamina' adı verilen yapı çıkarılır. Böylece sinirlerin üzerindeki baskı azalır ve sinirlerin serbest hareket etmesi sağlanır. Omurganın kararsızlığını önlemek için yapılan omurga birleşimi, dekompresyon işleminin ardından omurga kemiklerinin sabitlenmesiyle yapılır. Omurga segmentlerinin birleştirilmesi, omurgada hareket aktarımı yolunun açılabilmesi ve ağrı kontrolünün sağlanması ve stabilitenin korunması sağlanır. Bu yöntem, özellikle omurgada deformasyon veya aşırı kararsızlık durumunda tercih edilir. Gelişen teknoloji ile birlikte minimal invaziv cerrahi de spinal stenoz tedavisinde kullanılmaya başlandı. Bu tekniklerde daha küçük kesiler kullanılarak omurga üzerindeki travma azaltılır, iyileşme süresi kısalır ve hastaların günlük yaşam döngüsü hızlanır.”
Spinal stenoz ameliyatının iyileşme süreci, olgunlaşma, genel sağlık operasyonu, cerrahi yöntem ve ameliyatın kapsamına bağlı olarak değişiklik gösterdiğini ifade eden Op. İdris Avcı, “Minimal invaziv tekniklerle ameliyat edilen, geleneksel tekniklerle karşılaştırıldığında daha hızlı iyileşme sağlanıyor. Ameliyattan sonra çoğu hasta, bir hafta içinde parçalanıyor ve birkaç hafta sonra hafif faaliyetlere dönebiliyor.” dedi.
İlk iki haftada ağrının kontrollerinin alınması, yaraların iyileşmesi ve Ekonomik risk yönetimi gibi geniş kapsamlı veya evde geçirilebildiğine işaret eden Avcı, iyileşme süreci hakkında şu bilgileri paylaştı: “Bir ay sonunda hastaların büyük kısmı normal günlük aktivitelere dönebilir. Ancak ağır kaldırma, eğilme veya uzun süreli oturma gibi hareketlerden kaçınmaları önerilir. Tam iyileşme süreci, omurga stabilitesine, kişiselleştirilmiş fiziksel cerrahiye ve cerrahi yönteme bağlı olarak 3 ila 6 ay arası bilinmektedir. Bu fizik tedavi ve düzenli egzersiz, tam iyileşme sürecini hızlandırabilir. Ameliyatın ardından yaşamdaki genel bir artış sağlandı. Hastalar, ağrıdan kurtularak hareket özgürlüklerini yeniden kazanır ve daha aktif bir yaşam elde edebilir.”
Spinal stenoz ameliyatının ardından bazı parlamaların tekrarlanabileceğinin ölçüsü çizen Op. İdris Avcı, “Tekrarlama riski, yaş, genel omurga yapısı, dejeneratif sistemler ve omurganın stabilitesi gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Özellikle yaşlanmaya bağlı omurga dejenerasyonu devam eden, farklı şekillerde yeniden oluşumlar ortaya çıkar. Ancak tekrarlama riski, uygun cerrahi yöntemlerin ve ameliyat sonrasında düzenli takip ile en aza indirilebilir.” dedi.
Ameliyat sonrası tekrarlama riskini azaltmak için hastaların bazı kısımlarının genişlemesine işaret eden Avcı, “Hastalar düzenli egzersiz yapmaya özen göstermeli. Omurgayı destekleyen kasların güçlenmesi, omurga üzerindeki baskıyı risk riskinin azaltılması. Fazla kilolu olmak, omurga üzerinde baskı yaraları ve dejeneratif süreç hızlandırılabilir. Uzun süreli durma durma veya oturma, omurganın olumsuz etkilenmesi. Bu nedenle hastaların uygun postürü koruyarak hareket etmeleri gerekir.” önerilerde bulunarak tamamlandı.
(BÜLTEN)