Tamer Balçık; Çanakkale`nin ekonomisi Türkiye genel ekonomisinden çok farklı değil. Nüfusu kısıtlı, ulaşımı en zor, yatırımları en az olan bölge olarak Çanakkale bundan etkileniyor. Özellikle 2008 krizinden bugüne Çanakkale`deki ekonomik durum iyi değil. 2008 sonlarına kadar baktığımızda fena değildi. Ama ondan sonra Çanakkale`deki insanların gelir düzeylerinde çok ciddi düşme oldu. Çanakkale`de merkez olarak düşünüldüğünde üretim yok denecek kadar az. Çanakkale tamamına baktığımızda bir kaç büyük sanayi işletmesi var. Çanakkale ekonomisine katkı yeterli değil. İnsanlar genelde memur emekli, öğrenciler, askerler bir de onlardan para kazanmaya çalışan ticaret kesimi var. Öğrencilerin de memur çiftçi çocukları olduğunu düşünürsek onların gelir düzeyi iyi değil. Köylünün gelir durumu iyi değil. Çanakkale`de genel olarak halkın durumunun iyi olmasının mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Özellikle son 1-2 yıldır, inşaat sektörünün iyi gitmemesinden kaynaklanan hem esnafın hem de çalışanların ekonomik durumları da oldukça kötü vaziyette. Çanakkale`de işleri çok iyi olanlarda vardır. Ama bunlar iki elin parmaklarını geçmez. Sermaye birikimi zaten yeterli düzeyde değil. Kolektif iş yapma kültürümüz iyi değil. Turizm yeterli değil. Tarım kesimi halen daha kötü durumunu devam ettiriyor. Eğer ülke genelinde bir iyileştirme olmazsa önümüzdeki yıllarda çok iyi görünmüyor.”
Olay; Çanakkale den son yıllarda müteşebbis girişimci çıkmıyor? Bunun nedeni nedir?
Tamer Balçık; “Sermaye birikimleri iyi değil. Teşvik de çok iyi değil. 2. Derece teşvik bölgesinde Çanakkale. Gökçeada, Bozcaada da yatırım zorlukları var sit alanı olduğu için. Ulaşım problemi de var. Ondan dolayı yapılabilecek çok fazla yatırımı görebilmek mümkün değil. Teşvik yasası çıktıktan sonrada gözle görülür bir yatırım yok. Teşvik bölgesi avantajlı denilen adalar bölgesinde Eceabat, Gelibolu da 1-2 üretim tesisi kuruldu. Görülen herhangi bir şey yok. Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) üretim yapacak firma yok. Bir iki atölye denebilecek işletme var. OSB içinde üretim olanakları yeterli değil. Yeri ile ilgili tartışmalar halen sürüyor. Meyve suyu fabrikası kurulma planı vardı. Ama tesislerin yükseklik kısıtlaması nedeniyle oraya da ciddi yatırım gelmiyor. Gelmesi de çok beklenmemeli. Çanakkale Türkiye’nin bir ucunda kalmış bir yer, ulaşımı en zor olan illerden biri. Üretim tesisleri, hammadde kaynaklarına yakın olmalı ya da pazara yakın olmalı. Çanakkale`de hammadde olabilecek Akçansa, seramik grubu uygun yatırım yaptı. Hammaddemiz de tarım kaynakları ve deniz ürünleri var.
Hizmet sektörü olarak baktığımız da Çanakkale turizmle gelişebilir ama turizmde konaklama alanlarının genişlemesi gerekiyor. Çanakkale`de 1000 kişi toplantı yapalım deseniz yer yok. Ağırlayabilecek tesis yok. Turizmde yeterince organize olamıyoruz. O açıdan Çanakkale`de yapılabilecek en doğru yatırımlar gıda sanayine yapılacak yatırım. Üretim paketlenmesi ve pazarlanması. Pazarda yeterli değil. Çanakkale meyvecilik açısında iyi konumda. Bazı yatırımlar oldu ama arkası gelmedi. Bayramiç, Lapseki taraflarında bir çok arazi atıl durumda. Buğday çeltik ekerek geçinmek mümkün değil. Akaryakıt pahalı, ilaçlar ve gübre de aynı şekilde çok yüksek fiyatlarda. Köylü, kendi ürettikleri ürünlerden para kazanamaz duruma geldi. Biraz daha seçici olup belirli ürünleri daha kaliteli olarak Avrupa ve dünya başka yerlerine ihraç edebilecek ürünler üretilebilir. Turizm konusunda mutlaka teşviklere ihtiyaç var. Kaliteli konaklama tesislerimizin artması gerekiyor. Onlar vasıtası ile de turizmimizi geliştirebilme olanakları bulunabilir. Deniz ürünleri konusuna gelince; maalesef sürekli olarak deniz ürünlerimizi azalıyor. Balık stokları yok oluyor. Eğitim, sağlık, kültür turizmi olabilir. Çanakkale’nin bunlarla kalkınma lazım. Tabi sermaye bulunamıyorsa Çanakkale`de işbirlikleri yapılıp bir kaç kötü örnek oldu ama bunlara takılıp kalmamak lazım birlikte iş yapma kültürü geliştirilmeli. Öncelikle üreticileri köylüyü kalkındırmak gerekir. Köylü karnını doyurabilecek para harcayabilecek daha refah konuma gelirse, Çanakkale ekonomisi düzelir. Burada kurulan fabrika türü işletmelerde hammaddeyi alıyor bir miktar işçi çalıştırıyor onlarda genelde çok düşük ücretlerle çalışıyor. Üretilen mamul maddelerde Çanakkale dışına taşınıyor. Çanakkale’nin bununla kalkınması mümkün değil. Burada üretimle uğraşan turizmle uğraşanların gelirlerinin Çanakkale`de ikamet edenlerin gelir düzeyleri yükselirse Çanakkale kalkınabilir. Tek başına bir müteşebbisin ortaya çıkmamasının nedenlerinden biri bu. Merdiven altı imalatlarının zamanı geçti. Doğru konuların seçilmesi gerekiyor. Yapılacaksa dünya klasmanın sağlık kuralları ile modern tesisler yapılmalı. Bunlar da pahalı yatırımlar. Ya devlet desteği ya da dışarıdan sermaye gelmesi gerekir. Buranın ürünlerini alıp işleyebilecek tesisler Çanakkale’ye hamle yaptırabilir.
Olay; Gıda, inşaat, tüketim hizmet sektörlerinin durumunu nasıl görüyorsunuz?
Tamer Balçık; “Biz Ülker ve Efes Pilsen bayiliğini yapıyoruz. Ağır alkollü içki pazarlaması yapan ekibimiz var. Tüplü gaz işi var. Arada sırada inşaat yapıyoruz. Tüplü gaz sektörü doğalgazın yaygınlaşması ile beraber bütün Türkiye de olduğu gibi sürekli her yıl geriye giden bir sektör oldu. Doğalgazın yetmediği yerlerde özellikle kırsal alanda tüplü gaz kullanılıyor. Tarımla uğraşan insanların gelir düzeyleri oldukça kısıtlı. İnsanlar eskisi gibi bir kaç odunla, maşınga ya da küçük tüple işini görüyor. Daha ileriye gidilebilecek bir ortam; yüksek vergiler nedeniyle mümkün görünmüyor. Tüplü gaz fiyatının yarısı ÖTV ve KDV eklenince tüpün fiyatının yarısı vergiye gidiyor. Bir anlamda devlete tahsildarlık yapmış oluyoruz. Götürüp devlete veriyoruz.
Gıda ve içecek sektörüne baktığımızda Çanakkale tüketimi artmıyor. İnsanların gelir düzeyleri artmıyor. Gıda sektöründe insanlar marketlerde en ucuzunu alıyor. Kısıtlı yaşıyorlar. Tüketimlerini arttıracak paraları yok. İnsanların gelir düzeyini yükseltemezseniz bunların ilerlemeleri çok fazla mümkün olmuyor. Biz daha geniş bölgelerde çalışıyoruz. Çanakkale`de firmalar bayi bulmakta zorluk çekiyorlar. Bir firma için gerekli olan yatırım var. Kamyon alımı, teminat, piyasaya veresiye mal dağıtıyorsunuz onları göğüsleyebilecek sermayeye ihtiyaç var. Onların karlılığı işletmeyi döndürmeye yetmiyor. Daha fazla eleman çalıştırmak isteriz. Ona göre ürün satılmalı. Çanakkale`de bu kadar tüketim yok. Son olarak Keşan, Trakya bölgesinde bayilik aldık. Orada da benzer problemler var. Trakya da Ülker’in bayisi yok. Kendisi dağıtım yapıyor. Çünkü 2-3 trilyonluk yatırımı yapabilecek dayanabilecek bayi yok. Garantileri firmalar görmedikleri için, biz mevcut yapımızdan oraya bağlantı yapmak suretiyle o bölgeye hizmet götürüp ihtiyaçları karşılamaya ciromuzu arttırmaya gayret gösteriyoruz. Daha geniş bölgede bayilik yaparak kendimizi döndürmeye gayret ediyoruz. Sadece bizim değil diğer arkadaşlarımızda aynı sorunlar var. Diğer firmalarda başka illere bayilik veriyorlar. Yeni yatırım yapacak kadar para kazanamıyoruz. İnşaat sektörü TOKİ’nin buraya gelip 1000 konut yapmasından sonra sıkıntı haline gelmeye başladı. Çanakkale gibi 35 bin hanelik şehirde 1000 konut yapma ihtiyacı bana göre yoktu. TOKİ gelip bunları yaptıktan sonra hem çirkin ayrıca ucuzda olmayan konutları yaptıktan sonra sektörde duraklama başladı. Yeni binalar yapılıyor. Çanakkale`de satılan binalar genelde 2-1 ya da 1-1 gibi öğrencilerin yada ailelerin kendilerine tutabileceği, pazarlamacıların ihtiyaçlarını karşılayacak gibi daireler satılıyor. 80-90 bin TL üzerindeki daire satışlarında sıkıntı var. 60-70 bin TL olanlarda hareket var. Onlar da doyum noktasına geliyor. Çok sayıda inşaat firması var 100’ün üzerinde müteahhit var. Bunlar da yeni yatırımlar yapmakta zorlanmaya başladılar. Bir takım denemeler var. Daha lüks daire konut yapımı ile ilgili. Büyük firmalar bir şekilde başarılı oluyorlar. Onlar da dışarıdan gelenlere satıyorlar. Pazarlama güçleri çok fazla. Uzun vadeli yaymak suretiyle bunu yapabiliyorlar. İnşaat sektörü denilen grubu çok da temsil etmiyor. Asıl sıkıntılı olan, inşaat sektörünü yan branşlarını olması, elektrik, malzemeci, beyaz eşya sektörleri de var. Bu yan sektörlerde çalışan insan sayısı hem pazarlama hem market, alım kısımlarında hem de inşaatlarda bir fiil çalışanların sayısı ciddi rakam. Bunlar gelirlerini kaybediyor. Müteahhitlere iş yapanlar paralarını almakta zorlanıyor. Daire ile takas etme yöntemleri oluyor. Burada da tıkanma var. İnşaat sektörü lokomotif bir sektör muhakkak gelişmesi gerekiyor. Arz çok fazla arttı. Talep çok azaldı. Çanakkale`de çok mevduat var. Faize yatırılmış dünya kadar para var. Çanakkale`de kullanılan ticari ya da tarım kredisi çok az. Biz köy kökenli bir iliz. İnsanların en büyük hayali kendine ev almak yada faize yatırmak. Müteşebbis değiller. Her gün birilerini battığını duyunca herhangi bir işe girmeye cesaret edemiyor. Esnafların büyük çoğunluğu durgunluktan şikayetçi. Satış yapmadan iş yerlerini kapatan dükkanlar var. Bunlar para kazanamazlarsa kim harcayacak parayı. Üretim yok tarım yok turizm yok nasıl kalkınacak bu ülke. Çanakkale`de böyle; Balıkesir ve Trakya da çok mu farklı sanki? Orada da büyük sıkıntılar var. Diğer illerde de böyle olduğunu düşünüyorum. Bütün Türkiye de ciddi sıkıntılar var.”
Olay; İşsizlik oranını değerlendirir misiniz?
Tamer Balçık; “%9 işsizlik var deniyor ama bunların hiç birine inanmıyorum. Bunun ölçüsü nasıl yapıldığı da iş kurumuna işsiz olduğu için başvuran insan sayısı da fazla. İş temin eden kurumlar olma konusunda hiç başarılı değiller. Çünkü, o mekanizma doğru biçimde yerleştirilmemiş. Hepimizin elemana ihtiyacı var ama işini bilen elemana ihtiyaç var. Bir elemanı alıp size faydalı hale getirmeniz için en azından 3-5 ay yetiştirmek gerekiyor. Bu kadar yatırım yapıp yetiştireceksiniz ancak ondan sonra, çok insan dayanamıyor o zaman ve giderlere. Büyük bir işsizlik var. Çok ciddi şekilde işsizlik var. Bana göre 4 kişiden biri Çanakkale de işsiz.”