Atikhisar'da katliam sürüyor

1155

 Çanakkale’nin tek içme ve sulama kaynağı Atikhisar Havzası, siyanürlü altın madeni işletmesi için dava süreci devam etmesine rağmen katledilmeye devam ediyor. Alamos Gold Şirketi’nin yerli ortağı Doğu Biga Madencilik A.Ş tarafından yapılan başvuruya karşı, ilgili kurumlar tarafından açılan davada ÇED iptal talebi mahkemece ‘ret’ edilmiş ve Doğu Biga Madencilik A.Ş. şirketine işletme ruhsatı verilmişti. Ruhsatın ardından davacı kurumlar Danıştay’a temyiz için başvuru yapmışlar hukuki sürecin devam etmesine ve davada kesin karar olmamasına rağmen ormanlar kesilmeye devam etmişti. Çanakkale Belediyesi Çevre ve Sağlık Komisyonu sorumlusu meclis üyeleri, çevre örgütleri ve STK temsilcileri bölgede inceleme yaptılar.  İncelemeyle ilgili yapılan açıklamada, bölgeye elektrik hattı nakil direklerinin dikildiği, trafo binası yapıldığı, ağaçların kesildiği alanlarda yüzey sıyırması yapıldığı belirtilerek;  “Bölgeye her gidişte kesilen ormanlık alanın katlanarak arttığı görülmektedir” denildi.  Çanakkale Belediyesi Meclis Üyesi, Harita Mühendisi Gülay Güney Sarıkaya yapılan incelemeyle ilgili gazetemiz Çanakkale OLAY’a açıklamada bulundu. Çanakkale’nin doğal ve tarımsal önemine değinen Sarıkaya; “Yaklaşık 1.5 gr altın için 3-4 ton su kirletilerek yok edilecek, yine yaklaşık 1.5 gr altın cevheri için ağır metalleri açığa çıkarılmış yaklaşık 2 ton atık dağlarımıza, ormanlarımıza, su havzalarımıza gelişi güzel yığılacaktır” dedi. Dava sürecinin devam etmesine rağmen söz konusu şirket tarafından Atikhisar’ın katledilmeye deva ettiğini ifade eden Sarıkaya; “Çanakkale halkı olarak yaşama hakkımızı elimizden alanlara karşı dayanışmayı ve toplumsal mücadeleyi büyüteceğiz. Çanakkale’nin havasını soluyan, suyunu içen, verimli topraklarında yetişen ürünleri ile beslenenleri sömürgeci kapitalist şirketlere karşı birleşik mücadeleye çağırıyoruz” dedi.

 
“1.5 gr altın cevheri için 2 ton atık gelişi güzel yığılacak”
Güney açıklamasında; “Çanakkale İli, iki kıta üzerindeki konumu, denizleri, boğazı, adaları, Kazdağı ve verimli tarım toprakları ile eşsiz bir coğrafyada yer aldığını bir kez daha belirterek söze başlamak istiyorum. Türkiye’de orman varlığı en zengin olan iller arasında olan Çanakkale’miz, Kaz dağları ve yöresi itibarı ile eko turizm açısından önemli bir potansiyele sahiptir.  Çanakkale aynı zamanda çok önemli bir tarım kentidir. Nüfusun nerdeyse yüzde 50’si geçimini tarımdan sağlamaktadır. Tarımda ürün çeşitliliği açısından Türkiye’nin en zengin illerindendir. Özellikle, Umurbey şeftalisi, tüysüz şeftalisi, Lapseki kirazı, elması, ayvası, narı, Bayramiç Beyazı, pembe domatesi, zeytini, balı, Ezine Peyniri ve aranan et ürünleriyle Türkiye’de adını duyurmuş bir ildir. Ama ne yazık ki sözünü ettiğimiz tüm bu güzel özellikleri, yörede ciddi sağlık sorunlarına ve ekolojik yıkımlara neden olacak  ‘Çanakkale İli Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni’  madencilik şirketlerinin tehdidi altındadır. Yaklaşık 1.5 gr altın için 3-4 ton su kirletilerek yok edilecek, yine yaklaşık 1.5 gr altın cevheri için ağır metalleri açığa çıkarılmış yaklaşık 2 ton atık dağlarımıza, ormanlarımıza, su havzalarımıza gelişi güzel yığılacaktır” dedi.
 
“Mahkeme sürecine rağmen Atikhisar’da katliam devam ediyor”
Açıklamasında dava sürecinin devam ettiğine değinen Sarıkaya, sürecin devam etmesine rağmen bölgede katliamın devam ettiğine belirterek; “Yatırım kararı verilen ve bölgedeki tüm canlıların ölüm fermanı olarak görülen bu yanlış yatırım için belli başlı bazı kurumlar ve bölge insanının bu güne değin vermiş olduğu hukuk mücadelesini özetleyecek olursak şunları söylemek mümkündür. Çanakkale’nin merkez ilçeye bağlı Kirazlı köyü ile Bayramiç ilçesine bağlı Cazgırlar köyü arasında bulunan Balaban tepesi bölgesinde Doğu Biga Madencilik A.Ş. ( Alamos Gold ) tarafından Altın ve Gümüş işletmeciliği yapmak üzere yaklaşık 3500 ha. ( 35000 dekar ) ruhsat izni ve ardından da ÇED raporu onayı verilmişti.  Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şubesi ve Madra Dağı Kazdağı Belediyeler Birliği tarafından açılan ÇED iptal davasında Çanakkale İdare Mahkemesi iptal kararı vermiştir.  Daha sonra adı geçen şirket, Siyanürle Altın işletme tesisi kurmak amacı ile kapasiteyi büyük ölçüde artırarak yeni ÇED raporu aldı. ÇED raporu ile ilgili olarak Çanakkale Belediyesi, Çanakkale Ziraat Mühendisleri Odası ve  Madra Dağı Kazdağı Belediyeler Birliği, Çanakkale İdare Mahkemesine iki ayrı ÇED iptal davası açmış ve  açılan davaları İdare Mahkemece ‘ret’ edilince, Danıştay’a yapılan başvuru sonucu, her iki dava ile ilgili olarak yerel mahkemenin verdiği kararlar Danıştay tarafından bozulmuştur. Danıştay’ın bozma kararına rağmen Orman ve Su işleri Bakanlığı’nın görmezden gelmesi üzerine bölgede ağaç katliamına devam edilmiş,  27.07.2018 tarihinde çıkan haber ile söz konusu işletmeye Gayri Sıhhi Müessese Ruhsatı Çanakkale Valisi Sayın Orhan Tavlı tarafından verildiği haberi Çanakkale halkı üzerinde büyük üzüntü ve öfkeye neden olmuştur. Dava ile ilgili 2. Kez düzenlenen bilirkişi keşfinin ardından ilgili kurumların ÇED iptal talepleri mahkemece ‘ret’ edilmiş ve Doğu Biga Madencilik A.Ş. (ALAMASGOLD) şirketine işletme ruhsatı verilmiştir. Mahkeme süreci bakımından gelinen son noktada ise davacı kurumlar Danıştay’a temyiz için başvuru yapmışlardır. Dolayısıyla hukuki süreçlerin henüz bitmediği bir davada kesin karar olmamasına rağmen söz konusu dağlardaki ormanlar amansızca yok edilmeye devam ediyor ve bölgedeki ekosistem tahrip ediliyor” dedi.
 
“Yaşama hakkımızı elimizden alanlara karşı toplumsal mücadeleyi büyüteceğiz”
Çanakkale’nin yaşam hakkı için mücadeleye devam edeceklerini belirten Güney; “16 Nisan Salı günü Çanakkale belediyesi Çevre ve Sağlık Komisyonu sorumlusu meclis üyeleri ve Çanakkale’de konunun takipçisi bazı STK üyeleri ile birlikte bölgede incelemelerde bulunulduk. Enerji nakil hattı direklerinin dikildiği, trafo binasının yapıldığı, önceden ağaçların kesildiği belli alanlarda yer yer yüzey sıyırması yapıldığı görüldü. Bölgeye her gidişte kesilen ormanlık alanın katlanarak arttığı görülmektedir. Hangi kurumdan izin alınarak ve hangi proje ye dayalı yapıldığı bilinmeyen yolların açıldığı görülmüştür. Çanakkale halkını yakından ilgilendiren ve hayati önem taşıyan bu konuda, Çanakkale Valiliğini göreve davet ediyoruz. Suyu olmayan Altın arama şirketine verdiğiniz işletme ruhsatını iptal ediniz. Bölge halkının içme ve tarımsal sulamada kullandığı tek su kaynağının güvenlik sahasında; ‘İnsanlarımızın sağlığı başta olmak üzere , bütün ekosisteme vereceği zarar hiçe sayılarak ruhsat vermek , çok ciddi bir teknik incelemenin yanı sıra , vicdani, insani, ahlaki ve evrensel hukuka ilişkin değerlendirme yapmayı gerektirmektedir’ dedi. Çanakkale halkı olarak yaşama hakkımızı elimizden alanlara karşı dayanışmayı ve toplumsal mücadeleyi büyüteceğiz. Çanakkale’nin havasını soluyan, suyunu içen, verimli topraklarında yetişen ürünleri ile beslenenleri sömürgeci kapitalist şirketlere karşı birleşik mücadeleye çağırıyoruz” dedi. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş