"Asgari ücret kayıpları karşılamaktan uzak"

1346
2021 yılı asgari ücreti önceki belirlenmiş ve ile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından net 2 bin 825 TL olarak açıklanmıştı. Emek Partisi Çanakkale İl Başkanı Muzaffer Dağtekin, partisi adına belirlenen asgari ücrete dair açıklamalarda bulundu. Açlık sınırının altında belirlenen bu ücretin Milyonlarca emekçinin taleplerini ve ihtiyaçlarını ve pandemi dönemindeki kayıplarını karşılamaktan uzak bir ücret olduğunu belirten Dağtekin; "Ulusal gelirin paylaşımı ise çok adaletsizdi, Nüfusun %2o si gelirin %48`ni alırken en alttaki %20 ise ancak %6 sı ile yaşama savaşı verirken, sermaye örgüt ve sermaye yanlısı hükümet temsilcilerince açıklanan bu ücretle kölelik koşullarında yaşamaya mahkum edildiler" dedi. Ücretin tamamen işverenlerin ihtiyaçları ve çıkarları gözetilerek açıklandığını ifade eden Dağtekin; "Emekçi açlıkla eğitimsizlikle baş başa bırakıldılar" dedi. Dağtekin açıklamasında; "Ülkemiz de uzun süredir yaşanılan ekonomik kriz ve salgın süreci, başta işçi ve emekçiler olmak üzere tüm halkın çalışma ve yaşam koşullarının iyice kötüleşmesine neden olmuştur. Bir yandan kitlesel işsizlik artarken değer yandan ücretlerdeki azalma zaten zor olan yaşamı daha da zorlaştırmıştır. Yaşanan salgına rağmen milyonlarca emekçi sağlığı ve yaşamı hiçe sayılarak çalıştırılmaya devam ederken, bütçe kaynakları ve işsizlik sigortası fonundaki paralar patronlara aktarılmış, işçiler bir kat daha yoksullaşırken, Sağlanan kıyaklar la karlarına kar katmışlardır. Üretimde ve tüketimde dışa bağımlılığın giderek artması dövizdeki yükselişlerin yarattığı enflasyon ve temel tüketim maddelerine yapılan zamlar, halkın alım gücünün sürekli düşmesi, yaşanan geçim sıkıntısını ve yoksulluğu daha da derinleştirmiştir" ifadelerini kullandı. 
 
"Kaynaklar patronlara- emekçilere ise acı reçete"
Tüm bu yaşanan İşsizlik ve yoksulluk tablosunun yaratıcısı olan sermaye yanlısı AKP iktidarı, şimdide Acı Reçeteden söz ediyor. Bu Söylemden de anlaşılıyor ki işçi ve emekçiler in sömürülmeleri yetmezmiş gibi birde yeni vergi ve zamlarla , Düşük ücretlerle soyulmaya ve sömürülmeye devam edilecekler. Tabi ki birlik olup karşı durmazlarsa patronlar ve AKP iktidarı Krizin tüm yükünü emekçilerin sırtına yıkmaya devam edecektir. Milyonlarca işçi ve emekçiyi ilgilendiren ve ülkemizin en büyük toplu sözleşmesi olarak bakılan asgari ücretin , insanca bir yaşam ücreti olarak belirlenmesinde, ne İşçi ve Emekçi Örgütleri, ne de sınıf olarak işçiler, Çoğunluğunu Patronlar ve onların siyasi temsilcilerinin oluşturduğu, Asgari ücret Tespit komisyonunun kararını etkileyip, değiştirecek, onları zorlayacak, üretimden gelen güç dahil ,etkili bir direnç gösteremediler. Bu eksiklik ve örgütsüz lük sermaye güçleri karşısın da, işçilerin asgari ücret mücadelesini kaybetmelerinin nedeni oldu. 
 
"Asgari ücret, açlık ve sefalet ücreti olmaktan çıkarılmalıdır"
Asgari ücret uygulamasının temelinde sermaye tarafından sürekli yoğunlaştırılan sömürünün sınırlandırılması yatar. Emekçi ücretinin belirli bir düzeyin altına düşmesini engellemek için vardır. sömürüye son vermese de sömürünün sınırlandırılması bakımından işçiler için hayati bir önem taşır. Bu nedenle, asgari ücret, bir açlık ve sefalet ücreti olmaktan çıkarılmalıdır. İnsanca yaşayacak bir ücret seviyesine yükseltilmelidir. Çoğunluğunu Patron örgütlerinin ve sermaye çıkarlarını kollayan hükümet temsilcilerinin oluşturduğu asgari ücret tespit komisyonlarından Emekçi yanlısı bir tutum beklenemez. Bunun içinde öncelikle asgari ücretin belirlenmesinde işçilerin, söz ve karar sahibi olması sağlanmalıdır. Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı vergide adalet sağlanmalı, asıl vergi, fonlardan beslenen, teşvik ve vergi aflarıyla bütçenin kaymağını yiyen, sermaye sınıfından alınmalıdır. Patronlar karlarına kar katsın diye salgın koşullarında ölümüne çalışmaya son verilmelidir. Az çok insanca yaşayacak bir asgari ücretin, vergide adalet, İş cinayetlerinin önlenmesi, işten atmaların yasaklanması, güvenceli ve sağlıklı koşullarda çalışma taleplerimizin sağlanmasının tek bir yolu vardır. Çalıştığımız İşyerlerinde, Sendikalarımızda, sokakta birlik olup mücadele etmekten geçmektedir. Patronlar için bulunan paralar biz Emekçiler içinde vardır. Kriz koşullarını bahane edenler, `Batarız, İşsizlik artar, tehditleriyle, biz işçileri sefalet ücretine mahkum etmek isteyenlere karşı, örgütlenip güçlerimizi birleştirip, mücadele etmekten başka bir seçeneğimiz kalmamıştır" dedi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş