Çalışma hayatına ilişkin kuralların ihlalini önlemek, işçi ve işverenleri iş mevzuatında yer alan kurallar hakkında bilgilendirmek ve bilinçlendirmek, söz konusu tarafların mevzuat hükümlerine riayet etmelerine yönelik duyarlılıklarını artırmak ve iş mevzuatı kurallarını işyerlerinde kalıcı olarak uygulanabilir hale getirmek amaçlayan toplantıya geniş bir katılım oldu. Toplantıya İş Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Arif Şimşek, Çanakkale Belediye Başkan Vekili Fatma Sağlam Olcaytu, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Sadık Aydoğan ve Yönetim Kurulu Üyeleri Güven Barış Yüksel, Ahmet Selçuk Erdoğan, Genel Sekreter Sema Sandal, Çanakkale Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı Hakkı Alacaoğlu, Balıkesir SMMMO Başkanı Metin Yalçın ile Çanakkale ve Balıkesir’den oda, dernek temsilcileri ve çeşitli sektörlerin temsilcileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan İş Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Arif Şimşek, özellikle Bakanlığın çalışma yaşamında iş teftişinde değişen anlayışına dikkat çekti. İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın yeni teftiş stratejisinin, önlemenin, ödemekten daha insani ve daha ekonomik olduğu gerçeğinden hareket ettiğini vurgulayan Arif Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Programlı teftişler, klasik teftiş anlayışı dışında, insanı odak noktasına yerleştiren, risk, alan veya sektör esaslı yapılan, ilgili tüm tarafları kapsayan, eğitim, iletişim ve bilgilendirmeye ağırlık veren çözüm odaklı teftişlerdir. Bu teftiş anlayışını 2010 yılından itibaren uygulamaya geçirmiş bulunuyoruz. Etkin teftiş anlayışının bir parçası olarak, işverenlerimizin filli durumlarını dikkate alarak mevzuatın el verdiği ölçüde esneklik tanınması sağlanmakta ve mevzuat hükümleri lehte yorumlanmaya çalışılmaktadır.” Şimşek, iş yeri çalışma ortamından kaynaklanan sorunların çözümü katkı sağlayacak insanı odak noktasına yerleştirin eğitim iletişim ve bilgilendirmeye ağırlık veren çözüm odaklı teftişlerin halen beş ilde ve çeşitli sektörlerde devam ettiğini sözlerine ekledi.
Daha sonra söz alan ÇTSO Yönetim Kurulu Üyesi Güven Barış Yüksel, Dünya kuruldu kurulalı emek sermaye ilişkisi her zaman var olduğunu belirterek, 20’nci yüzyılda küreselleşme sonucu teknoloji alanında yaşanan gelişmeler ile emek-yoğun sektörlerin önemi günden güne azalırken, yeni istihdam şekilleri ortaya çıktığını kaydetti. Değişen koşulların mevzuatta da yeni düzenlemeler gerektirdiğini ifade eden Güven Barış Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Uygulama süreçlerinde gerek alışma gerekse uygulama süreçlerinde sıkıntılar olabilmiştir. İnsan hayatına değer vermeyen, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinden kaçınan bir tutumu benimsemek mümkün değildir. Dünyada iş kazalarında hayatını kaybedenlerin sayısı her yıl yaklaşık 22 milyonu bulmakta, ülkemiz ne yazık ki bu sıralamada 3. sırada yer almaktadır. Ülkemizde genel olarak iş hayatını denetleme yetkisi devlete aittir. İş dünyasını temsil eden bizler, tüm işverenler, çalışanlar ve kamunun da işbirliği ile güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarını yaratmak ve ülkemizin iş güvenliği sicilini düzeltmek zorundayız. Bu temennimiz, iş dünyasının iş güvenliği meselesini, uyulması gereken bir mecburiyetten ziyade çalışanların sağlığını ve güvenliğini destekleyen, verimi ve kaliteyi artıran bir araç olarak görmesi ile gerçekleşebilir. Böyle bir kültürün oluşması için de istihdam üzerindeki vergi ve yükler rekabet gücünü olumsuz etkilemeyen bir yapıya kavuşturulmalı, teftişler ve cezalar kepenk indirten değil, eğiten ve işverenin sürekliliğini teşvik eden, hatadan caydıran etken olmalıdır. Yatırım yapan, üreten, istihdam eden ülke ekonomisine katkı sunmak için canla başla çalışan esnafımız, ticaret ve sanayi erbabımızın sırtına yük olarak gelmemeli, kalkınması ve sürdürülebilirliği için düzenlenmelidir.” Toplantının diğer konuşmacısı Çanakkale Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Hakkı Alacaoğlu, İş Güvenliği Yasası ile tüm çalışanların sağlıklı ve güvenli çalışabilmesi için kamu ve özel sektör ayrımı yapmaksızın tüm çalışanların kanun kapsamına alındığını belirtti. Alacaoğlu, çalışma hayatında en iyi koşulların oluşturulması için alınan önlemleri şöyle sıraladı: “İş yerleri tehlike sınıfına göre sınıflandırıldı, aşamalı olarak işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırmak zorunlu oldu, ortak sağlık güvenlik biriminden hizmet alma, risk değerlendirmesi uygulaması, işe başlamadan önce sağlık taraması, çalışanların eğitilmesi, tehlikeli durumlarda çalışmadan kaçınma ve hayati tehlike durumunda işin durdurulması hakkı getirildi. İlgili bütün kesimlerin bu konuşu çok ciddiye alması, yetkili kişi ve firmalardan hizmet alması gerekmektedir. Bunun bir maliyet olarak görülmemesi gerekir. Çünkü işverenler açısından ileride çok yüksek ceza ve tazminat ödeme, işin durdurulması riski vardır.” İstatistiki verilere göre, iş kazalarının yüzde 80’inin KOBİ’lerde meydana geldiğini söyleyen Alacaoğlu, SGK ödemelerinde tehlike sınıflarına göre yüzde indirim konulmasının faydalı olacağını sözlerine ekledi.
Toplantının son açılış konuşmasını yapan Balıkesir SMMO Başkanı Metin Yalçın, iş kazalarında Türkiye`nin durumunun vahim olduğunu ve artık bunların iş cinayetleri olarak adlandırıldığını ancak son zamanlardaki farkındalığın ve iş teftişi çalışmalarının bu sorunun çözümü konusunda umutları artırdığını ifade etti.
Ardından İş Müfettişi Ümit Fıçıcı, “Çalışma Koşullarının Düzenlenmesi ve Yeni Teftiş Anlayışı” konulu sunumunda, çalışma sürelerinde işçi ve işverenlerin hakları konusunda bilgi verdi. Bir başka sunumda İş Müfettişi Yasin Sezer, katılımcıları “Dinlenme Hakkı ve Ücret” konusunda aydınlattı ve ücret, iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi konularında bilgi vererek, “ücret hesap pusulasının işçi istedikçe değil, her ay düzenli olarak verilmesi gerektiğini belirtti. Toplantının son sunumunu İş Müfettişi Furkan Yıldız, “6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Uyarınca Getirilen Yeni Yükümlülükler ve İşyeri Uygulamaları” konusunda yaptı.