“Şiirle yaşamak şiirlerde yaşamak”

Çanakkale Belediyesi Yazar ve Sanatçı Evi`nde çalışmalarını sürdüren Çanakkale Edebiyat Günleri Gurubu, 21 Mart Dünya Şiir Günü nedeniyle basın bildirisi düzenledi.

798
FeminArt Kadın Sanatçılar için düzenlediği Türkiye çapında sanatın farklı dallarında açtığı yarışmada şiir dalında Ömür Balcı’nın “Ben Rodina” ile 1. ve Öznur Demirel’in “Çünkü; Ben Kadınım” isimli şiiri ile 3.`lüğü kazanmanın mutluluğunu da sanatseverlerle paylaştılar. Çanakkale Edebiyat Günleri Gurubu adına açıklama yapan Halil Özçelik; “Sanatı sanatçılar yaratır, sanatseverler yaşatır. Görsel sanatların en eskisi resimdir. Şiir ise sözel sanatların en eskisidir. İlk şiir, bir Sümer kadınının, kral kocasına yazdığı bağlılığı ve sevgiyi ifade eden şiirdir. İnsanoğlu konuşmayı öğrendikten sonra duygularını ifade etmenin en güzel yolu olarak şiiri keşfetti ve şiir yıllar boyunca sürecek sözlü edebiyatın başlangıcı oldu. Yani şiir; sözcük denizinde taş sektirmektir. İnsan duygu yüklü bir varlıktır. Sever, nefret eder, kızar, küser, acı çeker, kıskanır. Bunlara benzer daha pek çok duyguyu yaşar insan ömür boyu. İşte bu duyguları en kolay şiirle anlatabilir. Şiir aynı zamanda yanlış giden, insana üzüntü veren, onun özgürlüğünü kısıtlayan uygulamalara karşı bir başkaldırıdır. Tarih boyunca ozanlar, şairler suskun çoğunluğun sesi olmuşlardır ve bunu başarabilen ozanlar tarih içinde kendilerine yer bulmuşlardır. Bir Pir Sultan Abdal, bir Nazım Hikmet unutulabilir mi? Şiir baskıyı sevmez. O okyanusları aşan bir martı gibi kulaktan kulağa yayılacaktır. Dağları aşan bir güvercin gibi bazen bir sevgiliye, bazen bir dosta, bazen anaya babaya sevginin en güzelini, özlemin en yoğununu ulaştıracaktır” dedi.
 
“İnsan en çok yoğun duygular yaşadığında şiir yazar”
“Bir karasevda, bir zorunlu ayrılık, bir erken ölüm, yürekleri karartan bir nefret şiir yazmak için insanı zorlayan duygulardır” diyen Özçelik; “Bu yüzden uzun yıllar boyunca ozanlar, şairler diyardan diyara gezerek kendilerini yollara düşüren duygularını yazıp söyledikleri şiirlerle anlatmışlardır. Her toplumda şiir yazan vardır; ama sanırım Türk halkının yarısı belki de daha çoğu şair ruhludur. Bizde neredeyse eli kalem tutan herkes hiç olmazsa bir dönem şiir yazmıştır. Ancak şair olmak için yalnızca şiir yazmak yetmez. Şairlik büyük emek ister. Bir gün büyük şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya rastlayan genç bir şiir heveslisi; “Ben hayranınız genç bir şairim.” deyince Fazıl Hüsnü; “Haydi oradan” der “Ben seksen yıldır yazıyorum; ama hala kendime şair diyemiyorum.” O diyemese de bu halk onu en büyük şairlerimizden biri olarak saygıyla anacaktır” şeklinde konuştu. Özçelik konuşmasının devamında; “Şiirin tohumu beyinde çatlar, kalpte çimlenir, dilde filizlenir dallanır. Bir şiir ne kadar çok dile değerse o kadar değer kazanır, kalıcı olur. Dünya çapında çok büyük şairler yetiştirmiş bir ulusun bireyi olmak insana onur veriyor. Savaşlardan, sömürülerden, baskılardan arınmış şiirlerin gökyüzünü dolduran martı sürüleri gibi cıvıldaştığı bir dünyada yaşamak dileğiyle...” ifadelerini kullandı.
Paylaş