Meme kanseri konusunda açıklamalarda bulunan İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Burhan Kütük, “Kanser beraberinde taşıdığı fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra sosyal, maddi ve manevi yönleri ile mücadelesi zor bir hastalıktır. Dünya genelinde de kanser hastalığının yükü her geçen gün artış göstermektedir. Dünya’da en çok tanı konulan kanserler akciğer, meme ve kalın barsak iken kanserden ölümlerin ise en çok akciğer, karaciğer ve mideden gerçekleştiği belirtilmiştir. Bu şekilde kanser artış hızının devam etmesi durumunda, Dünya nüfusunun artışına ve nüfustaki yaşlanmaya bağlı olarak 2025 yılında toplam 19,3 milyon yeni kanser vakası olacağı belirtilmiştir. Gerek kanser vakalarının (yüzde 56,8) gerekse de kanserden kaynaklanan ölümlerin (yüzde 64,9) yarısından fazlasının az gelişmiş ülkelerde olduğu gösterilmiştir. Yirmi birinci yüzyılda kanser konusunda en önemli kontrol stratejisinin korunma ve erken teşhis olduğu bilinen bir gerçektir. Uluslararası Kanser Ajansı özellikle meme kanserindeki artışa dikkat çekmiştir. Kadınlarda meme kanseri görülme oranının bir önceki tahminlere göre yüzde 20, meme kanserinden ölümlerin ise yüzde 14 arttığını belirtmiştir. Meme kanseri kadın kanserleri içinde en fazla görülen ve en fazla ölüme neden olan kanserdir” dedi.
“Erken tanı önemli”
Kütük, meme kanserinde de erken tanı ve teşhisin önemli olduğunu ifade ederek, meme kanserinin en sık sartlanan belirtileri ile ilgili olarak da bilgiler verdi. Kütük, “Bu amaçla 2004 yılından beri Ekim ayında Meme Kanseri Bilinçlendirme etkinlikleri düzenlenmektedir. Kadınlarda en sık görülen meme kanseri, her 4 kadın kanserinden birisi olmaya devam etmektedir. Erken evrede tespit edilmesi mümkün olan bu kanser ile mücadelede kadınların bilgilendirilip bilinçlendirilmesi önemlidir. Erken teşhis edildiğinde tedavisi mümkün olan bir kanser türüdür. Meme kanseri, memedeki süt bezleri ve süt kanallarını oluşturan hücrelerin normal olmayan biçimde, kontrol dışı olarak çoğalması ve vücudun başka bölümlerine de yayılarak çoğalmayı sürdürmesidir. Kanser hücreleri meme dokusu dışına çıktığında, öncelikle koltuk altındaki lenf bezlerini tutmaktadır. Kanser hücrelerinin lenf bezlerine ulaşması, vücudun diğer bölgelerine yayılabileceğini gösterir. Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin hissedilmesidir. Ancak, hastaların çok azında ağrı da belirtilere eşlik edebilir. Daha nadir olarak meme derisinde içeri doğru çökme, deride kalınlaşma, şişlikler, deride tahriş ya da bozulmalar ve meme ucunun hassaslaşması ya da içe dönmesi de dahil olmak üzere meme ucu belirtileri yer almaktadır. Sanıldığının aksine ağrı ve kanlı akıntı ileri evrelerde ortaya çıkmaktadır” dedi.
“Meme kanseri taraması ücretsiz olarak yapılıyor”
Risk faktörleri ile ilgili olarak da bilgilendirmelerde bulunan Kütük, KETM ile ücretsiz tarama yapıldığını da hatırlattı. Kütük, “Meme kanserinin risk faktörleri ise yaş ( 50 yaş üzeri kadınlar), cinsiyet (başta kadın olmak), daha önce meme kanseri geçirilmesi, aile yakınlarında meme kanseri görülmesi (anne, teyze ve kız kardeş gibi), hiç doğum yapmamış ve geç doğum yapmış kadınlar, uzun süreli hormon tedavisi görenler (6 yıl ve üzeri), alkol ve sigara kullanımı, şişmanlık ve yanlış beslenme alışkanlıkları gibi. Meme kanserinin tedavi yöntemleri; ameliyat, radyoterapi, kemoterapi, hormon terapileridir. Meme kanseri ile mücadelede erken tanı için, 20 yaş üzerindeki tüm bayanlar her ay adet başlangıcından 1 hafta sonra düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yapılmalıdır. 40 yaş üzeri her bayanın2 yılda bir kez mamografi çektirmesi gerekmektedir. Düzenli beslenme alışkanlığı sağlanmalı, fiziksel aktivite yapılmalıdır. Ayrıca emzirme ile riskin azaltılabileceği gösterilmiştir. İlimizde, Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi’nde (KETEM) Ulusal Kanser tarama standartları çerçevesinde 40- 69 yaş arası kadınlara meme kanseri taraması, 30-65 yaş arası kadınlara rahim ağzı kanseri taraması ve 50-70 yaş arası kadın ve erkeklere kalın barsak kanser taraması ücretsiz olarak yapılmaktadır” dedi.