“Hedefteki gazetecilik”

Evrensel Gazetesi İzmir Muhabiri ve EGEÇEP üyesi Özer Akdemir, “Yövmiyeci hoca tartışması” isimli yazısının tekzip edildiğini ifade ederek, “İlk kez bir haberim tekzip edildi, hem de her satırı doğru olan bir haberim” dedi.

855
“15 yıldır gazetecilik yapıyorum” diyerek Evrensel Gazetesi`ne kendi haberini yapan İzmir muhabiri Özer Akdemir, “Bu sürenin 13 yılı aşkın bir kısmında genelde çevre haberlerine yoğunlaştım. 15 yıllık gazetecilik yaşamımda ilk kez bir haberim hakkında, bir mahkeme tekzip kararı verdi. Hem de her satırı, sözcüğü doğru olan bir haberimize…” dedi.


Haber başlığı tahrif mi edildi?
“Ben bu başlıklı bir haber yazmadım!” diyen Akdemir, “Tekzip kararını veren mahkeme bu kararı verirken -içeriğini okumalarını geçtim- bari haberimizin başlığını doğru okuyup yazsaydı! Haberi şikayet eden Prof. Dr. Bülent Gülçubuk ve avukatının haber başlığında yaptığı tahrifat aynen mahkeme kararında da yer bulmuş. 08.04.2013 tarihli ilk haberimizin başlığı “Yevmiyeci hoca’ tartışması” idi. Dilekçelerde ve mahkeme kararında ise haber başlığı “Yevmiyeci hoca” olarak verilmiş. Tek tırnak içinde verilen yevmiyeci hoca sözünün bize ait olmadığı, köylülerin olay karşısındaki ürettiği bir deyim olduğu haberin içeriğinden de anlaşılabiliyor zaten. Başlıktaki `tartışması` sözcüğü de burada çok önemli. Bir olayın olgunun taraflarının iddialarını ele almıştır haber. Var olmayan, uydurulan, fantezi ürünü bir şeyi değil, somut olarak yaşanmış bir olayı konu edinmiştir. Konunun her iki tarafının da görüşleri haberde işlemiş, kararı da okuyucuya bırakacak şekilde başlığı ‘Yevmiyeci hoca’ tartışması diye verilmiştir. Haber başlığındaki tahrifatla daha başlıkta birisinin itham edildiği algısı yaratılmak istenmiş. Bunda da başarılı olunmuş!” dedi.
 
Yevmiyeci hoca nereden çıktı?
“Haberi uzun uzadıya aktarmayacağım” diyen Akdemir, “Özetle; Kaz Dağlarındaki altın madeni çalışmaları nedeniyle sularına içilemez raporu verilen Bayramiç Muratlar köyüne altın madencisi şirketin görevlileri ile gelen, aralarında Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) yönetim kurulundan Gülçubuk’un da bulunduğu gruba köylülerin tepkisini ortaya koyan bir haberdi. Köylüler Bayramiç Çevre Platformu Facebook grubundan bu duruma olan tepkilerini Gülçubuk’a “Madencilerin getirdiği Yevmiyeci hoca”, diyerek devam ettiriyorlardı. Telefonla konuştuğum Gülçubuk ise iddiaları yalanlıyor, madencilerle aynı masada oturmalarına ‘tesadüf’ diyordu. Haberde Gülçubuk’un iddialarla ilgili bu yanıtları da var” şeklinde konuştu
 
Soruları yanıtsız kaldı
“Gülçubuk ve avukatı haberimizin gerçeğe aykırı ve uydurma olduğunu ileri sürüyor” diyen Akdemir, “(Gerçek dışı, yanlı ve tutarsız) ve hatta (Tabansız) diyorlar, ama haberde geçen iddialara bir yanıtı, karşı delilleri, gerçek dışı olduğunu ortaya koyan somut verilerin hiçbirisini yazmamışlar. (Gerçek dışı) demekle bu haber yalan mı oluyor? Neresi gerçek dışıymış, niye gerçek dışıymış? Bu grubu köylere madenciler götürmemiş mi mesela? Yol ve konaklama giderlerini madenciler karşılamamış mı? Köy muhtarının, azasının, köylülerinin anlatımları yalan mı? Yalansa (Bu açıklamalar, anlatımlar, gözlemler uydurma, yalan) demeleri gerekmiyor mu? Peki, SÜRKAL Başkanı Rahmi Demir’in açıklamaları da mı ‘gerçek dışı’? Böyle bir konuşma yapmamış mı başkan benimle? (Bu etkinliği madenciler istedi, yol-konaklamayı onlar karşıladı) dememiş mi? Bunlardan hangisi (Gerçek dışı, yanlı, tutarsız ve tabansız?) ‘Yevmiyeci hoca’ tartışması haberimizden sonra Gülçubuk’a sorduğumuz 7 sorunun yanıtını alabilmiş olsaydık, ısrarla haberin doğru olmadığı serzenişlerine bir anlam verebilirdik” dedi.
 
ZMO genel başkanı köylülerden neler dinledi?
Akdemir, tekzip ile ilgili olarak açıklamalarında, “Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesinin kararında ikinci haberimizle ilgili hiçbir atıf yok! Neden? Oysa ikinci haberimiz ilk haberimizin içeriğinin doğruluğunu, tartışmaya yer bırakmayacak şekilde, tanıklıklarla ortaya koyuyor. Bu ikinci haberi görmezden gelerek böylesi bir tekzip kararı vermek hukuken, vicdanen ve etik olarak doğru mu? ZMO Genel Başkanı Turhan Tuncer geçtiğimiz günlerde Çanakkale ve İstanbul Ziraat Odası Başkanları ile habere konu olan Muratlar köyüne giderek olan biteni köylülerden dinledi. Bize aktarıldığına göre köylülerin haberimizin içeriğini doğrulayan anlatımları Genel Başkanı şaşırtmış. ZMO’nun yıllardır doğadan, emekten, hukuktan yana bir anlayışla mücadelesini sürdürdüğünü biliyoruz. Biz işimizi yapıp oda yönetiminde bulunan bir kişinin altıncılarla olan iş birliğini deşifre ettik. Gerisi ZMO’nun bileceği iştir” dedi.

Üç basit soru
Akdemir, ayrıca üç basit sorusunun halen cevap beklediğini ifade etti. Akdemir, “1. Muratlar köyü muhtarı, azası ve köylüler aralarında Gülçubuk’un da olduğu Sürkal derneği görevlilerinin köye geleceğinden haftalar önce haberleri olduğunu, maden şirketi yöneticilerinin bu toplantı ile ilgili kendilerine haftalar önce bilgi verdiğini söylüyor. Muhtar, aza ve köylüler yalan mı söylüyor? 2. Muratlar köyünün ardından gidilen üç köye de Gülçubuk’un ekibi ve madenciler birlikte gitmişler. Grubu Çan’da madenciler ağırlamış, yolcu etmiş. Bunlar da mı yalan? 3. En önemlisi Sürkal Derneği Başkanı Rahmi Demir’in açıklamalarından sonra hâlâ nasıl bizim haberimizin yalan olduğu iddia edilebilir? Ne demişti Sürkal Başkanı Rahmi Demir; (Bizden bu çalışmayı yapmamızı madenciler istedi. ‘Biz o yörede maden faaliyeti yapıyoruz. Köyde bu tür bir çalışma yapabilir misiniz?’ dediler. Biz de bunun üzerine çarşamba günü bölgeye gittik. İlçe tarım müdürü ve Kaymakamla da görüştükten sonra köylere geçtik. Yol konaklama vs, bütün masraflar madenciler tarafından karşılandı. Kendilerine yaptığımız çalışmalarla ilgili ilerde bir rapor vereceğiz)” dedi.
 
Gazeteciliğe devam edeceğiz
“Gazetecilik, arkasında devasa maddi gücü ve siyasi desteği olan madenci şirketin köylülerin tepkisini yumuşatma amaçlı bu halkla ilişkiler çalışmasının haberini yapmak değilse nedir?” diyen Akdemir, “Biz de mi, Gezi Parkı olaylarına ana akım medyanın yaklaşımı gibi, tüm bunlar olup biterken köylülerin tepkisi yerine penguen tefrikası yapsaydık? Şimdiye kadar sayfalarımızı Anadolu’nun her yerindeki yaşam savunusu mücadelesine açtık, buna devam da edeceğiz. Tazminat ve ceza davası haberi duyulduktan sonra `Dava bize açılmıştır` diye açıklama yapan çevre örgütleri, bilim insanları, belediye başkanları ve Kaz Dağı köylüleridir bizim haklılığımızın ve gücümüzün dayanakları” dedi.
Paylaş