“Günde 2 bardak süt içerek Osteoporoz`dan korunabiliriz”

Çanakkale Halk Sağlığı Müdürü Dr. Burhan Kütük, Dünya Osteoporoz Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, Osteoporozun kemik sağlığının bozulmasıyla ortaya çıkan hastalıklardan biri olduğunu söyledi. Kütük, Osteoporozdan korunmak için sağlıklı beslenme ve aktif yaşam önerilerine de değindi.

531
Dünya Osteoporoz Günü nedeniyle yazılı açıklama yapan Çanakkale Halk Sağlığı Müdürü Dr. Burhan Kütük; “Normalde kemiklerimizin iç dokusu yoğun süngerimsi ve güçlü bir yapıya sahiptir. Ancak, sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik ve bazı hastalıklar ile birlikte yaşın da etkisiyle kemik sağlığımız bozulmaya başlar. Osteoporoz da kemik sağlığının bozulmasıyla ortaya çıkan hastalıklardan biridir" dedi. "Kemik sağlığını korumak için her gün yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir" diyen Kütük; "Kemiklerin gelişmesinde ve kemik sağlığının korunmasında süt ve süt ürünleri büyük önem taşır. Osteoporozdan korunmak için her gün yetişkin bireylerin 2 su bardağı; çocukların, ergen dönemi gençlerin, gebe ve emzikli kadınlar ile menopoz sonrası kadınların 3-4 su bardağı süt içmeleri önerilmektedir. Günlük kalsiyum ihtiyacının karşılanmasında ve kalsiyum alımının arttırılması için; öğün aralarında süt ve süt ürünlerini (peynir, yoğurt vb.) tercih etmek, gece yatarken bir bardak süt veya 1 kase yoğurt tüketmeyi alışkanlık haline getirmek, hamur tatlıları yerine sütlü tatlıları tüketmek, yemeklerde süt ve süt ürünlerini kullanmaya özen göstermek (peynirli makarna, sütlü veya yoğurtlu çorbalar vb.) önemlidir. Hayvansal kaynaklı protein, tuz, şeker ve kafeinin aşırı miktarlarda tüketilmesi idrarda kalsiyum ve magnezyum atımını arttırır. Bu nedenle, yüksek miktarda protein, tuz, şeker tüketiminden kaçınılmalı, kafeinli ve gazlı içeceklerin tüketimine de dikkat edilmelidir. Kemik sağlığının korunmasında sigara ve alkolden uzak durulması son derece önemlidir. Her gün güneş ışınlarından uygun şekilde yararlanılmalıdır. Güneş ışınlarının dik olmadığı saatlerde yüzün ve kolların 15 dakika kadar güneş ışınları ile temas etmesi vücutta D vitamininin aktif hale geçmesi için yeterlidir. Çocukluktan itibaren kazanılacak düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı gençlikte kemik kütlesini artırır, yaşlılıkta ise kemik kaybını önler veya azaltır. Fiziksel aktivite, kas-iskelet sistemini güçlü tutarak, yaşlılıkta sık görülen düşmelere bağlı kırık riskini azaltır. Bu nedenle, yaşa ve sağlık durumuna uygun, uzmanlar tarafından önerilen egzersiz türünü seçerek düzenli egzersiz yapma alışkanlığı kazanılmalıdır. İlimizde Merkez ve İlçelerdeki Toplum Sağlığı Merkezlerimiz bünyesinde sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı kazandırılması amacıyla açmış olduğumuz “Sağlıklı Beslenme ve Obezite Danışma Birimleri” hizmet vermektedir. Bu danışma birimlerinde görevli personelimiz tarafından danışmanlık hizmeti verilmektedir. Tüm halkımızı söz konusu birimlerimizden hizmet almaya davet ediyoruz" şeklinde konuştu.
 
"İyotlu tuz kullanalım ve kullandıralım"
Çanakkale Halk Sağlığı Müdürü Dr. Burhan Kütük ayrıca, Dünya İyot Yetersizliği Günü nedeniyle de açıklama yaptı. “İyot yetersizliği hastalıklarını önlemek için uygulanacak en ucuz ve en kolay yöntem iyotlu tuz kullanmaktır” diyen Kütük; “İyot, insan vücudu için çok önemli olan, normal büyüme ve gelişme için gerekli bir mineraldir. İyot eksikliği, önlenebilir zeka geriliğinin en önde gelen nedenlerinden birisidir ve kişiyi anne karnından başlayarak tüm yaşamı boyunca olumsuz olarak etkileyen bir hastalıklar bütünüdür. İyot yetersizliğinin en olumsuz ve yıkıcı etkilerinin gözlendiği risk grupları; doğurganlık çağındaki kadınlar, gebeler, bebekler ve çocuklardır. Bebek ve Çocuklarda; büyüme ve gelişme geriliği, zeka düzeyinin akranlarına göre en az 13.5 puan daha düşük olması, öğrenme yeteneği ve okul başarısında azalma, gebelerde düşük ve ölü doğum riskinde artma, her yaşta Guatr, iyot yetersizliğinin oluşturduğu önemli sağlık problemlerinden sadece birkaçıdır. Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, anne ve çocuk ölümlerine yol açabilen sağlık problemlerinin çözümüne ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmesine yönelik çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalardan biri de ülkemiz için önemli bir halk sağlığı sorunu olan İyot Yetersizliği Hastalıkları ve bu hastalıkların yol açtığı sağlık problemlerinin önlenmesidir. Bu amaçla tüm dünyada İyot Yetersizliğinin önlenmesi için ülkemizin de içinde bulunduğu birçok devlet özel programlar başlatmıştır. Bakanlığımız -UNICEF işbirliğinde 1994 yılında “İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi ve Tuzun İyotlanması Programı” başlatılmıştır. Güvenli, ucuz ve etkili bir yol olan İyotlu tuz kullanımı çok uzun bir süredir dünyada bilinen ve yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Ülkemizde 1968 yılında başlayan tuzun iyotlanması çalışmaları, 1994 yılında başlayan ulusal “İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi ve Tuzun İyotlanması Programı” ile hız kazanmıştır. Eğitim, yasal düzenleme, bilgilendirme, bilinçlendirme, izleme ve denetimler ile iyotlu tuz kullanımında artış görülmüştür. Ancak, İyot yetersizliği hastalıkları ülkemiz için önemli bir halk sağlığı sorunu olarak devam etmektedir. Türkiye’de besinlerle alınan günlük İyot miktarı, alınması gerekenin ½ ile ¼’ü arasındadır. İyot Yetersizliği Hastalıklarını önlemek için uygulanacak en ucuz ve en kolay yöntem İyotlu Tuz kullanmaktır. İyot, yaşamın devamlılığı için şarttır. Bu nedenle; iyotlu tuz kullanalım ve kullandıralım" ifadelerini kullandı.
Paylaş