havadurum

“Çanakkale turizm, tarih kenti olacaktır”

Çanakkale’nin, Türkiye turizminden aldığı payın yüzde 2 olduğunu bildiren Anzac Hotel Sahibi İnşaat Yüksek Mühendisi Hayati Aydeğer, “Çanakkale ciddi manada turizm değerlerinden yararlanırsa, sekiz aylık sezon bir yıla yayılabilir. Belli günlerde doluluk yaptıktan ve yatak sayısı da yeterli olmadıktan sonra kargaşadan başka hiçbir faydası yoktur” dedi.

1123
Çanakkale turizminin son durumunu değerlendiren Anzac Hotel sahibi İnşaat Yüksek Mühendisi Hayati Aydeğer, en büyük hayalinin Çanakkale’nin hem yaşanabilir bir il, hem de kültür, turizm kenti olması olduğunu bildirdi. Otopark sorununa dikkat çeken ve acil çözüm gerektiğini ifade eden Aydeğer; “Sektörde küçük olsun benim olsun mantığı çok yanlış, önemli olan pastayı arttırmak. O da yatırımla olacak bir süreç” dedi.
 
 
 
 
 
Olay: Çanakkale turizmini genel hatları ile değerlendirir misiniz?
Anzac Hotel Hayati Aydeğer: Çanakkale turizm anlamında daha işin başında. Dünyada1 trilyon dolar civarında turizm hareketi var. Türkiye’nin 2012 yılında aldığı pay 23 milyar dolar. Türkiye’nin dünya turizminden aldığı pay yüzde 2. Çanakkale’nin konaklaması 5 bin civarında, günlük 1.4 gibi geceleme gerçekleşiyor. Çanakkale’nin Türkiye’den aldığı pay yüzde 2. Bu demektir ki daha Çanakkale’de turizmin başındayız. Yüzde 2’lik potansiyel ufak bir potansiyel. Çanakkale’de öncelikli kültür turizmi. Kültür bölümüne baktığımıza biri antik çağ diğeri de yakın tarihe ait çok değerli eserler var. Antik çağ Truva. Truva olmadan Çanakkale’de turizm düşünülemez. Truva müzesi 2015’de açılacak diye tahmin ediyorum. Ciddi manada turizme katkı sağlayacaktır. Truva’dan çıkan emtialar 44 müzede sergileniyor. Gelebildiği kadarı müzeye alınacak. Müze dediğimiz zaman 10 bin metrekare kapalı alan 100 dönümlük bir araziden bahsediyoruz. Ciddi manada bir müze olacak. Bu da Çanakkale turizmine ciddi manada katkı yapacak. Gelibolu yarımadasında son senelerde hükümet ciddi manada yatırım yaptı. Anıt, mezar, yol yapımı çalışmaları ağırlıklı iç turizm olarak ciddi manada katkı vereceğini düşünüyorum. Bir de bizim kum, güneş, deniz dediğimiz tatil turizmimiz var. Sezon kısa, yok denecek kadar az zamanı var. Ciddi katkı sağlar diye düşünüyorum. Bunun dışında dalış, sörf, trekking turizmini çeşitlendirmeliyiz. Gökçeada da dalış turizminin ciddi katkılar vereceğini düşünüyorum. Sezon 18 Mart’ta başlıyor. 15 Haziran’a kadar öğrenci hareketleri var. Okullar kapanınca dış-iç turizm hız kazanıyor. Yüksek sezonuna girilmiş oluyor. Ekim ayı sonu gibi sezon bitiyor. Çanakkale’de bakıldığında kültür turizmi yedi ay devam ediyor. Diğer şehirlere baktığımızda Antalya 7-8 ay deniyor ama Çanakkale ciddi manada değerlendirirse 8 aylık bir sezon var. Önemli olan sezonu yıla yaymak. Belli günlerde doluluk yaptıktan ve yatak sayısı da yeterli olmadıktan sonra kargaşadan başka hiçbir faydası yoktur.
 
Olay: Hotel sahipleri genelde farklı sektörlerden geliyor. Son yatırımlarda da bunu görebiliyoruz? Siz de başlangıçta müteahhitlik işi ile uğraşıyordunuz? Bu süreç nasıl gerçekleşti?
Hayati Aydeğer: Otelcilik sektörü turizmin görünen ayağı. Otelcilikte ilk yatırım büyük oluyor. Değişik meslek gruplarından kişilerin otelciliğe yönelme sebebi başka iş kollarında yaptıkları bir kısım tasarrufu sabit bir yatırıma dönüştürmek. Gerçek manada kişiler fizibilite yapmıyor. Belli günlerde sokaklardaki doluluğu görüp bakıyor, bazı günlerde misafiri geliyor yer bulamıyor. Ardından da iyi bir potansiyel var diyor. Şuna inanıyorum ki daha önceden bu otelcilerin bir derneği bile yoktu. Kurucu başkan olarak ben derneği kurdum şimdi Ali Akol başkanlığa devam ediyor. Oteller 3-5 milyon dolarlık yatırım. Bina yapılıyor ama içi de belli standarda göre teşrif ediliyor. Paranın dönüşü uzun yıllar alıyor. Değişik sektörlerden para kazanıp ilgi duyanları biz devamlı yanımıza alıyoruz. Ben otellerin açılmasından korkmuyorum. Kapasite ne kadar artarsa talep de artıyor. Çanakkale’de konaklayacak yer bulabilirim diyor. Küçük olsun benim olsun mantığı çok yanlış önemli olan pastayı arttırmak. O da yatırımla olacak bir süreç. Bugüne kadar yeni yapanlara da tavsiye ediyorum gelin otel yapın.
 
 
Olay: Hotelcilikte aile şirketi mi, kurumsal kimlik mi, başarılı olur?
Hayati Aydeğer: Ufak otellerde aile işletmesi daha rantabl olur. Ama kapasite büyüdüğü zaman onların bilgi becerileri büyük otelleri işletmeye yeterli olmayabilir. Büyük oteller profesyonelce küçük oteller amatörce yönetilmeli diye düşünüyorum.
 
Olay: Çanakkale’ye yeni hoteller yapılmalı mı? Mevcut hotellerde oda sayısını arttırmaya devam etmeli mi?
Hayati Aydeğer: Duble yollardan nasibini en son almaya çalışan illerden biri Çanakkale. Bizim, İzmir, İstanbul, Bursa hatta Balıkesir’e bağlanmamız halinde zaman azalıyor. Ulaşımın olmadığı yerde turizm değil hiçbir şey olmaz. Bizde havaalanı kapatıldı, uluslararasına açılacak, deniz yolu faal olacak deniliyor. Bu alt yapıların tamamlanması ile birlikte otel sayısının da artması taraftarıyım. Hiçbir yatırım yapmadan hotel arttırıldığı zaman mevcut pasta büyütülmeden yapılmasının bir faydası olamayacağını düşünüyorum”
 
 
Olay: Sizce Çanakkale’de otopark sorunu var mı? Varsa turizmi nasıl etkiliyor?
Hayati Aydeğer: Sadece otelciler olarak bizleri değil, sade vatandaşı da etkiliyor. Eski Çanakkale’nin olduğu yerler at arabasına yayalara göre planlanmış dar yollar. Teknoloji gelişiyor araba sayısı artıyor. Belediye Başkanının her anlamda ciddi yatırımları oldu ama otopark konusunda bunu göremedik. Cumhuriyet meydanı hatta arka taraflarına doğru yer altında 2-3 katlı otopark yapılabilir. Yakın şehirlerden gelenler otoparka girip kenti gezsin isterdim. Esenler ve Barbaros’ta oturanlarda arabası ile geliyor park edemeyince alış verişte yapmıyor. Başta biz otelciler ve normal vatandaşında şiddetle otoparka ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Şu anda artık parsellerde otopark yapılmış. Bunlar köklü çözümler değil. Köklü çözüm Cumhuriyet Meydanı ve halk bahçesi altına yapılabilir. Merkezi yerde otoparka şiddetle ihtiyaç var.
 
 
Olay: Yatırımlarınızla ilgili bilgi verir misiniz?
Hayati Aydeğer: 25 sene önce müteahhitlik yaptım. İnşaat mühendisiyim. Halk arasında yap sat diye tabir ediliyordu. Devlet hastanesi karşısını tamamlayıp bitirince ileriye doğru dükkan ev kalacağına hotel yapayım diye düşündüm. Sektöre girdikten sonra uzun zaman Anzac otelle çalıştık sonra Grand ardından Comfort’u açtık. Kervansaray otelle kar payı ile çalışıyoruz. Birbirine yakın dört otel işletiyoruz. Hepsinin toplam 250 yatak kapasitesi var. Bu süreçte en büyük desteği oğlum verdi. Kendisi elektronik mühendisi ama otelcilik sektöründe yer almayı kabul etmesi bize katkı sağladı. Otelcilik mesleğini kabul etmesi ile birlikte dinamizmi yeni jenerasyonu bizim ivmemizi arttırdı. Şu anda bu otel kapasiteleri bize kafi. Bundan sonra mevcut otellerin iyileştirmesine devam edeceğiz
 
Olay: Turizme yöneldiğiniz için pişmanlık var mı?
Hayati Aydeğer: Hayır pişmanlık yok. İnşaat sektöründe riskler fazla. Hotelcilikte daha farklı önlemler alabiliyorsunuz. İnşaat sektöründe bir işe başlanınca gelecek olan her krize göğüs germek zorunda kalıyorsunuz. İnşaat sektörü kazanç anlamında turizmin çok üstünde. Ekonominin tabi kuralı risk büyüdükçe kazanç artar. Son derece memnunum bu sektörde olmaktan. Keşke aileden gelip bu dört otelden bahsedeceğime kolin gibi tek otel yapabilseydim.
 
Olay: Hotelciliğin mesai saati var mı?
Hayati Aydeğer: Hotelcilik 7 gün 24 saat, ancak yoğunluklu olarak 12 saat sürüyor. Özellikle mesai saatleri akşama doğru kayıyor. Gündüz saatleri 16-17’ye kadar hazırlık oluyor. Mesai saatleri ötelenmiş oluyor. Yoğun mesai yok ama uzun mesai var.
 
 
Olay: Sektörde rekabet var mı?
Hayati Aydeğer: Her meslekte olduğu gibi hotelcilik sektöründe de var. Fiyatta rekabet yapılıyor. Bu çok yanlış keşke hizmette rekabet yapılabilse. Daha az doluluk yakalayan fiyatı kırmaya yöneliyor. Bu çok sakıncalı oluyor.
 
Olay: Çanakkale’de turizme dair ben yapabilseydim dediğiniz bir şey var mı?
Hayati Aydeğer: Çanakkale konum olarak yaşamak için çok güzel. Son senelerde doğa, tabiat, mevsim, iklimi, insan yapısı ile son derece yaşanabilecek illerden bir tanesi. Turizmin iki ayağı var. Yatırım ve tanıtım ayakları. Çanakkale yüzeysel olsa da iyi tanınıyor. Gerek, Anadolu da gerek dünyanın farklı bölgelerinde biliniyor. Truva ören yeri UNESCO’nun miras listesinde. Çanakkale bu potansiyelden daha yukarıda olmalıydı. Biraz ivmesi yavaş ama doğru ilerledi. Sanayi kenti olsaydı bu turizm olmazdı. Çanakkale turizm, kültür kenti olabilir. Yavaş ilerlemiş ama çok yanlışlar olmamış diye düşünüyorum. Çanakkale’nin hem yaşanabilir bir il olması hem de kültür, turizm kenti olması benim en büyük hayalim. Ekonomi olmadıktan sonra hiçbir şey olmuyor. Ekonomi ya sanayi ya finans sektörü ile olabilir. Burada en uygun tabiatı ile Çanakkale’nin iyi bir turizm, tarih kenti olacağıdır. Ayrıca üniversitenin kültür anlamında ciddi katkısı var. Hem sosyal yaşantıyı yükseltmesi hem de ekonomiye katkı vermesi önemli. Keşke bir değil birkaç üniversite kurulsa. Çanakkale’de bir kurvaziyer turizmi oluşmasını çok isterdim. Yolcu gemilerine sadece el sallıyoruz. Gönül isterdi buraya yanaşsın esnaftan turistler alışveriş yapsın. O da bir katkıdır. Kepezde Liman anlamında bir şeyler yapmaya çalıştılar ama oradan turistler direkt Truva’ya gidiyor. Kimsenin turisti gördüğü yok. Gönül isterdi iskele meydanın o bölgede liman olsun. Orada olursa daha iyi olacak. Şehirle bütünleşecek ve esnafta mutlu olacak.”
 
 
 
Olay: Tekrar seçme şansınız olsa yine turizmi seçer misiniz?
Hayati Aydeğer: Meslek olarak sorduklarında İnşaat yüksek mühendisiyim diyorum. Bir daha dünyaya gelsem yine inşaat mühendisi olurdum. Büyük inşat firmaları eski dönemden beri Bodrum, Marmaris, Antalya’ya bir takım arazi kolaylıkları da sağlandığı için otel yaptılar. Ben de yine inşaat mühendisi olurdum. Ama otelimde olsun isterdim.
Paylaş