Cuma Pazarı`nın yanında Sarıçay Boyu`nda kurulan ve halk arasında `Bit Pazarı` olarak bilinen ikinci el pazara rağbet her geçen gün artsa da, alım gücü buradaki tezgahları da etkiledi. Her geçen gün artan yoksulluk nedeniyle, mağazalar yerine Bit Pazarı`nı tercih eden yurttaşa, tezgahlarında satılan ürünler de pahalı geliyor. Bit Pazarı esnafı, piyasalardaki sert dalgalanmalar nedeniyle vatandaşın daha çok pazarlık yaptığını ifade ederken, tezgahların Cuma günü kurulması halinde daha çok satış yapabileceklerini dile getirdi. Geçtiğimiz senelerde, Cuma günleri Sarıçay boyundaki otoparka kurulan pazarda, çevre ilçelerden gelen vatandaşlarında alışveriş yaptığını ifade eden esnaf, Cuma günleri tezgah açmak istediklerini belirtti. Vatandaşın geçtiğimiz yıllara nazaran çok daha fazla pazara ilgi gösterdiğini belirten esnaf, "Artık daha görünür hale geldi. Eskiden Bit Pazarı`na gelenler utanıyordu. Alım gücü azaldı. Şimdi herkes geliyor. Öğrenci de memur da sabahtan gelip, iyi malları alıyorlar. Alım gücü de kalmadı, Bit Pazarı`na geldiği için utanma da. Şimdi 5 liraya hiçbir şey alınmıyor ama vatandaş 5 liralık pantolonun fiyatını bile pahalı buluyor" ifadelerine yer verdi.
"Etlere hasretiz"
Senelerdir Bit Pazarında tezgah açan Cahide, sabahtan tezgahını açtığını ifade ederek, "Herkes fakir. 1 liraya 2 liraya alıyorlar. 6 bardak 5 lira. Ucuz veriyoruz ama pazarlık yapıyorlar. Geçinemiyoruz ama ne yapalım? Pahalılık, pahalılık gidiyor. İnsanların eksiklikleri var. Kalabalık. Ama alım yok. Geçen sene iyiydi ama bu sene işler kötü. Biz ziyan, zebiliz. Etlere hasretiz. Et yok. 3 biber alıyoruz, 3 patlıcan alıyoruz. Para bitiyor. Müşteri geliyor. Biz zaten ucuz satıyoruz. İndirim istiyor. `5 lira veremem 2 lira veririm` diyor. Bizde mecbur al diyoruz. 7 torun var. Geçinmek çok zor"
"Satış yok"
7 senedir Bit Pazarı`nda tezgah açan Emre ise satışın olmadığından şikayetçi. Emre, "Satışlarda, havanın sıcaklığı da etkili. Ürünlerimizin fiyatları uygun ama pek satış olmuyor" ifadelerine yer verdi. Satışa başladığı ilk senelerde tezgahlarını semt pazarının da kurulduğu Cuma günleri açtıklarını belirten Emre, "Cuma Pazarı`na gelen insanlar, bizden de alışveriş yapıyordu. Şimdi perşembe gününe aldılar. Pek işe yapamıyoruz. İkinci el mağaza sahipleri, daha erkenden gelip satın alıyorlar, görünmemek için" dedi.
"Gezerek eşya toplasam da gaza çalışmış olacağım"
Emre, geçtiğimiz yıllarda daha çok çöpleri dolaştığını söyleyerek, "Pandemi de bir süre pazarımız kapalı kaldı. Sonra yeniden açıldı. Güneşin altında tezgahlarımızı açıyoruz şimdi. Genelde ev kadınları geliyor. Mutfak ürünleri ve elektronik eşyalar çok gidiyor. Az antika eşya geliyor ama hızlı gidiyor. Çok ürün getiremiyoruz tezgahlara. 90 liraya önceden arabamın deposu doluyordu, ben de gezip eşya topluyordum. Şimdi ise 240-250 liraya doluyor. Gezerek eşya toplasam da gaza çalışmış olacağım" ifadelerine yer verdi.
"Zamlara rağmen ucuza satıyoruz"
Vatandaşın, indirim konusunda ısrarından şikayetçi olan Emre, "Mağazada 700 liraya satılan pantolona 5 lira diyoruz, alıcı 1 liradan istiyor. Adaletsizlik var. Halden de anlamıyor. Yaz kış, sıcak havada soğuk havada dolaşıp, topluyoruz. Emek var; hastalıklardan korunmaya çalışıyoruz. Zamlara rağmen ucuza satıyoruz. Kimse 5 liraya 10 liraya eşya bulamaz" dedi.
"Bıraksınlar çöpleri. Çöpler bizim"
Çöplere taleplerin arttığını dile getiren Emre, "Bu bizim mesleğimiz. Çöpün içine girip, alıyoruz. Önceden, Fatma teyze çöpün yanından geçerken eşya almaya utanırdı, ama şimdi alıyor. Tertemiz eşyaları bile almazlardı. Şimdi, hiç utanma yok. Ülkenin durumu bu. Memur, işçi, herkes şimdi çöpe bakıyor. Bıraksınlar çöpleri, asıl ekmek yemesi gereken insanlar çöpten para kazansın, ekmek yesinler. Hobi amaçlı bakıyorlar. Bıraksınlar çöpleri. Çöpler bizim" dedi.
"Eskiden daha iyi geçinirdik, şimdi geçinemiyoruz"
Neslihan ise, gölgede müşteri beklerken, "Geceden geliyoruz. Gündüz çok sıcak oluyor, geceden yayıyoruz eşyalarımızı. Eskiden daha iyi geçinirdik, şimdi geçinemiyoruz. Para yok. Müşteri yok. Gelen müşteri de indirim istiyor. Zaten çok ucuza satıyoruz" sözlerine yer verdi.
"Şimdi 5 liraya malzeme mi kaldı?"
Adını vermek istemeyen bir tezgah sahibi ise, "Geceden gelmeye başladık. Pazarı erken saatlerde kurduğumuz için öğlen saatlerinde çok kalabalık olmazdı. Eskiden Cuma günleri kurardık pazarı, çok insan da gelirdi. Şimdi perşembe günleri kurduğumuz için pek insan da gelmiyor. Pandemi döneminde kapattılar. Eski yerimiz daha iyiydi. Şimdi buraya perşembe günleri kuruyoruz. Cuma günleri kurmak daha iyiydi. Pazardan çıkan bize de uğruyordu. Ekonomi de eskisi gibi değil. Kimse, kendine lazım olan eşyayı alamıyor. Halden de anlamıyorlar. Biz tezgahtaki eşyaların parasıyla geçiniyoruz. 5 lira diyoruz ama gelen müşteri daha ucuz istiyor. Şimdi 5 liraya malzeme mi kaldı? Fermuar yaptırmak bile 5 lira değil" dedi.
"Burası benim tek güvencem"
25 senedir bu işi yapan Nurkadın ise, "Çöpten toplayıp satıyorum. Buradaki eşyaların parasıyla geçiniyorum. Eşim bıraktı gitti. Ekmek parası, elektrik parası bende. Şimdi pazarın değeri daha başka. Çünkü artık tek yaşıyorum. Burası benim tek güvencem. Ekmek param. Burada satamazsam, açım" sözlerine yer verdi.
"Sıkıntımız yazın güneş, kışın yağmur"
Nesrin ve Said çifti ise, pandemi nedeniyle bir dönem tezgah açamadıklarını dile getirerek, "Belediye Başkanı sağ olsun. Bizim burada tezgah açmamızı sağladı. Sıkıntımız yazın güneş, kışın yağmur. İşlerimiz fena değil. İnsanlar tam alışmadı bugün pazarın kurulmasına. İlerde düzelecek diye düşünüyoruz. Belediye Başkanımız, düzenli ve daha korunaklı bir yer yaparsa daha memnun olacağız. Daha rahat çoluğumuza, çocuğumuza ekmek götüreceğiz. Cuma olsa daha iyi ekmek parası kazanırız. Eskiden daha iyiydi işlerimiz, şimdi pahalılık var. Halkımız alamadığı için Bit Pazarı`na rağbet de arttı. İnsanlar geçinemiyor. Halkın da durumu düzelirse, bizden de alışveriş yapacaklar diye bekliyoruz. Cuma köylerden gelenler de alışveriş yapıyor. Bizim için daha iyi oluyor. Zaten halkın alım gücü azaldığı için ne kadar çok insan gelirse o kadar satış yapabiliriz. Gelip buradan bir şey almadan giden de çok oluyor" dedi.
(Damla Yeltekin)