Galatasaray ile Beşiktaş’ı büyük olasılıkla aynı akıbet bekliyor. Ancak, bu 2 büyük kulübün yönetimleri ekonomik süreci iyi yönetebilirse artçı depremlerle kurtulabilecekler. Yıllardan buyana Türk futbolunu tek adamcılıkla yönetip, kişilerin elinde oyuncak olan zihniyet, sistemsizliğin faturasını şimdi sevdiği renklere tutkun olan Türk sporseverlerine ödetiyor. Hangi kurum ve kuruluşta olursa olsun, yeter ki seçim kazanalım, küçük de olsa ‘Bizim olsun’ anlayışına prim tanıyan uygulamalar, kuşkusuz Türk Futbolu’nun canına ot tıkıyor. Adam Beşiktaş’ı batırmış, hatalı transfer politikaları ile kendisine 100 trilyon borçlandırmış. Yetmemiş, bir de Türk Futbolu’nun koltuğuna oturmuş. Hey hat....Bu ne gaflet, başarılı olana değil de, liyakatsiz olana mı prim veriliyor ? Terim işgüzarının bilir kişiliğinde 14 yabancıya yeşil ışık yakan Türk Futbolu’nda denmiş ki, bir Türk Takımı 11 yabancı oyuncu ile de sahaya çıkabilir. Pardon, adama o zaman demezler mi “Kardeşim sen bu takımın adını da değiştir” diye. Anlatmak istediklerimiz sayfa ve haberlerimizin yoğunluğu nedeniyle yetersiz kalıyor. Söylenecek daha o kadar çok rahatsızlık var ki. Süper Lig maçlarının yayınlarını Katarlılar alıyor.. Eğer, bu ülkede 60 milyonun üstünde olan Fenerbahçe. Beşiktaş ve Galatasaray sevdalılarına açık kanaldan Türkiye ligi maçları izletemiyorsan, ‘Yazıklar olsun sana’ denmez mi?