damlayeltekin@gmail.com
Türkiye’de bir hayalet dolaşıyor! Sınıfsal ıstakozun hayaleti!
Gelir dağılımında adaletin esamesi okunmazken bir “sınıfsal” tartışması aldı başını gidiyor. Bir vekilin ıstakoz yemesini sosyal medya üzerinden paylaşması üzerine patlak veren “sınıfsal” tartışması bazı çatışmalara yol açtı. İyi de oldu.
Dilan Polat’ın “enerji” görgüsüzlüğünden sınıfsal bir tartışma
dönmese dahi burada bir kıvılcımın daha fitili yanmıştı. Gelir
dağılımdaki o yüzde bir ikilik dilimde yaşayanlara karşı geniş
halk kitlelerinin tepkisi büyük olmuştu.
Dilan ve Engin Polat çiftinin kara para aklama iddiaları ile
gözaltına alınmaları, tutuklu yargılanıyor olmaları da bazı
alevlenmelerin göstergesi kabul edilebilir.
Dilan Polat’ın altın tozlu kahvesinden gelen mal, mülk ve paradan
sınıfsal ıstakoz meselesine gelecek olursak,
Anadolu’nun geleneklerini geride kalmış gözüküyor. Komşu açken
tok yatmanın utancını hatırlanmaz olmuş. Sınıf çatışmasına bir de
sosyal medyanın toplumları dejenere ettiğini düşünecek olursak,
işler iyice çığrından çıktı.
Sosyal medyada hemen yanı başımızda olan savaş paylaşımlarıyla
aynı dozda gördüğüm paylaşımlar ise şu şekilde, “bu sınıfsal, şu
değil.”
Eski jenerasyonlara da ‘sınıf çatışması nasıl işlenir?’ diye
sormak lazım belki ama… Şimdilik yeni jenerasyon konuşsun.
Sevgili x kuşağı. Beraberinde biraz da y…
Birden bire mi hortladı şu ‘sınıfsal’ mevzusu. Bir sonuç
mu?
Dostlar bir sonuç değil. Neden ve sonucu aynı anda içinde
barındırıyor.
Istakozun “Sınıfsal” tartışmasına biraz makarna fiyatları,
pirincin kilosu, patatesin fiyatını ekleyince ortaya Türkiye
çıkıyor.
Sınıfsal ıstakozdan kim bilir neler hortlayacak. Sınıfsal
ıstakozun hayaleti kim bilir neler yapacak?
Tencereye koyulamayan etin, yemeğin, aşın hayaleti 31 Mart
seçimlerinde kendini gösterdi. Yurttaş “seçim değil geçim”
dedi.
Türkiye’de bir hayalet dolaşıyor! Sınıfsal ıstakozun hayaleti!