KAYBETMEYİ ÖĞRENEMEYEN ÇOCUKLAR

Modern zaman anne babaları varlık nedenlerinin karşılarına çıkan her türlü zorluğa karşı çocuklarını korumak ve başarmalarına yardımcı olmak olduğunu düşünüyorlar. Özellikle son yıllarda bu ‘koruma ve başarıya taşıma’ eylemi öylesine abartıldı ki çocuklar kendileri emek vererek sonuca ulaşma fırsatı bulamamaya başladılar.

3894

Bu yüzden eğitimciler ve çocuklarla çalışan uzmanlar çocukların kaybetmeyi öğrenmesi için senaryolar yaratılması gerektiğini düşünüyorlar. Çünkü çocukluklarında kaybetmeyi ve bunu normal kabul edip devam etmeyi öğrenmemiş olmak gençleri pek çok olumsuz duyguyla baş başa bırakıyor. Sınıflarında küçük yanlışlar yapınca bile üzülen, oyunlarda, yarışlarda kaybedince hemen küsen bu çocukların en önemli kaybı ise yeni şeyler denemek konusunda cesaretlerinin olmaması.

Maalesef, biz çocuklarımız üzerindeki başarı beklentisini yükseltip onlardan her seferinde daha iyi sonuçlar bekledikçe çocukların karşılaştıkları ilk zorlukta vazgeçme oranları yükseliyor. Bu yüzden örneğin ünlü atlet Michael Jordan, yıllardır gençlere kaybetmenin önemiyle ilgili konuşmalar yapıyor. Jordan, konuşmalarında zorluklar karşısında yılmamanın ve denemeye devam etmenin kendi başarısındaki önemini anlatıyor.

Çocukların kendi hatalarını kabul etmeye cesaretleri yok. Örneğin 6 yaşında piyano dersleri almaya başlayan John, ne zaman yanlış bir tuşa bassa nota kitabını alıp başına vurmaya başlıyor; 14 yaşındaki Sara istediği okulun sınavını kazanamayınca kendine zarar vermeye başlıyor; çünkü bu başarısızlıkların onların kişilik değerlerini düşürdüğüne inanıyorlar.

Düşünce Kalkmak Bir Yaşam Becerisi..

Hedeflerini yakalayamamanın yarattığı hayal kırıklığını yenmek ve denemeye devam etmek önemli bir yaşam becerisi. Hatta pek çok uzman işler istendiği gibi gitmediğinde sakin olmanın, olumsuz duyguları yönetebilmenin ve devam edebilmenin öğrenmenin kendisinden bile daha önemli olduğunu vurguluyor. Bu beceri, hedefi ister akademik başarı, ister kişisel hedefler ister sadece sosyal ilişkiler olsun çocuğun daha bağımsız ve güveni yüksek biri haline getiriyor.

Peki çocuklarımıza kaybetmeyi ve sonra da yeniden ayağa kalkmayı nasıl öğretebiliriz? Bu çok basamağı olan bir süreç:

Önce Empati kurun!

Çocuğunuzun aslında ne hissettiğini anlamaya çalışın. Bir şey yaparken istediği sonucu alamadığında sadece ‘olsun, gelecek sefere daha iyisini yaparsın!’ demek doğru değildir. Bu söz öncelikle çocuğun duygularını görmezden gelmek anlamına gelebilir. Bunun yerine dilinizi değiştirerek sadece duygularını yansıtmayı deneyin. ‘Hayal kırıklığına uğradığını görüyorum. Daha iyi bir sonuç istiyordun değil mi?’

Kendiniz Örnek Olun!

Kaybetmenin herkesin yaşayacağı, hayatın doğal sonuçlarından biri olduğunu söyleyin. Kendi ‘kaybetme’ hatalarınızı çocuğunuzla paylaşın.

Ebeveynler kendi hayal kırıklıklarıyla baş etmek konusunda çocuklarına örnek olabilirler. İşinde istediği yükselmeyi elde edemeyen, tuttuğu takımın yenilgisine doğru tepkiyi veren, yaptığı yemeğin kötü olduğunu gören ebeveynlerin tavrı çocuklara örnek olacaktır. Oysa çoğu ebeveyn, çocuklarıyla sadece iyi anları paylaşmakta, kendi eksikleri, hataları, yanlışları yokmuş gibi davranmaktadır.

Hatalardan ders çıkartın

Çocuğunuzun yaptığı her hata, yaşadığı her başarısızlık anne babasına bunu doğal karşılamak ve çocuklarını her şekilde sevdiklerini gösterebilmek için bir fırsatı sunar. Bu aynı zamanda çocuğunuza kötü sonuçlara odaklanmamayı öğretir. Çünkü ancak sonuca yolculuğun kendisine baktığınızda çocuğunuzun yaşadığı şeyi doğru değerlendirmesini sağlayabilirsiniz.

Sonucu değiştirebilmenin önemli yollarından birisi çocuğu olduğu gibi kabul edebilmektir; pek çok ebeveyn bunu görmekte zorluk çeker. Sadece eleştirilmediğini hisseden çocuk değişim için adım atabilir.

Bazen Sonuç Değişmez

Bazen de çocuğun kaybettiği zaman sonucu kabul etmekten başka bir şey yapamayacağını kabul etmesi gerekir; sonucu değiştirmek her zaman mümkün olmayabilir. Oysa çocuklar için kaybetmek zordur. Her şeyden önce işin içinde baş edilmesi gereken çok fazla duygu vardır. Ergenler için duygularını yönetmek zaten karmaşık bir süreçken buna başarısızlık duygusu da eklendiğinde çocuklar daha fazla zorlanırlar.

Peki ebeveynler kabul sürecine nasıl yardımcı olabilir? Belki ebeveynlerden biri sakin bir dille çocuğuyla konuşabilir, duygularını ifade etmesine yardımcı olabilir, belki sonucun ardındaki nedeni anlamasını sağlayabilirler. Bu da çocuğumuza bir hayat dersine verir: Hiç kimse her zaman iyi sonuçlar alamaz. Önemli olan başarılı olmak değil, işler kötü gittiğinde yeniden ayağa kalkmayı başarabilmektir.