esragullerx@gmail.com
Fark etmesek, görmesek bile kahraman olarak nitelendireceğimiz birçok meslek bulunuyor aslında. Çocuklara okutulan fantastik çizgi romanlarda olmayan kahramanlardan bahsetmek istiyorum. Hepsi için de bir süper kahraman kostümü tasarlasak ya?
Çanakkale'deki sokak hayvanları sorunu siyasi bir çözüm olarak sunulmuş bir sorun. Bir çözüm aranıyor, insanlar gerçekten bir çözüm bekliyor. Sadece barınağa bırakılıp dört duvar arasında bir hayvanı yaşatmak gerçek bir çözüm mü? Minik canlar, ne kadar iyi şartlarda yaşasalar bile ‘barınak' aslında onlar için iyi şartlarda bir hapishane gibi. Üstelik, birçok hayvan var bu barınaklarda. Hangisine gerçekten iyi bir bakım fırsatı bulabiliriz?
Bir de hayvana şiddet boyutu var tabii. Hayvanlar zehirleniyor, durduk yere tekmeleniyor, yemek yedikleri kaplar kırılıyor. Aynı dünyayı paylaştığımız canlılara bu kötülük neden? Neden dünyaya bu kötülüğü yaymak istiyoruz? Herkesin hatırladığı o olayı bir kez daha dile getirmek istiyorum; bu ülkede Eros isimli bir kedi tekmelenerek öldürüldü. 1 Ocakta yaşanan bu olay, hâlâ hatırlanıyor. Hâlâ hatıralarımızda…
Aynı şekilde, Gökçeada'da Şubat ayında 14 köpek zehirlenerek öldürüldü. Bunun hakkında yaptığım haberde, konuştuğum Veteriner Hekim Ali Kutluca söyle demişti; "Kimseye rahatsızlıklarını duymadım..." O halde bu 14 köpek neden öldürüldü? Bir yemek bulmak amacıyla dolaşan 14 köpek neden öldürüldü? Tüm bunlara bir cevap bulamıyor, yalnızca reddediyoruz. Çünkü gerçek bir çözüm bulunamıyor.
Bir yandan, güzel olaylar oluyor tabii. Sosyal medyadan gördüğümüz videolarda gördüğümüz tatlı videolardaki olaylar çevremizde de yaşanıyor. Geçtiğimiz günlerde, bulunduğum apartmanda bir kedi dışarıda bulunan asansör ve duvar arasına sıkışmıştı. Apartmanın önüne gelen iki itfaiyeci ve bir komşum kediyi nasıl kurtarabileceklerini tartışıyordu. Bir gazeteciden önce, bir insan olarak yardımcı olmam gerektiğini düşündüm. Arayabildiğimiz her yeri aradık, nasıl kurtaracağımızı uzun süre düşündük. Ben kendim girip kurtarmayı denedim, itfaiyeciler ellerinden geleni yaptı.
Neredeyse geçen iki saatin ardından, asansörün iç duvarını keserek boşluk oluşturdu o iki kahraman itfaiyeci. İstemsizce “Bir kediyi, bir canı kurtarmak için” yapılan mücadelenin anlamı geldi. Gerçekten... Hayvana şiddetin bu kadar yoğun olduğu bu günlerde bir canı kurtarmak için o iki itfaiyeci ile saatlerimizi harcadık. En sonunda kurtulduğunda, hepimizin yüzünde büyük bir gülümseme vardı.
Çünkü bir can kurtarmıştık. Bu benim açımdan bir ilkti. Bu deneyim, bir kedi için saatlerce uğraşmak. Ama eve gittiğimde mutlu bir şekilde uyuyabildim.
O gün benimle beraber o iki itfaiyeci olmasa belki rahat uyuyamaz, o kediyi düşünüp dururdum. İstemsizce onlara ”Kusura bakmayın, sizi de uğraştırdım...” dediğimde bundan hiç gocunmadan “Hayır, bizim işimiz bu.” dediklerinde kendimi öyle rahat hissettim ki. Bize göre yük olarak, uğraş olarak görülen, hissettirilen bir şey onlar için büyük bir şeydi.
Gözümde o iki insan, büyük bir kahraman artık. Çizgi romanlarda okuduğum, hikayelerine hayran kaldığım kahramanlardan daha gerçek olan, gerçekten hayatımızda yer alan iki kahraman tanıdım. Ve bu, benim için büyük önem taşıyor.
Etrafımızda birçok kahraman bulunuyor. Belki de bu, ağaçtan kediyi kurtarmak için dala tırmanan çocuk, kendi parasından kısarak bir sokak hayvanını doyuran bir öğrencidir. Etrafımızdaki kahramanları görmek dileğiyle...