Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Hendek kazmak, dağa çıkmak…

Öncelikle şunu belirtmek isterim; ülkemizin bir kan gölü haline çevrildiği her gün çocukların, sivil insanların, polislerin, askerlerin hendek akasındaki gençlerin öldürüldüğü bir ülkede; barış istemek, silahların susmasını, ölümlerin durmasını talep etmek bunun için irade ortaya koymak insan olmanın sorumluluğu haline gelmiştir. Barış için ortaya konulan iradenin, hendek ile dağa çıkmak ile hiçbir ilgisi yoktur. "Hendek kazın dağa çıkın, alçaklar zalimler" şeklindeki yaftalamalar ile yapılan saldırılar; öncelikle barışı savunanları hedef haline getirip, insanların düşüncelerini ifade etmelerine engel olmak adına ülkemizdeki kutuplaşma ve çatışmaları daha da derinleştirmek bundan beklentisi olan şiddet yanlılarının yeni bir hamlesidir.

1290

 “Alçaklar , hainler, zalimler ,karanlık insanlar” yaftalamaları,  düşüncelerini açıklayan akademisyenler için  kullanılabiliyorsa;   bu ruh halinin  nasıl bir çatışma ve şiddet yanlısı olduğunu anlamak için fazla söze gerek yoktur.

Bununla da yetinmeyerek talimatlandırılmış bir sonuç olarak bu insanlar evlerinden bir sabah vakti gözaltına alınıp mağdur ediliyorsa demokrasi rafa kaldırılmış demektir.

İfade özgürlüğünün özellikle akademik camiada olmazsa olmaz olduğu bir çerçevede, bu özgürlüğün yok sayılması “alçaklar hainler karanlık insanlar “suçlamasının yapılması, arkasından gözaltıların uygulanması bana şunu hatırlattı; ’beni eleştirme özgürlüğünü buluyorsanız nasıl olurda diktatörlükten bahsedersiniz’ diyen irade herhalde şimdi  çıkıp işte diktatörlük  budur demeyecektir.

Bu ülkemiz siyasi ortamında yeni bir aşamadır.

Faşizmin karanlığına doğru ileri bir hamle olarak yorumlanabilir.

Terörle mücadele yaklaşımı arkasında demokrasi ve özgürlüklerin rafa kaldırılması adına yeni bir sayfa açılmıştır.

Bundan böyle sivil darbe uygulamalarının daha da fütursuzca hayata geçirileceği bir dönemin kapısı aralanmıştır.

Bu gelişme tek adam diktatörlüğüne giden yolda yeni bir aşama olarak şiddet ve baskıların daha da yoğunlaşacağı en küçük bir eleştiri ve karşı çıkışa tahammül edilmeyeceğinin göstergesi olarak aynı zamanda toplumda yeni düşman kesimler yaratarak, onun üzerinden yeni kutuplaşmalara zemin yaratmak taktiğidir.

Siyasi erkin, 7 Haziran seçimlerinden sonra 1 Kasım seçimleri için hayata geçirdiği çatışma ve şiddet ortamı üzerinden yaratmış olduğu kutuplaşmanın sınırlarını arttırarak buradan oy devşirme politikasını kendi lehine tahkim etme adına gelecek planı olan tek adam diktatörlüğüne gidilen yolda yeni bir hamle ile karşı karşıyayız.

Özetle toplumda çatışma ve kutuplaşmalar daha da derinleştirilmek istenmektedir.

Düşüncelerini ifade eden insanların, alçaklıkla  zalimlikle suçlandığı bir ortamda bundan en çok etkilenecek insanlar  bilim insanları, aydınlar, sanatçılar gazeteciler başta  olmak üzere her türlü fikir üretiminde bulunan toplumumun sendika, siyasi parti, meslek örgütü, sivil toplum gibi örgütlü kesimleridir.

Bugün akademisyenlere yapılan bu saldırı yarın çok daha geniş bir cephede demokrasi diyen barış diyen herkesi etkileyecek bir olumsuzluğu besleyen bir özelliği de kendi bağrında taşıdığını unutmayalım.

Buradan hareketle ifade özgürlüğünün gasp edilmesiyle başlayan, gözaltılarla süren bu saldırı ilerleyen günlerde yoğun bir gözaltı furyasına dönüşmesi ihtimal dahilindedir.

Bunu için demokrasiyi savunan, özgürlüklere sahip çıkan, barıştan yana, gericiliğe, faşizme karşı olan tüm güçlerin dayanışması, birlikte mücadele etmesi günümüzün en önemli ihtiyaçlarından biri haline gelmiştir.

Siyasi erkin, kendisi gibi düşünmeyen ve özellikle barışın sağlanması için ölümlere karşı duran bir iradenin beyan edilmesine karşı almış olduğu düşmanca tarz ve hakaretler  için benimde söylemek istediğim bazı şeyler olsa da; sinirlerime hakim olma gereğini düşünerek vazgeçiyorum.

Çünkü bu tarzdaki bir üsluba karşı, anladığı dilden cevap vermenin en etkili yolu bazen susmaktan geçer.

Herhalde içerisinde bulunduğun ruh halimi anlamışsınızdır.

Muhataplarının kesin anladığını biliyorum, kulakları çınlasın!!!