Erhan Taylan

erhantaylan17@hotmail.com

Hayatın karmaşası ve hayat yorgunluğu

Hayatın karmaşası hiç bitmiyor. Bir sorunu çözmeye çalışsak, diğeri kapıda bekliyor. Zaman hiçbirine yetmiyor. Bazen insanlar yaşadıkları ortamda kapılarını kapatıp, kendileriyle baş başa kalıyor ve "Ben bu engebenin neresindeyim?"

5777

Gündelik yaşantılarımız bir koşuşturma içinde akıp gidiyor. Sabahın ilk ışıklarıyla başlayan telaş, akşam evimize döndüğümüzde yerini bitkinliğe ve yorgunluğa bırakıyor. Bir köşeye çekilip, günün ağırlığını üzerimizden atmaya çalışırken, hayatın üzerimizde bıraktığı yorgunluk hissiyle baş başa kalıyoruz. Her birimiz, küçükten büyüğe, bu hayatın getirdiği yüklerin altında eziliyor, hayat yorgunu oluyoruz.

Aile büyükleri, ev geçindirme telaşı içinde koştururken; çocuklarımızın okul çağına gelmesiyle başlayan tatlı telaş, yerini üniversite sınavı stresine bırakıyor. Üniversite kazanan gençlerimizin yurt arayışı, ev bulma telaşı derken, kendimizi sürekli bir keşmekeş içinde buluyoruz. Doğuyoruz, emekliyoruz, yürüyoruz, okula gidiyoruz, arkadaşlar ediniyoruz ve bir bakmışız evlenip aile kurmuşuz. Zamanın ayaklarımızın altından nasıl kayıp gittiğini fark edemeden, hayatın içinde bata çıka ilerliyoruz.

Hayatın karmaşası hiç bitmiyor. Bir sorunu çözmeye çalışsak, diğeri kapıda bekliyor. Zaman hiçbirine yetmiyor. Bazen insanlar yaşadıkları ortamda kapılarını kapatıp, kendileriyle baş başa kalıyor ve "Ben bu engebenin neresindeyim?" diye düşüncelere dalıyorlar. Düşünüyor, beynimizi yoruyoruz; bir girdabın içindeyiz ve sonunda dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz. Hayat böyle bir şey işte; bir de geçim sıkıntısı eklenince, yaşadığımız keşmekeş bizi iyice yıpratıyor.

Gündelik işlerden kendimize vakit ayıramıyoruz. Yolda, otobüste, sokakta kime rastlasak, herkes "Yorgunum" ya da "Hayat yorgunuyum" diyor. Eskiden insanlar küçük şeylerden mutlu olurdu. Şimdi ise hayatın zorlukları, insanların yüzündeki tebessümü silmiş. Suratlar asık, sinirli bir toplum haline gelmişiz. Sokak aynı sokak, insanlar aynı insanlar ama hayatın ağırlığı herkesin üzerinde hissediliyor.

Toplumda yaşayan bireyler olarak, hayallerimizin ve coşkularımızın peşinden koşacağımıza, bize dayatılan sorunların altında eziliyoruz. Yüklenen bu yük, ileriye dönük düşüncelerimizi azaltıyor ve hep birilerinin arkasında, onların gölgesinde kalıyoruz.

Gündelik yaşantımıza baktığımızda, hepimiz hayat yorgunuyuz. Hayatın karmaşası içinde kaybolmuş, yorgun ve bitkin bir halde yaşamaya çalışıyoruz. Kendimize, sevdiklerimize vakit ayırmayı, küçük şeylerden mutlu olmayı unutmamalıyız. Hayat ne kadar zor olursa olsun, bu karmaşa içinde kendimize küçük mutluluklar yaratabilmek dileğiyle.

Kalın sağlıcakla.