BAŞARININ ANAHTARI “ÖZDENETİM”

Çocuklar nasıl en iyi şekilde öğrenir? Öğrenme isteği ve disiplin nasıl yeşerir? Kolayca öğrenen, merak eden, disiplinli çalışan ve öğrendiklerini hayata taşıyan çocuklarla öğrenmeye dirençli, isteksiz ya da kaygılı çocuklar arasındaki davranış farkı nasıl açıklanır?

3596

Zeka, çocukların daha öğrenmelerinin tek belirleyicisi midir? Çocuğumuzun daha iyi öğrenmesini sağlamak için okul, öğretmen gibi klasik faktörler dışında ona nasıl destek olmak için kazandırabileceğimiz beceriler var mıdır? Bu sorular çocuklarının yaşam başarısına katkıda bulunmak ve onların becerilerini arttırmak isteyen anne babaların sıklıkla akıllarından geçen sorular. Peki ama doğru yanıtlar nedir?


Zeka Başarının Tek Kriteri Değil
Artık hepimiz zekanın sabit değil, geliştirilen, şekillendirilen bir kaynak olduğunu ve doğru uygulamalarla çocuğumuzun beynini belirli bir noktaya kadar geliştirebileceğimizi biliyoruz. Ancak bir çocuğun öğrenme kapasitesini belirleyen sadece sahip olduğu nöroplastite (zihin yapısı) değildir. Eğitimciler ve aileler olarak çoğu zaman göz ardı etsek de çocuğun öğrenme kapasitesini geliştirecek, akademik başarısını yükseltecek üstelik beynin karmaşık isimli süreçleriyle değil ebeveynlerin özen ve dikkatleriyle çocuklarına kazandırabilecekleri başka beceriler de vardır. Bu beceri deyim yerindeyse ebeveynlerin parmaklarının ucundadır ve öğretildiğinde çocuğun yaşam kapasitesine önemli katkılarda bulunabilir.


Özdenetim: Zeka Kadar Önemli
Bu becerilerden ilkine özdenetim adını veriyoruz. Özdenetim çocuğun arzu ettiği, istediği bir amaca ulaşabilmek için arzularını öteleyebilme, dürtülerini susturabilme becerisi olarak tanımlanıyor. Market alışverişinde seçtiği çikolatayı yemek için kasadaki ödemenin bitmesini beklemek, oyuncakçı dükkanında onlarca çekici oyuncağın içinden sadece bir tanesini seçerek çıkabilmek okul öncesi çocukların özdenetimlerinin gelişmiş olduğu gösteren önemli örnekler. Eğitim hayatlarının başlamasıyla birlikte çocukların daha da karmaşık dürtü kontrolleri
yapabilmelerini bekliyoruz: Ders sırasında öğretmenini sessizce izlemek, anlatılanlara dikkat vermek, televizyon seyretmek yerine ödevlerini yapabilmek, oyun oynamak yerine kitap okumak gibi basit kontroller bir yaşam biçimi haline geldiğinde ise çocuğun hayat başarısını sağlıyor.


Aslında Bize Çok Tanıdık
Bu şekilde anlatıldığında yeni bir kavrammış gibi gözükse de özdenetim aslında bize hiç de yabancı bir kavram değil. Hatta sadece bir-iki kuşak öncesinde aile büyüklerinin çocuklara anlattıkları masallarda altını özenle çizdikleri o eski ve tanıdık irade kavramıdır. Bir zamanlar masallarımızda yüksek iradeli insanların sabır ve disiplinleriyle nasıl da başarılı olduklarını, hedeflerine ulaşıncaya kadar vazgeçmediklerini, küçük zorlular karşısında pes etmediklerini, sadece kendileri için değil çoğunluğun iyiliği için emek verdiklerini anlatırdık. Böyle
güçlü iradesi olan insanlar toplumda öne çıkar, değer görürdü. Çünkü hayattaki en zorlu işlerden birini yapmış, kendi iç sesini yönetebilmeyi başarmış olurlardı.İşte artık çocuklarımıza o güzelim masalları anlatamadığımız için, özdenetim bir beceri olarak öğretmek zorundayız. Çünkü kişi özdenetim becerisini ne kadar küçük yaşta almaya başlar, hedeflerine ulaşmak için fedakarlık yapması gerektiğini ne kadar erken öğrenirse başarıya ulaşması o kadar kolaylaşmaktadır.


Kalıtım mı yoksa Kültürel Öğrenme mi?
Tahmin edebileceğiniz gibi bazı çocuklar özdenetim konusunda doğuştan itibaren daha iyidir; yani bu becerinin kalıtımsal bir yanı da vardır. Nörologlara göre, dopamin ve seratonini şekillendiren genler özdenetim becerisinin gelişiminde de etkili olurlar.Ancak çocukta özdenetim beceri oluştururken ailenin sunduğu deneyimlerin de payı büyüktür. Ebeveynler, dürtü kontrolü konusunda ne kadar çok model olur ve ne kadar uygulama fırsatı yaratırsa çocukların özdenetim becerisinin temelleri o kadar güçlü olur. Ebeveynlerin emek ve arzu dengesini sağladıkları evlerde, çocuklar da bu ayrımın farkında olarak büyür; bunu bir hayat becerisi olarak benimserler. Uyku saatlerinden, oyun ve ekran süresine, evdeki sorumlulukların yerine getirilişinden, boş vakit etkinliklerine hayatının sıradan ayrıntılarının tutarlı bir şekilde yaşanması ve bu aktivitelere eşlik eden doğru bir dil çocuğun ilk özdenetim öğretisidir.


Oyunla Öğretmek En Güzeli
Peki, özdenetim çocuklara nasıl kazandırılır? Özellikle küçük yaştaki çocuklara özdenetimi yasaklarla, uyarılarla, kısıtlamalarla değil oyun ve senaryolarla öğretmek en doğru yoldur. Bir çocuğun kendisine uzun gelen bir yolu yürümesi zordur, yürüyüş bir yarışa döndüğünde ise kolay ve neşeli bir sonuç çıkar ortaya. Çocuğun elindeki oyuncağı küçük kardeşiyle paylaşmasını istemek çoğu zaman sonuç vermez. Bir tablo hazırlayıp, kardeşiyle paylaştığı oyunlar için ona birer yıldız verirseniz ise çocuğunuzun tutumunu değiştirirsiniz. Nitelikli bir oyun irade gelişimini öğretmenin temel araçlarındandır. Çocuk bir yandan eğlenirken bir yandan da kendi davranışlarını kontrol etmeyi öğrenir. Oyuncaklarını bir yerden başka bir yere taşır, kuleler, köprüler inşa eder, kendisi için bir rol seçip ona göre davranır, hayali bir çatışmadan zaferle çıkar ya da arkadaşlarına kendisini kabul ettirmek için uğraşır. Böylece kendisini yönetmeyi, sınırlamayı, sırasını beklemeyi ve tepkilerini kontrol etmeyi öğrenecek ve ilk özdenetim becerilerini kazanmaya başlayacaktır.


Özdenetim: Ayırıcı Özellik
Yaş büyüdükçe, çocuk anaokuluna başlayıp öğretmenlerinden de yönlendirmeler aldıkça özdenetim becerisi de artacaktır. Birkaç yıl içinde ise özdenetim çocuklar için ayırıcı özellik halini alır. Çünkü bir çocuğun kendisini tutmayı, isteklerini erteleyip dikkatini yapılması gereken görevlere vermesi bir çocuğun hem eğitim hem de kişisel hayatında başarıya ulaşmak için ihtiyaç duyacağı en önemli becerilerdendir. Özdenetimleri yüksek olan çocuklar arkadaş edinmeden, yeni koşullara uyum sağlamaya, ödevlerini yapmaktan, spor faaliyetlerinde başarılı olmaya kadar pek çok alanda başarılı sonuçlara ulaşmanın temelini oluşturacaktır. Hemen her alanda olduğu gibi, iradenin geliştirilmesinde de tutarlılık önemlidir. Her gün uygulanan, anne babanın da örnek olduğu küçük sorumluluklar, sistemli tekrarlar ve ödüller)çocuğu başarıya taşıyacaktır.