havadurum

Vural; "Sektörün beklentisi; istikrar"

581
Çanakkale Müteahhitler Birliği`nin 6`ıncı olağan kongresinde konuşan geçmiş dönem başkanı Hakan Vural, konuşmasının başında yeni tamamlanan Libra Plaza`da, resmi açılış öncesi ilk organizasyonun gerçekleştiğini belirtti. Hakan Vural: "İş dünyasının nitelikli temsilcileri ve avukatlar için yaptığımız Libra Plaza isimli bu iş merkezinde yakında yapılacak resmi açılış öncesi ilk organizasyonu gerçekleştiriyoruz. Kentimiz ekonomisine ve iş yaşamına nitelikli bir alternatif olan Libra Plaza bugünkü genel kurul ile birlikte ilimizde daha pek çok yeniliğe ve etkinliğe ev sahibi yapacaktır" dedi. Vural konuşmasının devamında, mevcut ekonomik şartların piyasayı ve sektörü olumsuz yönde etkilediğini ifade etti. Vural açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Ülkemiz ve dünya son birkaç yıldır maalesef değişik musibetlerle sınanmakta. Korona virüs salgını ülkemizdeki işletmelere inanılmaz hasarlar verirken, birçok canı da kaybettik. Son ay yaşamış olduğumuz yangın ve sel felaketleri de bizlerin daha da hüzne kapılmamıza neden oldu. Afganistan`daki gelişmeler ve göç krizi endişelerimizi arttırdı. Ülkemiz ve dünya yangın yeri iken maalesef ekonomideki yangın yeterince dillendirilmiyor. Tüm dünya ekonomilerinin piyasaları hareketlendirmek için yaptığı genişlemeci para politikalarının aksine, ülkemizde son bir buçuk yılda kurları dizginlemek adına sıkı para politikaları uygulanmakta. Salgının ilk döneminde basılan ve dağıtılan 200 milyar TL civarında karşılıksız genişleme ülkemizin tüm katmanlarını yüksek kur, yüksek faiz, enflasyon, işsizlik ve durgunluk olarak yansımıştır ki bu hiçbirimizin haketmediği bir neticedir. Maalesef ülkemiz milli geliri 20 yıl önceki seviyeye gerilemiş, bazı istisnalar hariç tüm kişiler ve tüm sektörler bundan nasibini almıştır. Nasibini alan sektörlerin başında da maalesef inşaat sektörü geliyor. 2018`de damat bakan ve rahip Brunson kriziyle birlikte yükselen faizler, sektörü tamamen durdurmuş ve birçok meslektaşımız inşaatlarını tamamlayamamış ve iflas noktasına gelmiştir. Akabinde geçen yıl 0.64 faiz uygulaması ile çok büyük bir taleple karşılaşılmış lakin bu istikrarsızlık enflasyonu azdırmıştır. Geçen yıl başlayan projelerde fiyat ve kalite dengesini tutturmak çok güç hale gelmiştir bu da yeni inşaat arzını azaltmakta ve doğal olarak kiralar 3+1 dairede 4-5 bin aralığına kadar çıkmaktadır."
 
"Merkezi yönetimden beklentimiz öncelikle istikrardır"
"Bizler halkımızın beklentilerine ve gelir seviyesine göre üretim yapıyoruz. Son bir yılda maalesef tüm inşaat kalemlerine yüzde 70 ila yüzde 200 arasında zam gelmiştir. Özellikle beton ve demir, betondaki fiyat artışlarını tamamen kartel oluşumdan, gözü dönmüş insanların kar hırsından kaynaklanmaktadır. Bu noktada rekabet kurulunu göreve davet ediyoruz. Tekrar başa dönersem inşaat ve konut toplumumuzda sosyal bir yerde bulunmaktadır. Kız isterken damada ev sorulur, yurtdışı vizesi için tapu istenir, bankadan kredi alırken tapu bilgilerine bakılır... Böyle bir ortamda bizler halkımızın beklentilerine uygun konutlar üretmek istiyoruz. Günümüzde TL bölü metrekare inşaat maliyetleri 3 bin 500 lira ve üzerindedir. Yüzde 7 kat karşılığı olanla bir araya aldığımızda bu otomatik olarak 7 bin TL bölü metrekareye çıkıyor. Buna aşağı yukarı 1.25 belediye harcı, yapı denetimi vs. koyduğunuzda aşağı yukar 8 bin 750 lira gibi bir rakam var... E bizim de biraz para kazanmamız lazım. Dolayısıyla bundan sonra aşağı 10 bin lira TL bölü metrekare fiyatı bu piyasada cari fiyat olarak karşımıza çıkacaktır. Bu maliyetlerle 3+1 bir ev aşağı yukarı 1 milyon seviyesine gelmiştir. Bu fiyat durumundan ne ev üretilir, ne ev satılır, kiralar da yükselir dengeler de iyice bozulur. Bizim bunun için feryadımızı belirli yerlere duyurmamız lazım... İstikrarın sağlanması konusunda talebimiz ülkenin bakanları ve başkanlarındandır. Cumhurbaşkanından, belediye başkanına kadar başkanları düşünebilirsiniz... Merkezi yönetimden beklentimiz öncelikle istikrardır. Buradaki kriter konut kredisi faizlerinde inişli çıkışlı değil, istikrarlı bir süreç ve ham madde fiyatlarındaki olağanüstü artışların önüne geçen istikrar önlemleridir. Yine merkezi ve yerel yönetimden ortak beklentimiz imar alanlarının genişletilerek ucuz arsa üretimi sağlanmasıdır." 
 
"Assos`ta talan haline gelen ekoturizm ucubesinin önlenmesi..."
"İlimize ilişkin değerlendirme yaptığımızda ise en önemli gelişim faktörünün Çanakkale 1915 Boğaz Köprüsü olduğunu görmekteyiz. Bu köprünün yapımında ise bizce en önemli aktör AK Parti Grupbaşkanvekili Sayın Bülent Turan`dır. Kendisine teşekkür ederiz. Yapılan köprü ve otoyollar şehrimizi ülkemizin en çağdaş ve yaşanabilir bölgesi haline getirecektir. Yalnız bizler de kent dinamikleri olarak bu yeni gelecek göçe ve kentimizi tercih edecek dostlara hazırlıklar yapmamız şeklindedir. Burada yeni imar alanlarının açılması, 1/100 binlik planın günümüz koşullarına göre yenilenmesi veya kaldırılması. Assos`ta talan haline gelen ekoturizm ucubesinin önlenmesi. Yabancıya satış yasağının kaldırılması. Belediyelerin değişik isimlerle talep ettiği astronomik bedellerin azaltılması ve hizmet kalitesinin arttırılması önemli çözümlerdir."
 
"20 yıl önceki müteahhitlerden bugün kim var?"
"Bizler müteahhitler olarak son derece cefakar insanlarız. İnşaat yapabilmek için arazi oluşturmak, Proje haızrlık ve ruhsat, bin beş yüz kalemi aşan inşaat malzemelerinin tedariği ve bina inşası, satış ve pazarlama, finansman, iskan vs. çok geniş çaplı sorumluluk taşıyoruz. Bu kadar meşaketin yanında kazançlarımız da çok mütevazi ölçülerdedir. Bunu görmek için kentimizin son 20 yılına bakalım. 20 yıl önceki müteahhitlerden bugün kim var? Kim ayakta? Kaç kişi hala bu işi götürüyor? Çok isim sayamazsınız. Demek ki böyle düşünüldüğü gibi bir kar, düşünüldüğü gibi saadet bu işte yok. Yaşanan bu krizler herkesin çizgisini sürekli yükselen trend yerine, yükselen-alçalan düzene sokuyor ki firmalar çok kalıcı olamıyor."
 
"Müteahhitleri günah keçisi konumuna sokuyorlar"
"Bir de bizim imaj sorunumuz bulunuyor. Bu işi layıkıyla yapan onca meslektaşımıza karşın, müteahhitleri günah keçisi konumuna sokuyorlar. Bunun son örneğini de Kastamonu Bozkurt da görüyoruz. Yıkılan binanın tutuklanan müteahiti tüm gazetelerde ve televizyonlarda boy boy gösterildi. Bakıyorsunuz; bu bina kaçak mı? Değil. İlgili belediye plan tadilatını yapmış. Ruhsatını vermiş. Yapı denetim şirketi onaylamış, takip etmiş. Çevre ve şehircilik rutin kontrollerini yapmış. Bunun şantiye şefi suçlu değil, belediye suçlu değil, suçlu müteahhit. Peki orada bir sürü köprüler yıkıldı; onun suçlusu kim? Böyle birisi yok. Veya orada o derenin kenarına yapılmış orman deposundaki kütükler bu faciayı getirdi, bunun suçlusu Tarım ve Orman Bakanı mı? Yok değil. Bir tane müteahhiti bulduk suçlu, oradaki doğal afetin suçlusunu başka bir yerde aramaya gerek yok. Maalesef sorunlarımız dertlerimiz çok" dedi. Vural konuşmasının sonunda, 6 yıllık görevinde kendisine destek olan birlik üyelerine teşekkür etti
(Atakan Alkış)
Paylaş