Balaban Kirazlı’da hayata geçirilmek istenen siyanürlü altın madeni işletmecisi Kanadalı Alamos Gold’un yerli iştiraki Doğu Biga Madencilik A.Ş’nin işletme ruhsatı ertelenmişti. Şirket, son zamanlarda sosyal medya reklamlarına ağırlık verirken, Su ve Vicdan Nöbeti Koordinasyon Kurulu tarafından reklamlara dair açıklama yapıldı. Şirket tarafından yapılan reklamlarda maden sahasının Kadağları’na 40 km uzaklıkta olduğu, Altınzeybek-2 Baraj Göleti’nin yapılması ve köylere su verilmesi, ağaç kampanyası için fidan dikilmesi… gibi söylemler kullanılırken, Koordinasyon Kurulu tarafından söylemlere yönelik sorular yöneltildi. Şirketin yöneltilen sorulara yaptığı reklamlarla cevap vermesinin istendiği açıklamada; “Tanıtım videolarınızda bir kez de bunları açıklamanızı bekliyoruz” denildi. Kurul tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada; “Doğu Biga Madencilik Şirketinin Sosyal Medya Reklamlarına İlişkin 13 Ekim tarihinde Alamos Gold’un Türkiye iştiraki Doğu Biga Madencilik şirketinin işletme ruhsatının yenilenmemesi üzerine şirket sosyal medya kampanyalarına ağırlık verdi. Şirket reklamları içerisinde bildik noktalara değindi, bunlar; 1.Maden sahasının Kazdağları’na 40 km uzaklıkta oluşu. 2.Neden sadece bu madene yönelik eylem yapıldığı. 3.Alanında uzman mühendis ve akademisyenlerin konuya ilişkin açıklama yapmadığı. 4.Alamos Gold firmasının yeni nesil madencilik anlayışıyla ve sıfır iş kazası ile çalışması. 5.Altınzeybek-2 Baraj Göleti’ni yapması ve bunun köylere içme suyu kaynağı olarak yapıldığını söylemesi. 6.Yol inşa ettiği. 7.14.000 fidan ve sonrasında da “11 milyon ağaç kampanyası” içinde de 2.500 fidan dikmesi. “Hikayeye bir de bu açıdan baktığınızda aslında işlerin göründüğü gibi olmadığı çok açık” diyerek de sözü bitirmesi…” denildi.
“Hikayeyi okuduk ve soruyoruz?”
“Hikayeyi okuduk ve soruyoruz?” ifadelerinin yer aldığı açıklamada; 1.Kazdağları, Biga yarımadasından başlar Edremit Körfezi’ne kadar uzanır. Bir dağ silsilesidir. Ekosistem farklı isimlerle anılan tüm bu yükseltilerle birlikte Kazdağları olarak kabul edilir. Kazdağları Milli Parkı Kirazlı Maden sahasına 40 km uzaklıkta olabilir, bu Kirazlı Balaban Tepesini, Çamyurt’u, Ağı Dağı’nı Kazdağları ekosisteminin dışında düşünülmesini gerektirmez. 2.Çanakkale’de çevre mücadelesi 1998 yılında Çan’da ilk termik santralin temeli atıldığı günden itibaren devam etmektedir. Metalik madencilik şirketleri bugün hangi oyunları oynadıysa termik santrallerde o günlerde istihdam sağlama hikâyeleriyle halkın gözünü boyadı. Oysa şimdi Çan’dan her gün Bursa Tıp Fakültesi’ne kalkan bir araç var. Solunum yolu hastalıkları arttı, kalp damar hastalıkları erken yaşlarda görülmeye başladı. Çoğu insan işyeri Çan’da olsa da yerleşim yeri olarak Çanakkale merkezi tercih etmekte, çünkü çocuklarında alerjik hastalıklarda artış görülmekte ve Çan’da nefes alınamamakta. Su ve Vicdan Nöbeti, nöbete başladığı ilk gün de yaptığı basın açıklamasında Kirazlı direnişinin sadece bu madene değil Kazdağları ve yöresinde yapılması planlanan tüm metalik madencilik projelerine karşı olduğunu belirtmiştir. Kirazlı özelinde Çanakkale’nin tek içme ve kullanma suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı’nın su toplama havzasıdır, Bayramiç, Ezine, Batak ovasının hem sulama suyu kaynağı hem de halkın içme suyu kaynağıdır. Su yoksa hayatta yok sloganıyla Su Hakkı direnişi olarak Kirazlı nöbeti başlamıştır. Hala da devam etmektedir. 3.Şirket alanında uzman kişilerin açıklama yapmadığından bahsetmekte, Alamos Gold İngilizce açıklama yapmayanların açıklamasını kabul etmemekte sanıyoruz, çünkü 26 Temmuz’da başlayan Su ve Vicdan Nöbeti’ne hem bireysel olarak hem de TMMOB , Tabipler Odası, Baro, sendikalar gibi kitle örgütleriyle birlikte destek olmuşlardır. Ayrıca pek çok akademisyen Çanakkale merkezde ve Kirazlı Balaban nöbet alanında panel ve söyleşilere katılmıştır. Türkiye Ormancılar Derneği’nin, Jeoloji Mühendisleri Odası’nın, TEMA’nın son dönemde yayınlanmış bilimsel raporları vardır. Ayrıca 2018 yılında yapılan son bilirkişi incelemesinde alanında uzman kişiler tarafından Bilirkişi Raporu hazırlanmış ve mahkeme heyetine sunulmuştur. 4. Alamos Gold firmasının yeni nesil madencilik diyerek ifade ettiği tam da “yavaşlatılmış soykırım”a eşdeğer olan cehennem çukurlarının açılması ve düşük tenörlü altını en ekonomik yöntem olan “vahşi madencilik” de denilen siyanürlü ayrıştırma yöntemiyle zenginleştirilmesidir. Ayrıca geçtiğimiz kış Meksika madenlerinde toprak kayması olmuş ve 2 işçi hayatını kaybetmiştir” denildi.
“Cevap bekliyoruz”
Açıklamada; “5. Altınzeybek-2 Baraj Göleti elbette köylerin içme ve kullanma suyu kaynağı olacak ve sulu tarım yapılması için çalışmalar yapılacaktır. Bu göletin bir başka amacı zaten olamaz. Çünkü maden şirketi kendisinin ihtiyacı olan su kaynağını ÇED raporunda ayrıntılarıyla anlatmıştır ve ÇED raporlarında Kumarlar köyü, Balıklı Dere üzerine yapılacak bir göletten bahsedilmemektedir. Bu nedenle kendi açıklamalarında da dile getirdikleri gibi bu göletten madene su verilmeyecektir. Bu bölümde anlamadığımız ÇED raporunda yer almayan bir şey daha var ÇED Raporu şirketin sosyal çalışmaları hangi köylerde yapabileceğini de belirtiyor, bu köyler içerisinde Kumarlar köyü yok, peki DSİ ile hangi gerekçe ile protokol imzalayıp bu göletin yapımını üstlendiklerini ve maden sahasına doğru döşenen 100’lük boruların hangi köylere su götüreceğini öğrenebilir miyiz? 6. Köylülerin İMECE ile açtıkları yol maden sahasında kaldığı için şirket İl Özel İdaresi ile vaktinde bir protokol imzalamış ve olurda şirket çalışma izni alırsa alternatif bir yol yapılıp, İl Özel İdaresi’ne teslim edileceği belirtilmiştir. Yani 12,5 km’lik yolu hayır olsun diye değil, köy yolunu işgal ettiği için yapmıştır. Ayrıca yolun teknik olarak denetiminin yapılıp yapılmadığı bilinmemektedir, üstelik yol inşa edilirken şirket izinlerini henüz almamıştı, izin alacağını nereden biliyordu? Bu yol yapımında kaç adet ağaç katledildi? Yolun teknik incelemesi yapıldı mı? Asfaltlama çalışmaları nöbet sırasında gözlemlediğimiz üzere İl Özel İdaresi tarafından yapıldı, yani bizim bütçemizden. Acaba şirket asfaltlama için bedeli İl Özel İdaresi’ne yatırdı mı? 7. Türkiye Ormancılar Derneği’nin açıklamasına göre 347.000 ağaç katledilmişken ve bu sayı içerisinde Orman Bölge Müdürlüğü’nün saymadığı 10 yaşındaki ağaçlarda sayılmazken 16.500 fidan hangi zaman diliminde büyüyüp, karbon tutma ve oksijen sağlama bakımından 347.000 ağacın yerini tutacaktır. 16.500 fidanın yanında yuvasından olan sincaplar, karacalar, kirpiler, börtü böceklerde yer alabilecek mi? Kirazlı maden sahasında yer alan 7 endemik tür bu 16.500 fidanın içinde mi yetiştirilecek? Tanıtım videolarınızda bir kez de bunları açıklamanızı bekliyoruz. En kısa sürede diğer maden ruhsatı sahipleri ile birlikte Kazdağları ve yöresini terk etmenizi bekliyoruz” denildi.
(Eren Aşnaz)