"Su ve Vicdan Nöbeti çağrısı, bıçağın kemiğe dayanmasıdır"
Atikhisar’da devam eden ‘Su ve Vicdan Nöbeti’ 39’uncu gününde devam ediyor. Su ve Vicdan Nöbeti Koordinasyon Kurulu, devam eden doğa mücadelesi ve nöbet eylemi ile ilgili açıklama yaptı. Su ve Vicdan Nöbeti’nin 39. gününde ‘bugüne kadar neredeydiniz’ diyenlere cevaben yapıldığı belirtilen açıklamada 2007 yılında konuyla ilgili başlayan tepki eylemlerinin haberlerine yer verildi. 40’a yakın meslek odası, sendika, STK…’nın temsilciliği ile Çanakkale Çevre platformunun kurularak Çanakkale yerelinde çevre sorunlarına taraf olmayı amaçladığı ifade dildi. 2007 yılında başlayarak 20 yılı aşkın süredir Çanakkale de çevre mücadelesinin verildiği belirtilen açıklamada, ‘Su ve Vicdan Nöbeti’ne kadar verilen mücadele ve yapılan çalışmalar sıralandı. Açıklamada; “Su ve Vicdan Nöbeti 39. gününde,’ bugüne kadar neredeydiniz’ diyenlere cevaben; Çanakkale’de altın ve gümüş madenciliğine karşı verilen mücadele 10 yılı aşkın süredir devam etmektedir. 15.10.2007 tarihinde Radikal gazetesinde ‘’Daha sondaj aşamasındaki 10 firma, Kaz Dağları’ndaki asırlık ağaçları katlediyor. Homeros’un ‘Bin Pınarlı İda’sında sulara çamur karışmaya başlamış bile. ‘Bölge Halkı Kararlı: Dağımızı Koruruz’ haberi yoktan var olmamıştır. Çanakkale Çevre Platformu, meslek odaları, sendikalar, demokratik kitle örgütlerini içeren 40’a yakın örgüt temsilciliği ile kurulmuş ve Çanakkale yereline özel çevre sorunlarına taraf olmayı amaçlamıştır. Bu dönemde temel yaklaşım halkın bilgilendirilmesi ve mücadeleye bölge halkının katılımının sağlanmasıydı. Birçok halkı bilgilendirme toplantısının yapılmaması sağlanmıştır. ÇEP’in her bileşeni bu süreçte halka ulaşmaya çalışmış, süreci engellemeye ve yavaşlatmaya yönelik mücadele vermiştir” denildi.
“Çevre mücadelesi 10 yılı aşkın süredir devam ediyor”
Verilen çevre mücadelesi ve çalışmaların tarihleri ile sıralandığı açıklamada; “14.01.2012-15.01.2012 tarihlerinde ‘’Bir Damacana Suya Bir Damla Siyanür Damlatsak İçer Misiniz?’’ sloganıyla Evciler Köyü’nde iki gün süreli panel yapılmıştır. Çanakkale Belediyesi Troya Festivallerinde 2012 ve 2013 yıllarında Kaz Dağları ve Altın Madenciliği temasıyla festival düzenlemiştir. ‘’Tek Şans Tek Dünya Tek Kazdağları’’ 2012 yılının Troia Festivali afişi olmuştur. Mayıs ayının ilk haftası Atikhisar Kır Şenlikleri yapılmış ve altın madenciliği ve su teması işlenmiştir. Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi tarafından yapılmıştır. Yine yerel gazetemizden bir haber 26.02.2012, ‘Kirazlı köyünde, altın madeni için ÇED sürecinde halkın katılım toplantısına halk katılmayınca, çevreciler tepkilerini Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna’ya yönelttiler’, yazılmıştır. 03.06.2012 yılında Etili’de yaklaşık bin kişinin katılımı ile ‘’Siyanürsüz doğa, Özgür Kazdağı, Özgür Ağı Dağı, Özgür Gelecek’’ sloganıyla miting yapılmıştır. Bu süreçlerde yargı süreci devam ettiği için dönemin Çanakkale Valisi tarafından GSMR onaylanmamış, izinler fiilen askıya alınmıştır. 02.03.2013 tarihinde ‘’Made in Çanakkale’’ başlıklı kampanya ile Çanakkale’nin değerlerine vurgu yapılmış ve korunması için mücadele edilmiştir. Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi tarafından 2015 Genel Kurulu’nda Çanakkale ve Bölgesi Çevre Sorunları konuşulmuş ve kentin çevre problemleri kitapçık olarak da basılmıştır. Çanakkale Kent Konseyi Çevre Meclisi Çanakkale Kazdağları ve Yöresi Ekolojik Mücadele Çalıştayı yapmış ve çalıştayı bir kitap olarak Kasım 2016 tarihinde yayınlamıştır. 02.12.2017 tarihinde İda Dayanışma Derneği Orman Bölge Müdürlüğü önünde Atikhisar Barajı su toplama havzasındaki ağaç kesimiyle ilgili basın açıklaması yaptı. Çanakkale Valiliğine çağrı yapılmış ve GSMR’nın imzalanmaması istenmiştir. Kesilecek ağaç sayısı 150 bini geçecektir denmiştir. Orman Bölge Müdürlüğü’ne yasal olarak da sorup alınamayan cevapların cevapları dernek yönetimince verilmiştir. Çanakkale Çevre Platformu imzası ile Çanakkale Valiliği’nden altın madeni konusunda görüş bildirmek için randevu talep edilmiş ancak aradan geçen 4 aya rağmen randevu talebine cevap dahi verilmemiştir. 05.05.2018 tarihinde Tarım Orman İş Sendikası ve İda Dayanışma Derneği Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü önüne siyah çelenk bırakmıştır. Aynı gün Çanakkale merkezden Atikhisar Barajına yürünmüş ve 1 günlük temsili nöbet tutulmuştur. 07.06.2018 tarihinde yaklaşık 5 bin imza toplanmış ve GSMR onaylanmaması için Çanakkale Valiliğine verilmiştir. Belirtilen takvim tarihleri dışında sahada ve şehir merkezinde defalarca açıklamalar, protestolar yapılmıştır. 19.07.2019 tarihinde yaklaşık 5 bin kişinin katılımı ile Çanakkale İskele Meydanı’nda basın açıklaması yapılmıştır” denildi.
“Su ve Vicdan Nöbeti doğru adım attığımızı gösterdi”
Yapılan eylemlerin, doğru adımlar olduğu ifade edilen açıklamada; “26.07.2019 tarihi Su ve Vicdan Nöbeti çağrısı yıllarca sessizliğe bürünen kurumlara karşı bir çığlıktır, bıçağın kemiğe dayanmasıdır. Bizler suyumuzun kurtuluşunun kendimizde olduğunu biliyor ancak hukuka ve kurumlara güveniyorduk. Geldiğimiz noktada gördük ki sesimiz bizden öteye gitmiyor, Su ve Vicdan Nöbeti sesimizi sadece Çanakkale Valisine değil, Kanada Valisine dahi duyurdu. Şu an yükselen ‘’şimdiye kadar neredeydiniz, bir anda hortlayan eylemler, seçim sonrası başlayan eylemler’’ şeklindeki şimdiye kadar sesini çıkarmayan her kurumdan çıkıyor olması doğru yolu nihayet bulduğumuzu göstermekte. Su ve Vicdan Nöbeti temeli Anayasanın 56. Maddesine dayanır. “ Herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı vardır, bu çevreyi korumak her vatandaşın ve devletin ödevi ve görevidir.” Bizler vatandaşlık görevimizi yerine getirmekteyiz. Bundan da onur duymaktayız” denildi.
(Eren Aşnaz)