1. İyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.
2. Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.
3. Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.
4. Hava kararınca, ezan okununca, anne-baba çağırınca maç biterdi.
5. Üç korner bir penaltıydı.
6. Topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı.
7. `Frikiklerde açıl biraz` denince `Burası Ali Sami Yen mi` şeklinde cevap verilirdi.
8. Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi.
9. Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe `Açılsana 3 kere sektirdim` derdi, rakip açılırdı; efendilik vardı.
10. Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes `İşe işe!` diye bağırırdı.
11. Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.
12. Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.
13. Topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı.
14. Ama genelde topun sahibi olmasa da, takımdaki en büyük kişi liderliği üstlenirdi…
15. Klişe laflar vardı: `At bakayim abinin kıllı göğsüne!`
16. Elin avantajı olmazdı.
17. Bel üstü gol sayılmazdı.
18. Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.
19. Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı.
20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.
Devam edecek