“Başbakan ‘ucuz’ hesaplar peşinde”

Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu, eleştirilerde bulunduğu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın öğretmenleri aşağılamak yerine sorunlarına kalıcı çözümler üretmesi gerektiğini bildirdi.

582
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sert tepki gösteren Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu; “Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in göreve geldikten sonra yaptığı her konuşmada eğitim emekçilerinin emeğini aşağılayan, az çalıştıklarını, çok para aldıklarını ima eden suçlamalarına Başbakan da katıldı. Başbakan, ‘Bir öğretmenin en düşük olanı 1624 lira alıyor. Haftada 15 saat karşılığı alıyor. Peki, düz bir memur ne kadar çalışıyor? 40 saat. Bir de tatili var. Yılda iki ay. Düz memurun tatili 20 gün. Bu haksızlık değil mi?’ şeklindeki açıklamasıyla, tıpkı Milli Eğitim Bakanı gibi, eğitim emekçilerinin taleplerinden ve haklı mücadelesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş, öğretmenlerle diğer kamu emekçilerini karşı karşıya getirmeye çalışarak ‘ucuz hesaplar’ hesaplar peşinde olduğunu göstermiştir” dedi.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sert tepki gösteren Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in göreve geldikten sonra yaptığı her konuşmada eğitim emekçilerinin emeğini aşağılayan, az çalıştıklarını, çok para aldıklarını ima eden suçlamalarına Başbakan da katıldı. Başbakan, “Bir öğretmenin en düşük olanı 1624 lira alıyor. Haftada 15 saat karşılığı alıyor. Peki, düz bir memur ne kadar çalışıyor? 40 saat. Bir de tatili var. Yılda iki ay. Düz memurun tatili 20 gün. Bu haksızlık değil mi?” şeklindeki açıklamasıyla, tıpkı Milli Eğitim Bakanı gibi, eğitim emekçilerinin taleplerinden ve haklı mücadelesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş, öğretmenlerle diğer kamu emekçilerini karşı karşıya getirmeye çalışarak “ucuz hesaplar” hesaplar peşinde olduğunu göstermiştir. Başbakan`ı bu şekilde konuşmaya ve öğretmenlerin aldıkları ücreti tartışma konusu yapmasına iten en önemli neden 23 Mayıs grevinin yarattığı etki ve Hükümet cephesinde oluşturduğu tedirginliktir. 23 Mayıs grevinin ülke çapında etkili olması, özellikle eğitim işkolunda katılımın yüzde 100’e yakın gerçekleşmesinin ardından, greve ciddi bir katılım gösteren eğitim emekçilerini hedef alan açıklamalar yapılması manidardır.
 
Başbakan’ın izinden giden Milli Eğitim Bakanının daha önce Türkiye’de öğretmenlerin az çalıştığı yönündeki açıklamaları olmuştu. Bakan Bey, Türkiye’deki ilköğretim öğretmenlerin yıllık 870 saatlerini okulda geçirdiğini, bu rakamın OECD ortalamasının 312 saat altında olduğunu iddia etmiş ve öğretmenleri “az çalışmakla” suçlamıştı. Başbakan’ın öğretmenlerin aldıkları ücreti tartışma konusu yapması kabul edilebilir bir durum değildir.
 
Başbakan`a hatırlatmak isteriz ki, Türkiye’de öğretmenler sadece derslere girmemekte, bunun yanı sıra, özellikle son yıllarda yaygınlaşan Toplam Kalite Yönetimi, İlköğretim Kurumları Standartları uygulamaları, TEFBİS, ADEY, RİDEF vb ek işlerin yanı sıra, yaklaşık 3600 anket sorusunu yanıtlamak, bakanlığın ödenek ayırmadığı okullara bağış toplamak için kermes düzenlemek vb gibi angarya işlerle ders dışı zamanlarda da yoğun bir mesai harcamaktadır. Tüm bu unsurları göz önüne alarak baktığımızda, Türkiye’de öğretmenlerin iş yükünün son derece ağır, harcadıkları emeğin karşısında aldıkları ücretin ise diğer OECD ülkelerine göre oldukça az olduğu görülmektedir. Türkiye’deki öğretmenler, diğer OECD ülkeleri ile kıyaslandığında toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları açısından oldukça geri durumdadır. OECD’nin son olarak açıkladığı Bir Bakışta Eğitim Raporu 2011’e göre Türkiye’de çalışan öğretmenler, diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre çok daha fazla çalışmaktadır.”
 
“Diğer ülkelere göre fazla çalışan öğretmenler daha düşük ücret almaktadır”
Ülkelere göre öğretmenlerin toplam zorunlu çalışma saatlerini tablo şeklinde açıklamaya ekleyen Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu; diğer ülkelere göre Türkiye’de fazla çalışan öğretmenlerin daha düşük ücret aldığını ifade ederek; “OECD üyesi ülkelerden seçilen 10 ülke arasında en yüksek çalışma saatlerine sahip olan ülke birlikte Türkiye’dir. Öğretmenlerin yıllık zorunlu çalışma saati Türkiye’de 1808 saat olarak hesaplanmıştır. Oysa bu kriter çerçevesinde Türkiye’nin de üyesi olduğu OECD ortalaması 1663 saattir. Türkiye’de öğretmenler, OECD ortalamasından her yıl 145 saat daha fazla çalışmakta, söz konusu fazla çalışmaya karşılık, diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre daha düşük ücret almaktadır. Başbakanın eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını göz ardı ederek, yaptığı açıklama hükümetin eğitim emekçilerine hangi gözle baktığını göstermektedir.
 
Bugün AKP’nin uyguladığı sermaye yanlısı politikalar nedeniyle eğitim emekçilerinin yüzde 80’i borçludur ve üçte ikisi geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalmaktadır. OECD ülkeleri içinde en düşük ücreti ülkemiz öğretmenleri almasına rağmen, Başbakan’ın sanki öğretmenler yüksek ücret alıyorlarmış gibi bir açıklama yapması anlaşılır değildir. Başbakan`ın Türkiye’de öğretmenlerin ve diğer kamu emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını bizlerden çok daha iyi bilmektedir. Başbakan şunu çok iyi bilmelidir ki eğitim emekçilerinin emeğine hakaret ederek, hükümet olarak yaptığı yanlışların üzerini örtemez” dedi.
Paylaş