"Uzaktan eğitimin" avantajları, dezavantajları...

3423

Mart ayından buyana tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsü salgını ile mücadele sürüyor. Yaşam biçimlerini, alışkanlıkları, günlük yaşam tarzlarını değiştiren, başka biçimlerde hayatın devam etmesine neden olan korona virüsü pandemisi, eğitimi de alışkanlıkların çok ötesine taşıdı. Yüz yüze eğitimden uzaklaşılmasına neden olan, bilgisayar, tablet ve telefonlar aracılığıyla internet üzerinden eğitimlerin sürmesine neden olan korona virüsü, sadece insanları ekonomik olarak değil, çok farklı biçimlerde, ruhsal olarak da olumsuz yönde etkiliyor. Tableti, bilgisayarı olmayan, hatta internet kullanımı yapamayan yüz binlerce hatta milyonlarca öğrenci ve veli, "eğitim sorununu" bir şekilde çözmeye çalışıyor. Hala internete erişemeyen, dolayısıyla derslere katılamayan öğrenciler, çocukları için bu sorunu çözmeye, korona virüsün getirdiği ekonomik sorunların yanına yeni bir sorun olarak ekleyerek bununla da mücadele etmeye çalışan; asgari ücretli, tek maaşlı ya da işsiz çok sayıda yurttaşın, neredeyse birincil sorunu haline geldi uzaktan eğitim...

 
Bilgisayar, tablet, telefon ve internet problemini çözenler ise EBA TV`nin teknik sorunlarıyla baş etmeye, farklı uygulamalarla eğitimlerini sürdürmeye çalışan öğrenciler ve veliler, tabiri yerinde ise bir sorunlar yumağı ile 2020-2021 eğitim öğretim yılına adım attılar... 
 
Pek çok sorunun ötesinde, Uzaktan eğitim nedir? Aantajları-dezavantajları nelerdir? Ailelere öneriler neler? ve benzeri konularla ilgili Gazetemiz Yazarı Pedagog Hakan Şahintürk, ile görüştük. Şahintürk sorularımızı yanıtlayarak, sürece ilişkin değerlendirmelerini paylaştı. 
 
İşte Pedagog Hakan Şahintürk`ün açıklamaları ve değerlendirmeleri; 
 
OLAY: Uzaktan eğitim nedir kısaca söz eder misiniz?
Hakan Şahintürk: Öğrenci ve öğretim elemanlarının farklı coğrafi mekanlarda olduğu, ders malzemesi aktarımı ve etkileşiminin teknolojiden yararlanılarak gerçekleştirildiği eğitim biçimidir. Uzaktan eğitim en yalın ifadesiyle, öğrenci ile öğretmenin aynı ortamlarda olmaması durumunda kullanılan bir eğitim teknolojisi olarak tanımlanabilir. Öğrenme sürecinde İnternet, herhangi bir bilgisayar ağı veya bireyin çeşitli multimedya teknolojilerinden yararlanarak hem öğrenci hem de öğretici için mekan ve zaman bakımından esneklik sağlayan eğitim faaliyetidir.
E-öğrenme hem bilgisayar ağı hem de bir ağa bağlı olmayan bilgisayarlardan yararlanarak yapılan eğitimi de içerdiği için hem çevrim içi öğrenmeyi hem de bilgisayar tabanlı öğrenmeyi(ağsız öğrenme) de kapsar.
E-öğrenme üçe ayrılır:
Eş zamanlı(Senkron) öğrenme
Farklı zamanlı(Asenkron) öğrenme
Karma eğitim
 
OLAY: "Farklı Zamanlı (Asenkron) Öğrenme" konusunu biraz açar mısınız? 
Hakan Şahintürk: Asenkron olarak da bilinen bu model, bilginin önceden üretildiği ve depolandığı, daha sonra öğrencilerin dilediği zaman ve dilediği sayıda tekrarda erişebildiği bir uzaktan eğitim-öğretim şeklidir. Bu modelde bilgi, bilgisayarda dinamik olarak sürekli yenilenir, öğrenci sayfaları ziyaret ettiğinde izlenir, konu ile ilgili öğretici sorular yöneltilir ve otomatik raporlar oluşturulur.
Bu modelde bilginin hazırlanıp bilgisayar ortamına depolanması iki şekilde olabilir:
Çeşitli yazılım araçları kullanılarak ders içeriklerinin bilgisayar ortamına aktarılması,
Anlatılmakta olan bir dersin, kamera, mikrofon gibi elektronik cihazlarla bilgisayar ortamına alınması.
Tek yönlü-pasif; Önceden hazırlanmış ders içeriklerine öğrenciler istedikleri zaman ve sayıda ulaşabilirler fakat öğrenciler soru soramazlar.
Çift yönlü-etkileşimli; Önceden hazırlanmış ders içeriklerine öğrenciler istedikleri zaman ve sayıda ulaşabilirler. Öğrenciler e-mail, forum vb. yollarla soru gönderebilirler.
Asenkron uzaktan eğitim, öğrenciye tam anlamıyla zaman ve mekan bağımsızlığı sağlamaktadır. Öğrenci istediği zamanda istediği yerden ders içeriğine ihtiyacı olduğu sürece erişebilir. Bu uzaktan eğitim türünde daha çok öğrenci-içerik etkileşimi ön plana çıkmakta, öğrenci-öğretmen etkileşimi gecikmeli olarak yaşanmaktadır. Öğrenci içerikle ilgili sorularını e-posta veya forum yoluyla öğretmene iletir, belli süre aralıklarıyla cevaplanan bu soruların cevapları öğrencilere aynı yollarla iletilir. Uzaktan eğitimin avantajları olduğu gibi dezavantajları da bulunmaktadır. Yer zaman engelini ortadan kaldırması, gerekli teknolojiye sahip olunduğu takdirde herkesin eğitim içeriklerine ulaşması kolaydır, derse ve tartışmalara birden fazla katılım mümkündür, çekingen mizaçlı öğrencilerin derse katılımı kolaylaştırır. Bunlar uzaktan eğitimin avantajlarıdır.
 
OLAY: Peki uzaktan eğitimin dezavantajları nelerdir?
Hakan Şahintürk: Öğrencinin anında geribildirimde bulunması zordur, Teknolojik altyapının, özellikle internet erişiminin istenilen düzeyde olmaması öğrenme sürecini ciddi boyutta olumsuz etkileyebilir.
 
OLAY: Ülkemizde uzaktan eğitim süreci doğru işliyor mu?
Hakan Şahintürk: Mart ayında başlayan küresel sorun bir şeylerin planlanması noktasında herkesi çok zorlamıştır. Özellikle kısıtlamaların üst üste gelmesi panik dalgasının tsunamiye dönmesine neden olmuştu. Yükseköğretim kurumlarının bir kısmı halihazırda uzaktan eğitim yöntemini kullandıkları için uyum sağlama konusunda fazla sorun yaşamadılar. Asıl sorun orta ve ilköğretimde yaşanmış ve yaşanmaktadır. Salgının ülkemizde görülmesinden itibaren bu işin ne kadar süreceği konusunda kimsenin öngörüsü yoktu ancak her sektörün uzun vadede planlarını salgının en az bir yıl süreceği gibi yapması en doğru yaklaşım olacaktı. İşte tam burada ülkenin eğitim otoritesi olan MEB` in yaz döneminde teknolojik altyapıyı güçlendirme konusunda çalışmalar yapmasını bekledik. Şu andaki görüntüye baktığımızda MEB`in uzaktan eğitim işlevini yürüten EBA` nın ciddi sistemsel sorunlar yaşadığı görülmektedir. Özellikle erişim konusunda eğitimci ve öğrencilerin sistemden faydalanmayı bırakın sisteme ulaşmaları bile mümkün olamamaktadır. 
 
OLAY: Yaşanan sürece öğrenci ve aileler tarafından bakarsak neler söylemek istersiniz?
Hakan Şahintürk: Belki de yaşamları boyunca böyle bir yaşam deneyimini bir daha yaşamayacak anne babalar ve çocuklar evlere kapanmanın yaşattığı sıkıntılarla baş etmekle beraber yabancı oldukları bir öğretim yöntemine uyumsama konusunda çok güçlük çekmişlerdir. Normal zamanlarda çoğunlukla eğlence amaçlı olarak kullanılan teknolojik cihazların bir öğrenme aracına evrilmesi çocukların bu konudaki ciddiyet eşiklerini çok zorlamıştır.
 
OLAY: Çocukların uzaktan eğitime motivasyonlarının arttırılması için ailelere ne gibi önerileriniz olabilir?
Hakan Şahintürk: Okullara verilen uzun ara sonrası, okulların açılması dört gözle bekleniyor. Sanırım, öğrencilerden daha çok ebeveynler bekliyor. Ebeveynler, okul zamanında da çocuklarının ödevlerini, sınavlarını, ders çalışmalarını takip ediyorlardı ama tek başlarına değillerdi. Bir anda çocuklarının hem ebeveyni hem de öğretmeni oldular. Whatsaptan atılan ödevleri, uzaktan eğitimi, canlı dersi, EBA`dan gönderilen ödevleri, online sınavları, çocuklarının günlük ders çalışmasını ve kitap okumasını da takip etmek zorunda kaldılar. Tabi ki bu kadarla da bitmiyor. Tüm gün evde kalmaktan sıkılan çocukları ile teknoloji arasına da mesafe koymak zorundalar, sanırım en zoru da bu olsa gerek. Bu durumda tabi ki velilerin okulu özlemesi, açılmasını beklemesi de gayet doğal. Umarım bu beklentileri en kısa sürede gerçekleşir. Bazı ebeveynler ise çocuklarının derslerden ve arkadaşlarından geri kalacağı endişesini taşıyor, çocuklarının çalışmalarının yeterli olup olmadığını sorguluyorlar. Çocukları yeni konulara mı çalışmalı, önceki konuları mı tekrar etmeli, ne kadar ve nasıl çalışmalı gibi hususlarda kafalarında soru işaretleri var.
Öncelikle aile içi iletişimin empati odaklı bir forma sokulması gerekmektedir. Bu konuyu biraz açacak olursak aile bireylerinin birbirleriyle olan bağlarının daha güçlü hale gelebilmesi, huzur ve güven ortamının evde sürdürülebilirliği anne babaların öncülüğünde tesis edilmelidir. Ben çocukların akademik gelişiminden çok sosyal-duygusal gelişiminin daha önemli olduğu düşüncesini savunmaktayım. Kendi duygularını tanıyan, duygularını karşısındakine net olarak ifade edebilen, karşısındakilerin duygularını anlamaya çalışan her birey kendisi için en doğru seçeneği seçebilecek bilişsel olgunluğa ulaşır ve görevlerini yapabilmek için gerekli çabayı harcamaya her zaman hazırdır. Aile içi iletişimin daha güçlü olmasını sağlayabilecek aile toplantılarında haftalık ya da 15 günlük etkinlik planları yapılması, ailesel amaçlar için herkese gelişim dönemine uygun görevler verilmesi ve bir sonraki toplantıda yapılmış olanların listesi gözden geçirilerek görevini yerine getiren herkese teşekkür edilmesi sorumluluk almaya yatkın çocuklar yetiştirmek için en işlevsel yöntemlerden biridir. Yapılan yaşam ve etkinlik planlarında özellikle uzaktan eğitim ders saatleri net olarak yazılmalı, o saatlerde evin sessiz olması sağlanmalıdır. 

Ebeveynlere bu konuda diğer önerilerim ise şunlardır;
Öğretmenler ile İletişim Halinde Olun!
Çocuğunuzun öğretmenleri ile irtibatı kesmeyin ve iletişim halinde olun. Çocuğunuzun ders çalışma süresi, motivasyonu ve teknoloji kullanımı süresi gibi konularda öğretmenleri ile iletişim halinde olmanız işinizi kolaylaştıracaktır. Ayrıca çocuğunuzun öğretmenleri ile iletişim halinde olması, okullar açıldığında uyumunu da kolaylaştıracaktır.
Arkadaşları ile İrtibatı Kesmesin!
Çocukların sosyal gelişimlerinde arkadaşları önemli bir paya sahiptir. Bu nedenle çocuğunuzun arkadaşları ile gerek telefonda gerekse önlemler alınarak yüzü yüze görüşmeleri önemlidir. Ayrıca okuldan ve arkadaşlarından uzak kalan çocukların teknoloji kullanımı da daha da artmaktadır.
Kitap Okumasını Teşvik Edin!
Kitap okumanın, beyin gelişimi üzerinde çok olumlu etkileri vardır. Kitap okuma çocukların akademik başarılarının yanı sıra duygusal gelişimlerine de katkı sağlamaktadır. Uzaktan eğitim sürecinde çocukların kitap okumaya daha fazla zaman ayırmaları gerekmektedir. Kitap okuma çocuklar için bir tercih olarak görülmemelidir. Kitap okumanın, gelişimleri için bir ihtiyaç olduğu ve gerekliliği çocuklara küçük yaşlardan itibaren anlatılmalı ve bu konuda çaba gösterilmelidir. Çocukların, kitap okumadan okumayı sevmesini beklemek boşunadır. Kitap okumaya zaman ayırmaları, kitaplarla içli dışlı olmaları ve kendi kütüphanelerine sahip olmalarına imkân verilmesi durumunda okumayı sevme olasılıkları da artacaktır.
Teknolojiye Sınır Koyun!
Okula gitmeyen, arkadaşlarından uzak kalan öğrencilerin evde çok daha fazla boş zamanlarının olması, zamanlarını geçirecekleri alternatiflerin az olması nedeniyle uzaktan eğitim sürecinde teknoloji kullanımı artmış durumda. Okul zamanına göre teknoloji kullanım süresinin artması normal bir durum ancak bu sürenin çok fazla artması çocuklarımız için başka yeni sorunlar doğurmaktadır. Teknolojinin uzun süre kullanılması, bağımlılık, dikkat, odaklanma ve sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Ayrıca teknoloji kullanımı artıkça öğrencilerin motivasyonları ve ders çalışma süreleri azalmaktadır. Bu konuda çocuklarınız ile teknoloji kullanımı konusunda bir anlaşma yaparak, sınır koyun.
(Seçkin Sağlam)
Paylaş